Türkiye roket gibi fırlar

Güncelleme Tarihi:

Türkiye roket gibi fırlar
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2013 08:27

ABD Büyükelçisi'nden çok özel ve çok önemli açıklamalar.

Haberin Devamı

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Frank Ricciardone, bundan birkaç ay önce bir toplantı için geldiği Washington’da Hürriyet’e konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Özgürlükleri koruyan yeni bir Anayasa hazırlanması halinde, "Türkiye roket gibi fırlar" diyen Ricciardone, aksi yönde bir anayasa yüzünden de Türkiye'nin geri kalacağını söyledi. İşte Türkiye'de yeni bir anayasa kabul edilme ihtimali için umutlu olduğunu belirten Ricciardone’nin değerlendirmeleri.

BİRİNCİ SINIF MUAMELE
Türkiye'deki anayasa tartışmasında çok iyimserim. Soru, bunun Türkiye'nin Kürtleri dahil, her durumda birinci sınıf insan muamelemesi görmek isteyen tüm Türklerin hakları açısından nasıl sonuçlanacağı.

1930'LARIN AVRUPA'SI
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in her fırsatta Anayasa'nın amacının vatandaşları ve vatandaşların özgürlüklerini korumak olduğunu söylemesi temel nokta. Amerikalılar için bu sıradan bir şey. Ama dünyanın o bölümünde, Anayasa genelde vatandaşların devlete olan sorumluluklarını savunmak ya da devleti vatandaşa karşı savunmak için kullanılıyorsa, bu sizi 1930'ların devletçi Avrupa modelinde alıkoyar.

Haberin Devamı

NE KADAR BAŞARILI
Bu tartışma, Türkiye'de istisnasız herkesin hak ve özgürlüklerini nasıl koruyacağınız meselesi. Ben başarılı olacağınızı öngörüyorum. Soru, ne kadar başarılı olacağınız. Yeni Anayasa sadece biraz daha mı iyi olacak yoksa olağanüstü şekilde daha iyi mi olacak. Bu Türk halkına, parlamentoya bağlı.

GÜRÜLTÜ HER ZAMAN OLUR
Her tartışma, Aristo ve Sokrates arasındaki büyük meselelerin ele alındığı münazaralar gibi olmaz. Bazıları büyük filozofların seviyesinde argümanlar sunarlar. Ama bunun dışında genelde her zaman çok da gürültü olur. Çığlıklar, bağırmalar, kişilikler... O anki duruma göre düşünürler. Belli bir kişiye uygun bir başkanlık tasarlamak ya da belli bir kişiden korunmak gibi. İnsanlar için zor olan, bugünü aşmaktır. Halkın uzun vadeli menfaatini aramaktır. Ve Türk halkının, dünyanın en modern demokrasi ve özgürlük güvencelerine sahip birinci sınıf vatandaş olduğunu düşünmektir.

Haberin Devamı

GENÇLER YARATABİLİR
Böylece genç insanlar yaratabilirler. İstedikleri her alanda eğitim görürler. İstedikleri her şeyi okurlar. Dünyanın her tarafındaki insanlarla farklı fikir alışverişine girerler. Eğer tartışma, insanların istedikleri yere gidebildiği ve cinsiyetleri yüzünden engellerle karşılaşmadıkları böyle bir sistemle sonuçlanırsa, Türkiye bir roket gibi fırlar.

HAPİSTEKİLERE RAĞMEN
Türkiye, Anayasa'nın homojenliği koruduğu, herkesin aynı entelektüel duruşa sahip olmak zorunda bırakıldığı, herkesin bir, yani herkesin farklı bir şekilde düşünmesine izin verilmediği bir ortamda daha azında karar kılarsa, o zaman geriye düşer. Ancak gürültüye, gerginliklere, hapisteki gazetecilere rağmen benim gördüğüm bütün emareler, Türklerin bir dünya standardı talep ettikleri yönünde.

Haberin Devamı

ÇOK BÜYÜK BİR HEVES
Her demokrasi için, boş, beyaz bir kağıdın üzerine cumhuriyetin yeniden tarifini yapmaya çalışmak çok büyük bir heves. Bunu yaparken de bizdeki kırmızı (Cumhuriyetçi) ve mavi (Demokrat) eyaletler arasındaki gibi bir kültür savaşı yaşıyorsunuz. Bir tarafta muhafazakâr, geleneksel görüş, öteki tarafta progresif, liberal görüş.

EFES BİRASI KRİTERİ
Beraber yaşamanın, çocukları tek bir okul sisteminde eğitmenin yollarını arayacaksınız. Bazı kızlar başlarını örtecek, bazıları örtmeyecek. Efes birası içmek isteyenlerle, bira içilirken orada olmak istemeyenlerin yaşadığı bir kasabada beraber yaşamanın yollarını arayacaksınız. Nasıl bilmiyorum, ama bunun yolunu bir şekilde bulacaksınız. Çünkü zorunlusunuz.

Haberin Devamı

YÜZDE 95’LİK ONAY OLMAZ
Herkes mutlu olmayacak. İnsanlar kutlamalar yapmayacak. Sevinç gösterileri düzenlemeyecek. Yüzde 95'lik bir onay görmeyeceksiniz. Ama her Türk, 'Anayasa'daki bu, bu, bu bölümleri sevmiyorum ama temelde bu benim Anayasam. Kabul ediyorum. Sevmediğim bölümleri de, sistem içinde değiştirmeye çalışacağım' diyecek. Orta Anadolu'daki çok dindar bir aile ya da İstanbullu entelektüel bir sanatçı memnun olmayabilir. Ama bu süreç tamamlandığında, İstanbul'daki entelektüel ve Rize'deki çoban, İzmir'deki şoför, bir arada yaşanabileceğine ikna olacak.

SAHİP OLDUĞUMUZ HER ŞEY GÜÇLER AYRILIĞINA DAYALI
Bizim devrimci bir sistemimiz var. Biz güçlü bir lidere, krala başkaldırdık. Ve devleti vatandaşa karşı zayıf tutacak bir sistem tasarladık. Vatandaşlar, devletin bir yargıçtan izin almadan evlerine girmesini istemedi. Federal yargıçları da başkanın atamasını ama Senato'nun onaylamasını istedik. Çünkü başkanın yargıyı tek başına kontrol etmesini istemedik. Sahip olduğumuz her şey tasarladığımız kuvvetler ayrılığına dayalı. Amerikalılar bir şeyi kazanmak için başka bir şeyden fedakârlık etmeyi kabul ettiler ve şimdi çok verimli bir hükümet sistemimiz yok. Bir yasa çıkarmak uzun zaman alıyor. Bu bizim için bir problem oluyor. Ve bugünlerde de, uzlaşma arayışındayken eskisi kadar fedakârlık yapmıyoruz. Ancak bu kabul ettiğimiz sistem. Çünkü bizim için en önemlisi, çok fazla gücü olan devlete karşı özgürlükleri korumak.

Haberin Devamı

SİNGAPUR MODELİNDE ÖZGÜRLÜK YOK
Başkaları daha etkin bir hükümet isteyebilir. Örneğin Singapur'da güçlü bir devlet var, kararları çok hızlı alabiliyor ve bundan ekonomik açıdan da kazanımlar elde edebiliyorlar. Ancak vatandaşların fazla seçeneği ya da özgürlüğü yok. Türkiye'nin ne seçeceğini bilmiyorum. Bu seçim çok akıllıca yapılmalı. Ben Türkiye'nin başkalarının deneyimlerini de akıllıca ele aldığını düşünüyorum. Amerikan deneyimini de, Fransız deneyimini de, diktatörlükleri de inceliyorlar. Ve diktatörlüklerin nasıl önlenebileceğini öğreniyorlar. Demokrasinin tüm farklı biçimlerini inceliyor ve modern toplumda en iyi hangisinin işleyeceğine bakıyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!