Güncelleme Tarihi:
URTEB tarafından düzenlenen 3'üncü Rekabet ve Teknoloji Sempozyumu, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan URTEB Konsey Başkanı Zeki Zorlu, rekabeti yapabilmek için onu çok iyi bilmek gerektiğini belirtti. Uluslararası rekabete karşı sanayicinin iyi yönetilip, iyi yönlendirilmesi gerektiğini kaydeden Zorlu, Türkiye'nin haksız rekabete karşı var olan sanayiyi ilerletmek zorunda olduğunu ifade etti. Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olduğunu söyleyen Zeki Zorlu, var olan yoğun insan gücünün de iyi değerlendirilmesi gerektiğini, sanayicinin ve siyasi otoritenin desteği ile büyüyeceğini ifade etti.
AK Parti İstanbul Milletvekili, Devlet eski Bakanı Prof.Dr. Nazım Ekren ise krizde makro istikrarın sağlanmasına rağmen mikro istikrarın sağlanamadığı için kırılmalar ve dengesizlikler ortaya çıktığını ifade ederek, krizle birlikte marka ve mikro ekonomideki dengenin de öneminin arttığını söyledi.
Krizden önceki dönemde istikrarlı büyümenin tartışıldığını hatırlatan Prof.Dr. Ekren, “Krizden sonra tartışılan ana konu büyüme ve istikrarın birlikte sağlanması. İşsizlik hep artçı deprem olarak görülürdü; yeni dönemde işsizlik öncü parametre. Yeni büyümenin 3 bileşeni olmak zorunda: Reel katma değer üreten özel sektör, bunların gelişimini sağlayan bir finansal sektör ve iş gücü gerekli” dedi.
‘PATENT BAŞVURUSUNDA TÜRKİYE 5’NCİ SIRADA’
Açılış konuşmalarının ardından başkanlığını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Meclis Üyesi Prof.Dr. İlker Parasız'ın yaptığı oturumda konuşan Patent Birliği Konsey Başkanı Nuri Coşkun İrfan, Bursa'nın sınai mülkiyet alanındaki durumuna ilişkin bilgiler verdi. Bursa'da 2009 yılında yaklaşık 2 bin 159 marka başvurusundan yaklaşık bin 500'ünün tescil aldığını kaydeden İrfan, şunları söyledi:
“221 faydalı model başvurusunda ise 150 tescil alınabildi. Bursa'dan yapılan uluslararası 170 patent başvurusunun 23'ü tescillendi. Sanayisiyle güçlü, ihracatta ikinci sırada yer alan Bursa gibi bir kentte ancak 23 uluslararası yeniliğe tescil alınmış durumda. Her şirketin bir yeniliği olsa binli rakamlar elde edilebilir. Türkiye'de marka tescillerinde 4'üncü sırada bulunan Bursa, patentlerde 3'üncü sırada yer alıyor. Patentte ilk sırada İstanbul ve Ankara var.”
Türkiye'de 2009 yılında 2 bin 588 patent başvurusu gerçekleştiğini belirten Nuri Coşkun İrfan, 456 tescil alındığına dikkat çekti. Türkiye'de yatırım yapan yabancı sermayelerin ise 5 binin üzerinde tescilinin bulunduğunu vurgulayan İrfan, şunları kaydetti:
“Türk Patent Enstitüsü'ne müracaat eden ülkelerde Almanya ilk sırada geliyor. Bu ülkeyi sırasıyla ABD, Fransa, İsviçre ve Türkiye izliyor. Türkiye 5'inci sırada. Almanya bin 343 tescil ile ilk sırada geliyor. Avrupa ülkeleri içindeki durumuma bakıldığında ise yine Almanya 40 binden fazla tescille ilk sırada bulunuyor. Türkiye, 577 rakamıyla 20'nci sıralarda. Sadece bir Japon firması 2 binden fazla patent üretirken, Türkiye, 72 milyonluk nüfusuyla 500 patentte kalıyor. Milyon nüfus başına yerel patent başvurularında 2010'da beklenen rakamlara göre, Japonya'da 2 bin 500 patent üretiliyor. Kore de ona yakın. Amerika 750 civarında, Çin de 350 civarında. Türkiye bu çizelgede yok. Yani, ‘Bir Türk dünyaya bedel ama 1 milyon Türk ancak 20 patent üretebiliyor. Herkesin bu gerçeği dikkate alarak politika üretmesi lazım. Bu, eğitimle geliştirilebilecek bir şey. Bu, birkaç nesil alır. O halde kendi gerçeklerimizi dikkate alarak, yeni bir sanayileşme ve gelişme politikası üretmeliyiz. Türkiye'de de patentleşme artıyor ama ne kadar yeterli ilerleyen zamanlarda göreceğiz."