Türkler Alman dönerini sevmedi

HAYAT bir romansa, rüyalar ciltler dolusu roman eder. Yılmaz Baltacı'nın rüyası da öyle. Sonu hüsranla biten bir rüya yolculuğu bu. Yılmaz Baltacı, Almanya'ya yeşil pasaportla geldi.

Evlenip kaldı ve döner işi yaptı. Aklına diğer dönerci meslektaşları gibi bol salatalı, cacık soslu Alman dönerini Türkiye'ye götürme fikri geldi. Ekmek içinde iki dilim domates, iki tane patates ve turşudan ibaret Türk döneri karşısında çok iş yaparım diye heyecanlandı.

Öteki meslektaşlarının bir türlü cesaret edemediğini Yılmaz Baltacı yaptı. Bir gün Alman dönerini Türkiye'de yıldız yapma rüyasıyla tası tarağı toplayıp Türkiye'ye döndü. İstanbul'un göbeği Taksim Sıraselviler'de bir döner büfesi açtı. Adını orijinal olsun diye Berlin Döner koydu. Sıraselviler'de hemen karşısındaki Türk dönerci büfelerine kıyasla içinde marul, domates, kırmızı ve beyaz lahana, soğan ve maydanozdan oluşan bol salata ve cacık soslu Alman dönerini 3.5 liraya piyasaya sürdü.

KUYRUK BEKLİYORDU

Büfeyi açtıktan kısa bir süre sonra Taksim Meydanı'na kadar uzanan uzun bir kuyruk bekliyordu. Daha doğrusu öyle düşlüyordu. Gelen Türk müşterilerden “Vay be!” demelerini umarken, “Bu da ne. Hiç dönerin içinde salata olur mu” tepkisiyle ilk şoku yaşadı. Bunu, “Cacık sosu yerine ketçap, mayonez yok mu?” soruları takip etti. Yılmaz Baltacı dört ay dayandı. Alman döneriniTürkiye'de yıldız yapma rüyası hüsranla bitti. Türkler, Alman dönerini sevmedi.

DÖNERİ PİZZA YAPTI

Ama Yılmaz Baltacı’nın aklına başka bir fikir geldi. Berlin Döner’i kaldırıp Berlin Pizza yaptı. Şimdi rüyası tutacağa benziyor. “Abi” diye başlıyor anlatmaya: “Bu da Alman pizzası. Şimdi işim iyi gidiyor. Alman pizzası tuttu. Alman Başkonsolosluğunda çalışanlar bile bana geliyor. Ama kafam halen Almanya’da ve Alman dönerinde. İstanbul’da tutmadı ama, Türkiye’de başka yerde tutar diye düşünüyorum...”