Güncelleme Tarihi:
DİĞER ÜLKELERDE DE VAR
Evet...
Wilders’in 2006 yılında kurduğu sadece adı ‘özgürlük’ olan Özgürlük Partisi, Hollanda gibi demokratik bir hukuk devletinde ilk kez seçimlerden ‘en güçlü parti’ olarak çıktı.
Avrupa benzer bir gelişmeye geçen yıl İtalya’da da tanık oldu.
Giorgia Meloni liderliğindeki aşırı sağcı -post faşist- İtalya’nın Kardeşleri (FdI), 25 Eylül 2022’deki genel seçimlerden yüzde 26 oyla ‘en güçlü parti’ olarak çıkarak, aynı kanattaki Lig Partisi (Lega) ve Forza Italia (FI) (İtalya İleri) ile koalisyon hükümeti kurdu.
AB ülkesi olan Macaristan’da ‘Fidesz’ kısa adıyla tanınan Macar Yurttaş Birliği Lideri Viktor Orban, 2010 yılından beri aralıksız iktidardadır.
AB üyesi Polonya’da 8 yıldır iktidarda olan sağcı Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) ekim ayında yapılan seçimlerde çoğunluğu kaybettiği halde yeniden hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir.
AB üyesi Letonya’da sağ popülist Ulusal İttifak (NA) iktidar ortağıdır.
AB üyesi Slovakya’da aşırı sağcı Slovakya Ulusal Parti (SNS) iktidarın küçük ortağıdır.
AB üyesi Finlandiya’da aşırı sağcı Finler hükümet ortağıdır.
AB üyesi İsveç’te aşırı sağcı İsveç Demokratları (SD) Ulf Kristersson başbakanlığında kurulan koalisyon hükümetine ‘dışarıdan destek’ vermektedir.
AB’nin lokomotifi Fransa’da Jean-Marie Le Pen tarafından 1972 yılında kurulan Le Front National (FN), yıllarca İslam düşmanlığı yapmıştır.
2011 yılında partiyi babasından ‘devralan’ Marine Le Pen, partinin adını ‘Ulusal Birlik’ (RN) olarak değiştirse de aynı politikayı ve ırkçılığı geçen yıl kasım ayında görevi bırakıncaya kadar ‘kararlılıkla’ sürdürmüştür.
Hatta 2012, 2017 ve 2022 yıllarında Fransa Cumhurbaşkanlığı’na bile soyunmuştur.
Hâlâ bu yöndeki kararlılığını da ırkçılığı da sürdürmektedir.
AB üyesi Belçika’da aşırı sağcı Flaman Çıkarı (VB) “İslam Avrupa toplumu için en büyük tehlikedir” diyerek İslam düşmanlığını yıllardır körüklemektedir.
YABANCI DÜŞMANLIĞINI KÖRÜKLEDİLER
Daha başka AB ülkelerinde de aşırı sağcılar benzer politikalarla yollardadır...
AB üyesi Avusturya’da yabancı düşmanı ve ırkçı politikayla popülist bir tutum sergileyen Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), yıllarca iktidara ortak olmuştur.
AB üyesi olan demokratik hukuk devleti Almanya’da aşırı sağcı Almanya Nasyonal Demokrat Parti (NPD), yıllarca “Yabancılar dışarı, Almanya Almanlara” sloganıyla yabancı düşmanlığını körükledi.
Bir dönemler Bodrum’da yazlığı olduğu için “Bodrumlu Franz” olarak bilinen Franz Schönhuber’in genel başkanlığını yaptığı Cumhuriyetçiler (REP), Almanya’da yıllarca yabancı ve İslam düşmanı politikayla oy avcılığı yaptı.
Ve 6 Şubat 2013 tarihinde sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) kuruldu.
Aynı yıl yapılan genel seçimlerde yüzde 4.7 oy alarak yüzde 5 barajını aşamadı.
Ancak bir yıl sonra sokaklara dökülen ‘PEGIDA’ (Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatanperver Avrupalılar) yandaşları AfD’yi güçlendirdi.
Baştan itibaren PEGIDA etkinliklerine tam destek veren AfD, 2014 yılında Avrupa Parlamentosu’na temsilci gönderirken, 2017 yılında Almanya’da yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 12.6’sını alarak Federal Meclis’e girdi.
Şu anda Almanya’daki tüm eyalet parlamentolarında temsil edilen AfD, bu başarıyı (!) Yahudi, İslam ve yabancı düşmanlığı, sığınmacı karşıtı ırkçı politikası sayesinde elde etti.
8 Ekim’de Bavyera’da yapılan seçimlerde yüzde 14.6 oy alarak ‘üçüncü güçlü parti’, aynı gün Hessen’deki seçimlerde de yüzde 18.4’le ‘ikinci güçlü parti’ konumuna yükseldi.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları, AfD’nin eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerde ‘en güçlü parti’ konumuna yükselmekte olduğunu göstermektedir.
Almanya’da bu hafta genel seçim olsa, AfD’nin, CDU/CSU’nun ardından en fazla oy alması beklenmektedir.
*
Evet...
Almanya’da da diğer Avrupa ülkelerinde de ırkçıların ayak sesleri gelmektedir.
Sağduyulu demokrasi sevdalıları zaman kaybetmeden uyanmalıdır.
İşte bu nedenle de “Uyan Almanya uyan! Uyan Avrupa uyan!” diyoruz...