Güncelleme Tarihi:
YEŞİLLER’E SİYAHİ LİDER
Geçtiğimiz günlerde Yeşiller’in Berlin Teşkilatı yeni yönetimini belirledi.
Partinin Eş Başkanlıklarına Steglitz-Zehlendor İlçesi Belediye Meclisi Yeşiller üyesi Susanne Mertens ile partinin Neukölln İlçe Teşkilatı Başkanı Philmon Ghimai getirildi.
53 yaşındaki Mertens delegelerin yüzde 68.9’unun, 37 yaşındaki Ghimai ise yüzde 94.3’ünün desteğini aldı.
Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletine bağlı Tübingen kentinde dünyaya gelen, Heidelberg Üniversitesi’nde tarih, politika ve hukuk öğrenimini bitirdikten sonra doktorasını da yapan Philmon Ghimai, Berlinli Yeşiller’in 43 yıllık tarihinde ilk siyahi olarak Eş Başkan seçildi.
Aşırı sağcıların güçlendiği, ırkçılığın arttığı bir dönemde Philmon Ghimai’ye verilen bu destek, barış içinde birlikte yaşamdan, çeşitlilikten ve dayanışmadan yana olan tüm demokratları umutlandırdı.
Tabii, ırkçılara ve aşırı sağcılara “Umutlarımızı söndüremezsiniz, söndürtmeyeceğiz de” mesajı da verildi.
SAHADA IRKÇILIK
Futbol sahalarında ırkçılık yeni bir şey değildir.
Dünyanın çeşitli kesimlerinde yıllardır yaşanmaktadır ırkçılık.
Hedefte genelde hep siyahi oyuncular vardır.
Geçtiğimiz pazar günü Almanya’nın Duisburg kentinde Alman 3’üncü Lig takımlarından MSV Duisburg ile VfL Osnabrück karşı karşıya geldi.
0-0 devam eden karşılaşmanın 33. dakkasında VfL Osnabrück bir korner atışı kazandı.
Atışı yapmak üzere topun başına konuk takımın siyahi oyuncusu Aaron Opoku geçti.
Daha topa dokunmadan MSV Duisburg’lu taraftarların oturduğu tribünden maymun sesleri yükseldi.
Bu ırkçı tavır Aaron Opoku’yu şoke etti.
Bunun üzerine orta hakem Nicolas Winter devreye girdi ve iki takımın oyuncularını da soyunma odasına gönderip, maçı iptal etti.
Ev sahibi MSV Duisburg kulübü yöneticileri, yaşananlardan dolayı özür diledi.
Kulüplerinde de, sahalarında da ırkçılığa yer olmadığını açıkladı.
Tribündeki sağduyulu izleyiciler de, ırkçı yaklaşıma ‘Nazis raus!” (Naziler dışarı!) diyerek tepki gösterdi.
İzleyicilerin bu tutumu, ülkede yaşayan ve barıştan, hoşgörüden, farklılıktan, çeşitlilikten, dayanışmadan yana olan tüm demokratları umutlandırdı.
“Umutlarımızı söndüremezsiniz, söndürtmeyeceğiz de” dedirtti.