Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 30 yıldır Berlin'de yaşayan Salim Harmancı, “Thilo Sarrazin'in açıklamalarını medyadan takip ettim. Tabi ki bu ülkede düşünce özgürlüğü vardır. Herkes düşüncesini ifade etmekte özgürdür. Ancak özgürlüğün sınırı başkalarını aşağılamakla biter” dedi. Türk toplumunun Sarrazin'e yeteri tepkiyi vermediği eleştirisinde bulunan Salim Harmancı, “Çevremizdeki insanlar, Sarrazin'in konuşmalarının kendilerinİ rencide ettiğini söylüyor. Ancak demokratik tepki vermeye gelince kimse harekete geçmiyor. Ben de bu nedenle tepkisiz kalmamak amacıyla hakaret davası suç duyurusunda bulundum” dedi.
Berlin Hür Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu genç avukat Asım Güllüoğlu ise, Sarrazin'nin açıklamalarının ceza yasasının 185.maddesindeki hakaret kapsamına girdiğini belirtti. Avukat Güllüoğlu, “Bu tür açıklamalar farklı kültürleri birbirine düşürmektedir. Eğer bir zamanlar 'kin ve nefret saçan hocalar' nasıl bu ülkede konuşma özgürlüğünün arkasına sığınamadıysa, Thilo Sarrazin de düşünce özgürlüğünün arkasına sığınamaz. Açıklamalarıyla bu ülkede barış içinde yaşayan Türklere hakaret etmiştir. Ceza yasasının 185.maddesi gereğince savcılığın müvekkilim adına gönderdiğim suç duyurusunu kabul etmesini bekliyoruz” dedi.
Sarrazin haklı mı?
Haftalık “Stern” dergisi, Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve Berlin'in eski Maliye Senatörü Thilo Sarrazin'in Türk ve Arapları aşağılayıcı açıklamalarına geniş yer verdi. Derginin “Sarrazin haklı mı?” başlığı altında yayınladığı haberinde, “Sarrazin'in uyum ve alt tabaka ile ilgili açıklamaları ağır eleştiriler geldiği gibi alkış da aldı” denildi. Haberde, Berlin'deki sorunların diğer kentlerdekinden ve bölgelerdekinden daha fazla olduğu, bazı okullarda eğitim gören çocukların yüzde 90'a yakının Hartz IV olarak bilinen İşsizlik Yardımı II'den geçindiğine yer verildi. Stern'in haberinde, Sararzin'in “Arap ve Türkler'in çoğu uyum sağlamak istemiyor, uyum sağlayacak durumda da değil” şeklindeki sözlerinin bireyler bazında doğru olduğuna dair veriler bulunduğuna, ancak uzmanların bunun genelleştirilmesinin yanlış olduğu görüşünde birleştiğine de dikkat çekildi. Haberde, Sararzin'in “Ben devletten geçinen, bu devleti reddeden, sistematik olarak başörtülü küçük kız çocukları üreten kimseyi kabul etmek zorunda değilim. Bu Berlin'deki Türk toplumunun yüzde 70'i ve Araplar'ın da yüzde 90'ı için geçerlidir” şeklindeki yaklaşımıyla ilgili olarak şöyle denildi: Çocukların, vida üretilir gibi üretilmediği ve başörtüsü ile dünyaya gelmediği gerçeği bir yana, bu söylem tamamen saçmadır. Berlin'deki Türklerin 70'i, Araplar'ın yüzde 90'ı devletten geçinmediği gibi devleti de reddetmiyor. Yeteri kadar amripirik araştırma yok. Ancak Berlin'in Neukölln İlçesi'nde yapılan bir araştırmaya göre Alman devletinin kabulü Türkler arasında Almanlardan daha yüksektir.
Sarrazin'e davetiye geri çekildi
Berlin Senatosu, Lettre International dergisine verdiği röportajda Türk ve Arap göçmenlere ağır hakaretlerde bulunan Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'e kapıları kapattı. Berlin Belediye binasında önceki gün Uyum ve Göç Senatörlüğünde yapılan görev değişikliği dolayısıyla verilen resepsiyona, daha önceden davet edilen Sarrazin'in davetiyesinin geri çekildiği belirtildi. Berlin Eyaleti Göç ve Uyum Senatörlüğü görevini Hedi Knake Werner'den devralan yeni senatör Carola Bluhm, Sarrazin'in açıklamalarına katılmadığını belirtti. Sol Parti'li Carola Bluhm, böyle bir görev için o açıklamaların kendisi adına iyi bir başlangıç olamayacağını söylerken, davetiyenin geri çekilmesiyle ise bir ilgisinin bulunmadığını kaydetti.