Güncelleme Tarihi:
BM'de düzenlenen "5. Dünya Su Forumu İstanbul 2009" tanıtım toplantısında forumla ilgili detaylı sunum yapan Altay, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Kuneralp ile birlikte, toplantının ardından Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Türkiye'nin komşu ülkelerle su konusundaki mevcut ilişkilerini yeni bir işbirliği alanı olarak görüyoruz" diye konuşan Altay, su konusunun kesinlikle ileride ?atışmaya imkan verecek bir konu olmadığını düşündüklerini söyledi.
Türkiye'nin su konusundaki yükümlülüklerini özellikle komşu ülkelere yönelik olarak her zaman yerine getirdiğini vurgulayan Altay, Türkiye'nin Dicle ve Fırat nehirlerinden vermesi gerekenden ?ok daha fazla su bıraktığını, bunun dökümlere bakıldığında a?ık?a görüldüğünü söyledi.
Altay, "Türkiye'nin suyu silah gibi kullanmak gibi bir niyeti hi?bir zaman olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Kuneralp da toplantıdaki konuşmasında, kıtalar, dinler, kültürler ve medeniyetler arasında kavşak niteliğinde özel konuma sahip Türkiye'de 16-22 Mart 2009'da düzenlenecek 5. Dünya Su Forumu İstanbul toplantısının ana temasının "Su İ?in Farklılıkların Birleştirilmesi" olduğunu ve toplantının yerel, ulusal, bölgesel ve küresel düzeydeki tüm ilgili taraflar arasındaki diyaloğu, etkileşimi ve işbirliğini geliştirmeyi ama?ladığını söyledi.
"SU KONUSUNDA BİLİNÇ YARATMAK"
Türkiye'nin bir yandan kalkınmakta olan bir ülke, diğer yandan AB ile katılım müzakereleri yürüten bir ülke olarak su konusunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farklı bakışları anladığını kaydeden Kuneralp, Türkiye'nin bu kapsamda iki grup arasında "köprü" görevi görebileceğini anlattı.
Kuneralp, "tematik, yerel ve siyasi" süre?leri i?eren forumun siyasi ayağının amacının, siyasi düzeyde su meselesine karşı bilin? yaratmak ve bugünkü su sorunlarına yeni ve somut yanıtlar verilmesini sağlayacak siyasi gündem oluşturmak olduğunu vurguladı.
Kuneralp, forum kapsamında 20-22 Martta bakanlar konferansı düzenleneceğini belirterek, konferansın sonunda 22 Mart Dünya Su Gününde bir bakanlar bildirisi ve bakanlar gündemi kabul edileceğini kaydetti. Kuneralp, bu kapsamda tüm ülkelerin temsilcilerini foruma katılmaya davet etti.
Dışişleri Bakanlığı Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcısı Vural Altay da tanıtım toplantısında, 5. Dünya Su Forumu, gündem maddeleriyle ilgili detaylı bilgiler i?eren bir sunum yaptı. Altay, bu kapsamda forum boyunca 100 oturum yapılacağını, 22 konu başlığı ve 6 ana temanın tartışılacağını söyledi.
Kuneralp ve Altay, daha sonra Türk gazetecilerine yaptıkları a?ıklamalarda, BM'deki tanıtım toplantısının son derece verimli ge?tiğini ve tanıtım toplantısında eski BM Çevre Programı (UNEP) Genel Sekreteri Klaus Töpfer'in bulunmasının ?ok yararlı olduğunu söyledi.
Toplantıya sivil toplum örgütleri temsilcilerinin ilgisinin büyük olduğunu belirten Kuneralp, su ve ?evre gibi konuların sadece hükümetleri değil, bütün toplumları ilgilendirdiğini belirtti.
İstanbul Forumuna 20 bin kişinin yanı sıra 15 kadar devlet ve hükümet başkanının katılmasının beklendiğini belirten Kuneralp, forumun yansımalarının ?ok büyük olacağını söyledi.
Beşincisi düzenlenecek Dünya Su Forumunun amacının su sorunlarına olan duyarlılığı artırmak ve bu sorunları dünya gündeminin ön sıralarına taşımak olduğunu belirten Kuneralp, forumun Türkiye'de yapılmasının Türkiye'nin prestijine büyük katkılarda bulunacağını söyledi.
"İSTANBUL ?NCESİ, İSTANBUL SONRASI"
Vural Altay da forumun ü? yılda bir yapıldığını anımsatarak, forumun su konusunda karar alıcıları teşvik etmek ve suyla ilgili tarafları bir araya getirmek gibi önemli bir görevi yerine getireceğini söyledi.
İstanbul'daki forum ?alışmalarına "iddialı" başladıklarını vurgulayan Altay, "Bizim arzumuz, dünya su forumlarından söz edilirken, 'İstanbul Forumu öncesi ve İstanbul Forumu sonrası' şeklinde bir ayırıma gidilmesi" dedi.
İstanbul Forumunda birtakım yenilikler yapıldığını vurgulayan Altay, "Forum ?er?evesinde ilk kez yerel yönetimler, parlamenterler, hükümet düzeyindeki yetkililer bir araya gelecek ve birlikte bazı önerilerde bulunacak" dedi.
"T?RKİYE'NİN EV SAHİPLİĞİ YAPMASI ÇOK YARARLI"
5. Dünya Su Forumu Su El?isi, eski Almanya Çevre Bakanı ve BM Çevre Programının (UNEP) eski Genel Sekreteri Klaus Töpfer de toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin böylesine önemli bir su zirvesine ev sahipliği yapmasının son derece önemli olduğunu belirterek, Türkiye'ye birka? kez teşekkür etti.
AA'ya a?ıklama yapan Töpfer, tanıtım toplantısının BM merkezinde düzenlenmesinin ?ok yararlı, su konusunun "hi? bitmeyen bir hikaye", o yüzden bu konuda toplantılar yapılmasının son derece önemli olduğunu söyledi.
"Gelecek yıl İstanbul'da düzenlenecek Su Forumu en başta bir araya gelmek ve bütünleşmek a?ısından ?ok önemli" diyen Töpfer, tüm ilgili tarafların bu toplantıda olmasının gerekliliğinden söz etti.
İstanbul'un bu kapsamda iyi bir tarihi bulunduğunu vurgulayan Töpfer, İstanbul'da HABİTAT-II toplantısının başarıyla yapıldığını anımsattı.
Suyun "kısıtlı ve sınırları aşan bir kaynak" olduğunu belirten Töpfer, barış?ıl bir dünyanın merkezinde suyun bulunduğunu herkesin bildiğini söyledi.
"Bu a?ıdan Türkiye'nin bu toplantıya ev sahipliği yapmaya karar vermesi ?ok yararlı" olacak diye konuşan Töpfer, "mega kent" olan İstanbul'un kendisinin de su meselesiyle uğraştığını söyledi.
"SU SORUNLARI, BİZİ İŞBİRLİĞİNE Y?NELTİYOR"
BM'deki tanıtım toplantısının başkanlığını yapan 5. Dünya Su Forumu Genel Sekreter Vekili Prof. Dr. Ahmet Mete Saat?i de konferansla ilgili olarak AA'nın sorularını yanıtladı.
Saat?i, toplantıya beklediklerinden ?ok daha fazla insan geldiğini, toplantıya katılan kadınlar, gen?ler, ?ift?iler gibi temel grupları temsil eden kişilerin görüşlerini öğrenmeye ve dünya platformunda onların fikirlerini yaymaya ?alıştıklarını söyledi.
"Forum herkesin konuşacağı bir ortam demek" diyen Saat?i, forum öncesinde internet ortamında "sanal toplantı alanı" kurduklarını, bunun ?ok yararlı bir iletişim ortamı sağlayacağını belirtti.
Saat?i, forumun yerel kısmında belediye başkanlarının "İstanbul Su Mutabakatını" kabul etmesini beklediğini belirterek, bunun ?ok önemli olduğunu, ?ünkü belediyelerin "işin tatbikatını" yaptığını söyledi.
Saat?i, Türkiye'deki su tasarrufuyla ilgili bir soru üzerine, "İstanbul'da suyu az harcarsanız ?ok az para veriyorsunuz, ne zaman suyu fiyatlandırmaya başlıyorsunuz, o zaman insanlar tedbir alıyor" dedi ve küresel düzeyde su tüketimi konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
"Küresel düzeyde i?ilebilecek suyu tarıma yönlendirmek yerine, atık suların arıtılarak tarımda kullanılması gerek" diye konuşan Saat?i, dünyadaki i?ilebilir su kaynaklarının yüzde 70'nin tarımda kullanılmasına "dur" denilmesi gerektiğini belirtti.
Saat?i, dünyanın ?ok yerinde atık suların düzgün şekilde tarımda kullanılmadığını belirterek, Türkiye'nin yavaş yavaş bu teknolojiye yöneldiğini anlattı. ?rneğin suyu endüstriyel alanda (?elik üretmek gibi) ?ok fazla kullanan Çin'de gıda sıkıntısının ?ıkabileceğini belirten Saat?i, bu kapsamda dünyada işbirliğinin şart olduğunu söyledi.
"Su sorunları bizi işbirliğine yöneltiyor" diyen Saat?i, tarih boyunca insanların zaman zaman ?ıkan su sorunlarına rağmen, sonu?ta aralarında anlaşmaya ?alıştıklarını belirterek, "Su nedeniyle ?ıkan harpler o kadar fazla değil, bu biraz abartılıyor, ?ok ?özüm yolları var" dedi.
Saat?i, forumun bir amacının da su konusunda "sıcak noktaları tespit etmek olduğunu" söyledi.
Saat?i, Türkiye'de musluk suyunun i?ilip i?ilemeyeceğiyle ilgili bir soru üzerine, yine İstanbul'dan örnek vererek, atık tesislerinin son derece iyi ?alıştığını, ancak suyun evlere gelene dek ?eşitli bakımsızlıklar yüzünden kirlenebileceğini söyledi.
"SU HİÇ BU KADAR T?KETİLMEDİ"
Dünya Su Konseyi Yönetim Müdürü Daniel Zimmer de toplantıda yaptığı konuşmada, "suyun insanlık tarihinde bugün olduğu kadar ?ok tüketilmediğini ve kirletilmediğini, su ile gıda üretimi arasındaki ilişkinin hi? bu derece i? i?e olmadığını, su kıtlığının hi?bir zaman bu kadar ?ok insanı tehlikeye atmadığını" söyledi.
Zimmer, bugün Myanmar'da görüldüğü gibi iklim değişikliğinin beklenen olumsuz sonu?larından en fazla yoksul ülkelerin zarar göreceğini belirtti.
Suyun "yaşamın kaynağı" olduğunu belirten Zimmer, insanlığın kalkınmasının her aşamasında önemli olan suyun giderek azalmasının, su konusunu giderek daha fazla oranda siyasi hale getirdiğini söyledi.