Üçlü koalisyona ‘Zorlayıcı’ dedi
Güncelleme Tarihi:
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Schwerin’deki Almanya Birlik Günü öncesi düzenlenen halk buluşmasında, ülkede gündem olan konuları değerlendirdi. AfD’nin kapatılmasına temkinli yaklaştığını belirten Scholz, üçlü koalisyonun ise ‘zorlayıcı olduğunu söyledi.
BAŞBAKAN Olaf Scholz, Schwerin’deki halk buluşmasında AfD’nin oyunu artırmasından kapatılma tartışmalarına, üçlü koalisyondan gelecek yıl yapılacak seçimlere kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. 2025’teki genel seçimlerde Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı olma niyetini yineleyen Scholz, “Kimsenin son genel seçimlerden bir yıl önce bana şans tanımadığı gibi, bu seçimi tekrar kazanmak istiyorum” dedi ve oldukça iyimser olduğunu ekledi. Bir vatandaşın AfD ve BSW’nin yükselişiyle ilgili endişelerini dile getirerek daha fazla liderlik göstermesi gerektiğini sorması üzerine Scholz, “Sürekli liderlik ediyorum zaten” yanıtını verdi. Ancak, Yeşiller ve FDP ile kurulan üçlü koalisyonun ‘zorlayıcı’ olduğunu da belirtti. AfD’nin kapatılması tartışmalarına da değinen Scholz, bu yöndeki olası bir talebe temkinli yaklaştığını, böyle bir adımın çok dikkatli hazırlanması gerektiğini, bunun şu anda gündemde olmadığını söyledi. NPD’ye yönelik kapatma davasının başarısız olduğunu hatırlatan Başbakan Scholz, Anayasa Koruma Teşkilatı’nın AfD’yi izlemeye devam etmesinin önemine vurgu yaptı. Scholz, AfD’nin, Doğu Almanya’daki son seçimlerde başarılı olmasına rağmen hiçbir yerde çoğunluk oyunu alamadığını belirtti.
Scholz, tartışmalı hastane reformuna da değinerek, Doğu Almanya’da hastanelerin sayısında bir azalma olmayacağını vurguladı. Doğu’da birçok reform adımının zaten hayata geçirildiğini ve hedeflerinin, kaynakları daha verimli kullanmak olduğunu ifade eden Scholz, bu kapsamda, özellikle uzmanlaşmış kliniklerin güçlendirilmesi ve kırsal bölgelerdeki sağlık hizmetlerinin güvence altına alınmasının planlandığını belirtti.
Scholz, G7 ülkeleriyle gerçekleştireceği bir video konferans öncesinde Ukrayna’ya verilmesi planlanan 50 milyar Dolar’lık krediye de dikkati çekti. Bu kredinin, Ukrayna’nın önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyduğu desteği sağlamasına olanak tanıyacağını belirtti ve bunun Ukrayna için bir ‘istikrar taahhüdü’ olduğunu söyledi.