Güncelleme Tarihi:
GAZETENİN 7 Şubat’ta yayımladığı haberde, Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa’daki Türk toplumuna yönelik suçlamalara karşın Büyükelçi Musa’nın verdiği yanıt, söz konusu gazetesinin bugünkü sayısında yer aldı. Musa, yanıtında, “Gazetenizin 7 Şubat sayısında basmaya uygun gördüğü Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa’daki Büyükelçisi aleyhine nüanssız suçlamalar, Fransız kamuoyunda bu kadar geniş yayılmasaydı ancak kayıtsızlığı hak ederdi” ifadesini kullandı.
TÜRK TOPLUMU ÖRNEK DAVRANIŞTA BULUNDU
Gazetenin, kendisinin ‘Fransa’da gerçek sızma stratejisi’ izlediği yönündeki suçlamaya tepki gösteren Musa, bu iddiaların sahibi hakkında iftirada bulunduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmayı düşündüğünü ancak ‘diplomatik statüsü” nedeniyle bunu yapamadığını belirtti. Musa, hiçbir zaman büyükelçilik görevinin dışına çıkmadığının altını çizdi. Her ciddi gözlemcinin tespit edebileceği gibi Fransa’da yaşayan Türk toplumunun her zaman örnek davranışlarda bulunduğuna işaret eden Musa, çifte vatandaş olan kişilerin Fransız kolektif hayatına ve siyasetine katılmasını desteklediğini, bunun da Fransa’ya entegrasyon sağlama fikrine dayandığını kaydetti.
‘ERMENİ TARAFI KABUL ETMEDİ’
Büyükelçi Musa, Türkiye’nin 1915 olaylarına ilişkin uluslararası hukukun tanımladığı gibi ‘soykırım’ iddialarını kabul etmediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2005’te Ermeni olaylarına ilişkin uluslararası uzman ve tarihçilerden oluşan bir komisyonun kurulmasını önerdiğini ve sonuçlarını kabul edeceğini belirttiğini hatırlatan Musa, “Maalesef Ermeni tarafı, bu öneriye henüz olumlu yanıt vermedi. Journal du Dimanche’ın bundan bahsetmesi dürüstçe olurdu” yorumunda bulundu. Musa, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle Orta Doğu’da olduğu gibi Doğu Akdeniz’de de istikrar için önemli bir rol oynayan büyük bir ülke olduğuna dikkati çekti. Türkiye’nin göç akışına karşı faydalı ve etkili olduğunu gösterdiğini belirten Musa, ülkesinin özellikle Suriyeli binlerce sığınmacıyı kabul ettiğini, böylece Avrupa’yı bu ‘tehditten’ kurtardığı değerlendirmesinde bulundu.
‘KORKUNÇ SALDIRILARI HAKLI GÖSTERMEZ’
Büyükelçi Musa, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığının nedeninin, inandırılmaya çalışıldığı gibi ‘yayılmacı politika’ olmadığını, Kıbrıslı Rumların Türk kıta sahanlığındaki tek taraflı sondaj faaliyetlerine meşru yanıt olduğunu kaydetti. Buna benzer anlaşmazlıkların daha önce yaşandığını vurgulayan Musa, Manş Denizi’nde İngiltere’ye ait adalarla ilgili yaşanan kıta sahanlığı sorunun Fransa ile İngiltere arasında Temmuz 2000’de yapılan anlaşmayla çözüldüğünü hatırlattı. Musa, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan ‘hakkaniyet’ ilkesine göre çözüm bulmaya çalıştığının altını çizerek şu ifadeleri kullandı: “Elbette, iki dost ülke arasında anlaşmazlıklar olabilir. Almanya ve Fransa her zaman aynı çizgide yer alıyor mu? Brexit, İngiltere’yi Avrupa’dan uzaklaştırmadı mı? Ancak farklılıklar, iyi ilişkileri engelleyemez ve ülkem olan Türkiye’ye yönelik korkunç saldırıları haklı göstermez.”