Güncelleme Tarihi:
ALMAN Anayası’nın üçüncü maddesi “Erkek ve kadınlar eşit haklara sahiptirler” diyor. Gerçek hayatta bu böyle mi? Önceki akşam Almanya Aile Bakanlığı 30’uncu yaş gününü kutladı. Kutlamaya bu 30 yıl boyunca aile bakanlığı yapmış bakanlar, kadın hakları savunucuları, aile içi şiddete karşı mücadeleye destek veren sanatçılar, televizyon yıldızları katıldı. Eski aile bakanı ve şimdi Başbakan olan Merkel de 30’uncu yaş günü kutlamasının baş davetlisiydi. Şimdiye kadar 5’i CDU, 3’ü SPD’den 8 kadın aile bakanlığı yapmış. Şimdiki sekizinci Bakan Manuela Schwesig de SPD’den.
TASLAK RAFA KALDIRILDI
Almanya’da 30 yıldır Aile Bakanlığı var olmasına ve hepsinin de kadın olmasına rağmen kadın erkek ücret eşitsizliği halen varlığını koruyor. Anayasanın üçüncü maddesi uygulamada yok. İstatistiklere göre aynı işi erkekler kadınlardan yüzde 21 daha fazla kazanıyor. Büyük koalisyon hükümeti kadın erkek ücret eşitsizliğini kaldırmayı 2013’te koalisyon sözleşmesine yazdı. Bakan Manuela Schwesig bir yasa taslağı hazırladı. Taslak, kadınlara aynı işyerinde çalışan erkeklerin ücretleri hakkında bilgi edinme hakkı tanıyor. Ancak taslak altı aydır onay bekliyor. Schwesig, konuşmasında aynı işyerinde saat ücreti 11 Euro’dan çalışan bir kadının, erkek iş arkadaşının 15 Euro saat ücreti aldığını tesadüfen öğrendiğini anlattı.
MERAK ETMEYİN
Bakan Schwesig, Başbakan Merkel’e hitaben, ücret eşitsizliğini gizleyen bu uygulamaya son verecek, şeffaflığı getirecek yasa taslağının bu yasama döneminde parlamentodan geçmesini istedi ve bu konunun gelecek seçim kampanyasına ertelenmemesini talep etti. CDU/CSU ücret şeffaflığının 500’ün üzerinde işçi çalıştıran işletmelerle sınırlı tutulmasını istiyor. SPD ise kuralın her işyerinde geçerli olmasında ısrar ediyor. Merkel, Schwesig’in konuşmasına cevaben, “Koalisyon sözleşmesini tanıyorum. Merak etmeyin. Bunu da yapacağız” dedi.
TÜRK DERNEKLERİ YOKTU
Almanya gibi modern bir ülkede kadın erkek ücret eşitsizliği bu yasama döneminde kalkacak mı, bunu zaman gösterecek. Ama kadın erkek ücret eşitsizliğinin, aile içi şiddetin gündeme geldiği kutlamada, hiçbir Türk kadın derneği temsilcisinin bulunmaması dikkat çekiciydi.