Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'nın Ludwigshafen kentinde çıkan yangına ilk müdahaleyi yapan polislerin amiri, Ludwigshafen Emniyet Müdürü Wolfgang Fromm, "Fotoğrafı çekildiği için bir tek Onur'u konuşuldu. Ancak polis bir değil, yukardan atılan toplam üç çocuğu tutarak hayatını kurtardı" dedi.
Kollarıyla tuttu
Küçük Onur'un, dayısı Kamil Kaplan tarafından 10 metre yükseklikten bir polis memurunun kollarına atılmasının bilindiğini, çünkü bu fotoğrafın tüm dünyada yayınlandığını belirten Wolfgang Fromm, şöyle konuştu:
"Yangında bir tek Onur metrelerce yükseklikten polislerin kollarına atılmadı. Onur gibi iki çocuk daha var. Biri bir polis tarafından sadece kolları ile tutuldu. Diğer iki çocuk ise polisin parkası sayesinde havada yakalandı ve kurtarıldı. Yani aileleri tarafından çaresizlik içinde pencereden atılan üç çocuğu, polis havada yakaladı ve hayatını kurtardı."
Haksız iddialar bizi de üzdü
Başta itfaiye olmak üzere yangında insanları kurtarmak için orada bulunan yardım ekiplerine teşekkür edilmesi gerektiğini söyleyen Emniyet Müdürü Wolfgang Fromm, "Polise karşı herhangi bir suçlama yapılmadı. Ancak itfaiyeye dönük iddialar, bizi de üzdü haliyle. Sonuçta biz, amacı insanları kurtarmak olan yardım ekiplerini bir bütün olarak görüyoruz. Ve onlara yapılan haksız bir iddia, bizleri de üzüyor" dedi.
Merdivenler yanıyormuş
İtfaiyenin sadece iki dakika içinde olay yerinde olduğuna dikkat çeken Fromm, "Karnaval nedeniyle bizden de 70 polis yanan binanın hemen yanında bulunuyordu. Yangın fark edilir edilmez biri itfaiyeye haber verirken, diğerleri de yardıma başladı" dedi.
İlk polislerin binaya girdiğinde merdivenlerin alevler içinde olduğunu ve bu nedenle üst katlara çıkma şansının olmadığını söyleyen Fromm, "Bu nedenle polislerin yukarıya çıkıp da insanları kurtarma imkanı yokmuş" diye konuştu.
70 polis araştırıyor
Halen olayla ilgili olarak çalışan özel "Danziger Platz" ekibinin de 70'in üzerinde polis memurundan oluştuğunu anlatan Fromm, "70 kişilik polis ekibi, büyük oranla bu bölgedeki memurlardan, Eyalet Kriminal Dairesi'nden ve Federal Kriminal Dairesi'nden gelen yetkililerden oluşuyor" diye konuştu.
Biz bilgi vermedik
Emniyet Müdürü Fromm, bodrum kattaki elektrik tesisatı hakkında bir bilgi vermediklerini de belirterek, şu açıklamayı yaptı:
"Bizim, sigorta kutusunun sağlam olduğunu belirlediğimiz yönünde iddialar ortaya atıldı. Dikkat ederseniz bunlar hep, 'Polise yakın bir kaynaktan elde edilen bilgiye göre' diye lanse ediliyor. Ancak ne savcılık, ne de biz böyle bir açıklama yaptık. Bodrum kattaki elektrik tesisatı hakkında bir bilgim yok. Zaten olsa da bunları açıklamak ya da bunlar hakkında bilgi vermek savcılığın işi olacağı için, bu konu hakkında bir şey söyleyemem."
Herkesi sorguluyoruz
"Konunun aydınlığa kavuşmasına yardımcı olabilecek herkesi haliyle sorguluyoruz. Yani yangınla ilgili olarak bilgi sahibi olduğunu düşündüğümüz herkesin ifadesine başvuracağız. Bir çok kişi sorgulanacağı ve ifadesi alınacağı için, bu işlemler henüz tamamlanmadı. Çocukların ifadesi bir ebeveynin ve psikoloğun eşliğinde alınıyor. Ancak çocuklar tabii ki tüm tanıklarda olduğu gibi teker teker dinleniyor. Yani çocukların ifadesi bir aradayken alınmıyor. Bu her tanık da böyle yapılır, genel alışma tarzıdır."
Bir daha ifadeye çağırabiliriz
Delillerin hala toplandığına dikkat çeken Wolfgang Fromm, bir kişinin ifade vermiş olmasının, bir kez daha ifadesinin alınmayacağı anlamına gelmediğini de kaydetti ve, "Herkes yeniden ifade vermeye davet edilebilir" dedi.
Türk ekip de bulunuyor
"Türkiye'den gelen ekip de bu sorgulamalarda hazır bulunuyor. Ancak doğrudan soru sorma yetkileri yok. Bir konunun sorulmasını ya da bir konu hakkında soru sorulmasını istemeleri halinde, bunu sorgulamayı yapan Alman memura iletiyorlar. Bu memur da bunun sorulması gerektiğine kanaat getirirse, yani karar onun, bu soruyu da sorar. Ama Türkiye'den gelen ekibin burada olması bizi çok memnun ediyor. İyi bir çalışma yapıyoruz."
Arkadaşlardan çok memnunuz
'Türkiye'den gelen ekip ne zaman geri dönecek' sorusuna da yanıt veren Fromm, "Türk yetkililerin ne zamana kadar burada kalıp kalmayacağını ben bilemem. O, Türk yetkililerin bileceği bir konu. Ama biz onların buradaki varlığından ötürü çok memnunuz. Çünkü bu, bizim olayları ne kadar şeffaf yürüttüğümüzün de bir göstergesidir" dedi.
Mektup, huzuru bozmaya dönük
Bir gazeteye gönderilen ve yangının bir kundaklama olduğunu ifade eden "üstlenme mektubunun" sahte olduğunun çok kısa bir süre içinde belirlendiğini kaydeden Emniyet Müdürü Fromm, "Yangını sözde üstlenen bir mektup yazanlar, Başsavcı Liebig'in de dediği gibi huzuru bozmaya dönük bir amaç içindeydi. Mektubun gerçek olmadığını Federal Kriminal Dairesi (BKA) uzmanları kısa süre içinde ortaya çıkarttılar" dedi.
İfadeler psikolog eşliğinde alınıyor
Çocukların psikolog eşliğinde sorgulandıklarını kaydeden Fromm, "Çocukların yanlarında bir de ebeveynleri bulunuyor. Bazılarının ifadesi alınırken, savcı da hazır bulundu. Sorgulamaların tamamlanmasını bekliyoruz. Çünkü bunlar birer mozaik. Tüm taşlar yerine oturduktan sonra tüm çalışmalar tamamlandıktan sonra bir değerlendirme yapılacaktır" dedi.
"Ailelerin, çocuklarının polise ifade vermesini engelleme hakkı var mı" sorusuna Fromm, "Poliste ifade vermek zorunda değiller. Ancak savcıya ifade vermek zorunluluğu var" cevabını verdi.
Polisten iki mesaj
Emniyet Müdürü Wolfgang Fromm, "Bizim iki mesajımız var" diyerek, vatandaşlara şu mesajları verdi:
"Birincisi, geriye kalanlarla birlikte bizim de derin bir üzüntü yaşamamız ve onlarla birlikte yas tutmamız. Hepimiz çok üzgünüz ve bu olayın acısını hep birlikte yaşıyoruz, yası hep birlikte tutuyoruz.
İkincisi ise, kurtarma ekiplerinin bir insanın elinden gelebilecek her türlü yardımı yapmış olmasıdır. Biz insanları kurtarmak için oradaydık ve bunda, 47 insanı mutlak ölümden kurtararak, başarılı da olduk."