Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’deki ve Suriye’deki depremzedelerin yanında olabilmek için dünya tek yürek oldu.
Takdire şayan bir dayanışma sergilendi.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, “Türkiye’nin yanındayız” dedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Türkçe olarak “Gerçek dost kötü günde belli olur” diyerek Almanya’nın depremzedelere her türlü yardımı sürdüreceğini söyledi.
Federal hükümet başta olmak üzere Almanya’nın çeşitli kesimlerindeki kurum ve kuruluşlar, şirketler milyonlarca Euro parasal yardımda bulundu.
Almanya’daki yardım kuruluşları Türkiye ve Suriye’ye uçaklar ve TIR’lar dolusu yüz binlerce ton malzeme yardımı gönderdi.
Diğer Avrupa ülkeleri de öyle.
Dünyanın birçok ülkesi de öyle.
Dünyanın çeşitli kesimlerinden İnsani Yardım Kuruluşları ekipleri yardıma koşarak, enkaz altından insanları kurtarıp tam bir insanlık sergilediler.
Binlerce gönüllü yardıma koştu.
*
Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkler, Türkiye kökenliler de seferber oldu.
“Türkiye’mizin yanındayız” diyen insanlarımız gece-gündüz demeden topladıkları yüz binlerce ton yardımları uçaklara, TIR’lara, trenlere doldurup deprem bölgesine ulaştırdılar.
Yaptıkları ve topladıkları bağışları depremzedelere gönderdiler.
‘HER ŞEY VATAN İÇİN’
Avrupa ülkelerinden yüzlerce gönüllü de deprem bölgesine yardıma koştu.
İşte bu gönüllü yardımseverlerden biri de Berlin’de dünyaya gelen, Berlin’de yetişen, Berlin’de yaşayan ve çalışan Can Hazar Tosun.
30 yaşında bir Acil Tıp Teknisyeni.
“Deprem anında Berlin’deydim. Olanları akşam haberlerinden öğrendim. Önce Hatay’da bir deprem gerçekleştiği söylendi. Çok üzüldüm. Birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı ölü sayısının 900’lere ulaştığını söyledi. Felaketin boyutunu kavradım ve sabaha doğru yola koyulmak istedim. Ama uçak bileti bulamadım. Bir gün gecikmeli İstanbul’a uçtum. Sabiha Gökçen Havalimanı’na vardığımda, aralarında sağlıkçı ve itfaiyecilerin de bulunduğu yüzlerce insanın kendilerini deprem bölgesine yönlendirecek bir görevli aradığını gördüm. Kimseleri bulamadık. Bir gün daha mahsur kaldık. İçimizdeki fizik öğretmeni Akif Hoca öncülük etti ve hepimizin deprem bölgesine ulaşabilmemizi sağladı. Gaziantep’e ulaştık. Nurdağı yerle bir. Islahiye savaş alanı gibi. Demokrasi Meydanı’nın etrafındaki binaların çoğu çökmüş. Hayatımda ilk kez böyle bir manzarayla karşı karşıya kalmıştım. Görevim can kurtarmak olmasına rağmen, canlı çıkartmak bana nasip olmadı. Günlerin nasıl geçtiğini anlamadım. Sabah erkenden enkazlara gidiyor, insanlara ulaşmaya çalışıyorduk. ‘Akif abi benim işim can kurtarmak, biz burada cenaze topluyoruz. Beni bir hastaneye ulaştır da bir faydam olsun’ dedim. Ve yine Akif hocamızın sayesinde Islahiye Devlet Hastanesi’ne ulaşabildim. Hastanedeki ilk günlerim epeyce yoğun geçti. Gelen yaralıları tedavi edip, yaralarını sardık, acılarını paylaştık. Hiç uyumayan sağlık personelimizden birkaç tanesinin yorgunluktan bayıldıklarına şahit oldum. Fakat hiç kimse şikâyet etmedi. ‘Her şey vatan için’ diyerek her türlü zorluğa katlandılar. Acilde sadece depremzedeleri değil, 7/24 çalışan AFAD, AKUT ve UMKE gönüllülerini de zaman zaman tedavi ettik. Onlar da yorgunluklarını üstlerinden atamadan, yaraları iyileşmeden tekrar sahaya indiler. Sanırım gerçek vatanseverlik dediğin böyle olmalıdır” diyor Can Hazar Tosun.
“Hangi ülkeden gelmiş olurlarsa olsun, bize yardım için gelen tüm dostlarımıza teşekkür ederiz” diyor.
Ünlü rap’çiler Sagopa Kajmer ve Ceza’nın depremzedeler yararına beraber bir konser vermelerini de istiyor.
GERÇEKTEN ÇOK DUYGULANDIM
Hürriyet’te çıkan bir haberde ise deprem bölgesindeki enkazdan çıkan çocuk görüntülerinden etkilenen Naciye ve Muhammed Batır isimli iki kardeşin Köln Hasene Sosyal Yardımlaşma Derneği’ne tamamı bozuk metal paradan oluşan biriktirdikleri 111 Euro’yu teslim edip, “Bunu depremzedelere gönderin” dediklerini okudum.
Gerçekten çok duygulandım.
Türkiye kökenli on binlerce çocuğumuzun, gencimizin benzer davranışta bulunduklarına tanık oldum, duydum, okudum.
Bir başka duygulandığım olay da Berlin’de karşıma çıktı.
Havaalanında deprem bölgesine gönderilen yardımlar arasında şu yazı gözüme ilişti:
“Adım Meryem Sena Çetinsoy, 6 yaşımdayım. Berlin’den size çok dua ediyoruz. İnşallah en kısa zamanda her şey iyi olacak. Gönderdiklerimiz inşallah bir kardeşimin ihtiyacını karşılar. Sevgilerle.”
Meryem, en sevdiği oyuncaklarını içine doldurduğu karton kutunun üzerine yapıştırdığı el yazısı notta ise bangır bangır “Türkiye’mizin yanındayız” diyor.