Türklerin en sevdiği siyasetçi Wulff

Wulff'un özellikle Türkler arasında çok sevildiğine yer veren 'Der Spiegel' dergisi, Türklerin Wulff'da en büyük destekçilerini gördüklerini dile getirdi. Berlin'deki kahvehanelerde eski dostları Wulff'u yad eden birinci ve ikinci nesil Türk göçmenlerin görüşlerini alan Maximilian Popp ve Christoph Scheuermann, hiç kimsenin Wulff'u bir dolandırıcı, işveren dostu veya beleş tatilci olarak değil aksine bir kahraman olarak nitelediğini kaydettiler.

Kolat: Wulff en sevilen siyasetçi
Alman kamuoyunda Wulff adı kredi skandalı Sylt Adası'nda lüks tatil ve paralı işadamlarını yakınlığı ile anılırken ve son anketlere göre halkın yüzde 84'ünün Wulff'un 'kıyak emekliliğini' haksız bulduğunu ifade ederken, Wulff'un Türk göçmenler arasında hala en saygın siyasetçiler arasında gösterilmesi akıl almaz bir çelişki olarak gösterildi.

Bu konuda Türk sivil toplum kuruluşları adına görüşüne başvurulan Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat da, "Wulff hala en sevilen Alman siyasetçi" diye bahsettiği Wulff ile ilgili önemli bir tespitte bulundu. Kolat burada Wulff'un Alman siyasi tarihinde ilk kez İslami ülkelerden gelen insanlara eksikliğini duydukları Müslüman kimliklerinin tanındığı hissini vermesinin onu Müslüman göçmenler arasında benimsenmesine yol açtığını kaydetti.

Son dostları Türkler
Sokaktaki Türk göçmenin Wulff'u hep 3 Ekim 2010'da göreve geldiğinde yaptığı konuşmayla hatırladığına yer veren dergi, Wulff'un "İslam Almanya'nın bir parçası olmuştur" ifadesinin belleklere kazındığını aktardı. Bunun akabinde yaşanan tartışmalar ve tam dört yıl öncesinde zamanın Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble'nin de bu yönde benzer bir açıklama yapmış olmasına rağmen, öne çıkanın hep Wulff'un olduğu belirtildi.

Bununla birlikte İslam'ın Almanya'da hakim olan Hıristiyan Yahudi öncü kültürüne etkisi kendisini gerçek Alman olarak görenler arasında birden bire tartışılmaya başlanmış, Hıristiyan Sosyalist Birlik (CSU) Başkanı Horst Seehofer de tartışmaya katılarak 'yabancı kültür çevrelerinden' göçün durdurulmasını talep etmişti. Birçok göçmen Alman pasaportu ve seçim hakkı olmamasına rağmen Christian Wulff'u Cumhurbaşkanları olarak kabul etmişti. Çünkü hiç birisi şimdiye kadar bir Alman siyasetçiyi kendisine bu kadar yakın hissetmemişti.

Bunun Wulff'un 17 Şubat'ta istifa etmesi ile de değişmediğini açıklayan 'Der Spiegel' dergisi, neonazi kurbanları anısına düzenlenen törende dahi yine Wulff'a övgüler yağdırıldığına dikkat çekti. Dergi burada yine 2006'da neonazi terörüne kurban giden Halit Yozgat'ın babasının, "Ona çok teşekkür ediyorum" vefa dolu sözlerine yer verdi.