Güncelleme Tarihi:
Alman medyasında da benzer yorumlar yer aldı.
Ama nedense Alman politikacılar da, Alman medyası da “Biz acaba nerede hata yaptık?” demedi.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Türk kökenli Federal Meclis milletvekili Cansel Kızıltepe’nin geçtiğimiz on yıllarda doğru dürüst uyum politikası uygulanmadığı için Almanya’daki Türk toplumunun kendisini dışlanmış hissettiğinden dolayı böyle bir tutum sergilediği şeklindeki eleştirisel yaklaşımına ise kulak asan bile olmadı.
Almanya’daki Türklerin de Türk kökenli Almanların da demokrasiyle de, liberal demokrasiyle de, çoğulcu demokrasiyle de sorunları yok.
Bu, Başbakan Angela Merkel’in genel başkanlığını yaptığı Hıristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU) güdümlü Konrad Adenauer Vakfı tarafından yayınlanan bir araştırmada da çok açık biçimde görülmektedir.
Bu araştırmaya göre, Almanya Türklerinin yüzde 88’i “Demokrasi, en iyi toplumsal ve politik sistemdir” görüşünü paylaşmaktadır.
Bu oran aynı görüşü paylaşan Almanlardan daha yüksektir.
Almanya’daki demokrasiden memnuniyet oranı Almanya Türkleri arasında yüzde 80’i bulurken, Almanlar arasında yüzde 74’te kalmaktadır.
Almanya’daki Türklerin yüzde 45’i, Türk kökenli Almanların yüzde 50’si Libya ve Irak gibi bir İslam ülkesinin saldırması halinde Almanya’yı savunmaya hazır olduğunu söylüyor.
Batı Almanlar arasında bu oran yüzde 73’ü bulurken, Doğu Almanlar arasında yüzde 42’de kalıyor.
Bu rakamlar Alman politikacıların da, Alman medyasının da bu ülkede yaşayan Türklere de, Türk kökenli Almanlara da önyargılı baktıklarını göstermektedir.
Almanya’da politik sorumluluk taşıyan politikacılar ile Alman medya yapımcıları, “Biz acaba nerede hata yaptık ve hala yapıyoruz?” diye kendi kendilerine sormalıdır.
***
15 Haziran 2005 tarihinde, o dönemde iktidarda olan SPD ile Yeşiller’in ve muhalefetteki CDU, Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ile Hür Demokrat Parti’in (FDP) ortaklaşa sunduğu Ermeni önergesine bakıyorum.
“1915 yılındaki Ermeni sürgün ve katliamını, kıyımını anma ve hatırlama- Almanya, Türkler ile Ermenilerin barışmasına katkıda bulunmalı” başlığını taşıyor bu önerge.
Hiçbir yerinde soykırım (Völkermord-Genozid) sözcüğü geçmiyor.
11 yıl sonra, 2016 yılında Federal Meclis’e yeni bir Ermeni önergesi sunuldu.
“101 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere ve diğer Hıristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması” başlıklı bir önerge.
İlk önergeyi de sunan SPD, Yeşiller, CDU, CSU’nun imzaları var önergede.
Sol Parti’nin de.
2 Haziran 2016 tarihinde ‘soykırım’ Federal Meclis’te kabul edildi.
Yalnız bir milletvekili “Hayır” dedi, bir parlamenter de çekimser kaldı.
Ama çoğu 2005 yılında da aynı koltuklarda oturan Alman milletvekilleri, “Son 11 yılda ne değişti de sürgün ve katliam birden soykırım oluverdi?” diye sormadı.
Bu yaklaşım Almanya Türklerini kırdı.
Aynı şekilde Almanya’daki köklü partilerin bile “Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında sürdürülen müzakerelerin dondurulması, hatta tamamen durdurulması” şeklindeki yaklaşımları, Almanya Türklerini küstürdü.
Türk politikacılara geçen yılki referandum ve son seçimler öncesi Almanya’da Türkler ve Türk kökenlilerle biraya gelme, seçim kampanyası gerekçesiyle izni verilmemesi, Almanya Türkleri tarafından ”Türkiye’ye haksızlık yapılıyor” şeklinde algılandı.
Son dönemlerde artan ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığı da, “İslam Almanya’ya ait değil” tartışmaları da, Almanya Türklerinin sandık başındaki tutumunu etkiledi.
İşte bu yüzden Alman tarafı kendi kendine “Biz nerde yanlış yaptık ve hala yapıyoruz?” diye sormalı.
Evet, şu çok açık: Almanya Türklerinin demokrasiyle sorunları yoktur.
Sorun, önyargılı davranarak sorun yaratmak isteyen Almanlardır.