Uyan artık Almanya

‘KARDEŞ partiler’ olarak bilinen CDU/CSU ile sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) hemen ‘günah keçilerini’ buldular.
Aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı Friedrich Merz, “Çoğu göçmen kökenli olan bu pasaklılar, saygı göstermedikleri bu devlete meydan okumaktalar” diyerek göçmen kökenlileri hedef gösterdi.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder de sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) de öyle.
CDU’lu eski Federal Sağlık Bakanı ve CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı Jens Spahn da yılbaşı gecesi yaşanan olayların ve saldırıların şu andaki göç politikasından ve bir türlü gerçekleşmeyen uyumdan, yani ‘uyumsuzluktan’ kaynaklandığını ileri sürdü.

SPAHN DA AYNI GÖRÜŞTE
Spahn, geçen hafta Instagram’dan paylaştığı bir videoda, yuvaya giden çocukların Almanca öğrenmelerinin desteklenmesini önerirken, “İlkokula başlamadan önce zorunlu Almanca sınavına ihtiyacımız var” görüşünü savundu.
Özellikle göçmen kökenli ailelerde veya başka nedenlerle doğru dürüst Almanca konuşmasını öğrenmemiş olan çocuklara Almanca öğrenmeleri için yuvalarda hedefe yönelik destek verilmesini gündeme getirdi.
“Önemli olan herkesin okula devam etme şansına sahip olmasıdır. Bu da ancak herkesin Almanca anlaması halinde mümkün olabilir” dedi.
Ancak aynı videoda, yılbaşı akşamı ve gecesi yaşanan şiddet olaylarının, Hamburg’da Filistin kökenli bir sığınmacının bıçakla saldırıp iki kişiyi öldürmesinin başarısız uyum ve mevcut göç politikasından kaynaklandığını söyleyip, ‘ağzındaki baklayı da çıkardı’.

ÇOK BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ...
Evet...
Almanya’da yaşayan göçmen kökenli çocukların da yetişkinlerin de iyi derecede Almanca öğrenmelerine, Almanca bilmelerine hep destek verdik.
Türkiye kökenli çocukların eğitim kurumlarında başarılı olabilmeleri için küçük yaştan itibaren çocuk yuvalarına gönderilmelerini, orta öğrenim ve yüksek öğrenim yapmalarını hep destekledik.
Kimden gelirse gelsin, her türlü şiddete sonuna kadar karşı olduğumuzu hep vurguladık.
84.3 milyon nüfuslu Almanya’da 10.9 milyonu ‘yabancı pasaportlu’ olmak üzere 22.5 milyondan fazla göçmen kökenli insan yaşamaktadır.
Her toplumda olduğu gibi Almanya’daki göçmen kökenliler arasında da hiç şüphesiz sorunlu olanlar vardır.
Var da...
Ancak göçmen kökenli insanların çok çok büyük bir bölümü bu ülkenin yasalarına saygılı bir biçimde, vatanları gözüyle baktıkları ve çoktan vatanları olan bu ülkede barış içinde yaşamaktadır.
Almanya’da uyum tartışmaları yeni bir olgu değildir.

DOĞUŞTAN VATANDAŞLIK ÖNERDİ
Almanya’ya yabancı iş gücü göçü 1955 yılında İtalyanlarla başladı.
30 Ekim 1961’de ‘Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşması’ imzalandıktan sonra ilk ‘Gastarbeiter’ (Misafir işçiler) Almanya’nın yolunu tuttu.
Bu insanlar gece gündüz çalışarak Almanya’nın bugünkü refah düzeyine ulaşmasına önemli katkılarda bulundu.
Ama Almanya’da politik sorumluluk taşıyanların aklından, bu insanların Almanca öğrenmeleri, uyum sağlamaları gibi bir şey hiç geçmedi yıllarca.
Dönemin SPD’li Almanya Başbakanı Helmut Schmidt, Kuzey Ren Vestfalya’nın (KRV) eski Başbakanı Heinz Kühn’ü 1978 yılında Yabancılar Sorumlusu olarak göreve getirdi.
Kühn, 1979 yılında ‘Kühn Memorandum’u yayınladı.
Yabancıların çocuklarının yuvaya gönderilmelerini, Almanca öğrenmelerine önem verilmesini, Alman çocuklarla aynı sınıflarda eğitim görmelerini, doğuştan Alman vatandaşlığı verilmesini önerdi.
Ama politik sorumlular da eğitimciler de Kühn’ü takmadı.

NE OLUR UYANIN ARTIK
Yabancı çocuklar ülkenin birçok yerinde, daha ziyade zihinsel engellilerin eğitim gördüğü ‘Sonderschule’ye yönlendirildi.
Birçok okulda yabancı çocuklar aynı sınıflara tıkıldı.
1998-2005 yılları dışında 1982 yılından beri CDU/CSU iktidarda söz sahibi olduğu halde Almanya’da muhafazakâr kanat hâlâ uyumdan, ‘uyumsuzluktan’ bahsetmektedir.
Almanca bilmedikleri için göçmen kökenli gençlerin toplumsal barışı bozduklarını, devlete saygı göstermediklerini ileri sürmektedir.
Bunu iddia eden Almanya’daki politik sorumlulara şunu soruyorum;
Yılbaşı akşamı polise, itfaiyecilere saldırdıkları için gözaltına alınan ‘Biyo Almanlar’ acaba sonradan mı göçmen kökenli (!) oldular?
Almanya’da polislere saldıran, polis araçlarını yakan iklim aktivistleri de mi göçmen kökenli?
Evde, yuvada Almanca öğrenmedikleri için mi isyankâr oldu onlar?
Alman Anayasası’nı, Alman devletini tanımayan, hatta demokratik hukuk devletini devre dışı bırakmak için darbe planları yaptıkları bile ortaya çıkan aşırı sağcı ‘Reichsbürger’ (İmparatorluk Vatandaşları) da mı göçmen kökenli?
Onlar da mı Almanca bilmedikleri, Almanca öğrenmedikleri için ‘devlet düşmanı’ oldular?
Uyum, uyum dediniz, ama hep uyudunuz.
Irkçılığa, yabancı düşmanlığına, Yahudi düşmanlığına, İslam düşmanlığına, dışlamaya, ayırımcılığa karşı mücadeleye gereken önemi vermediniz.
Ne olur uyanın artık!..