Güncelleme Tarihi:
AVRUPA’da sayıları her geçen gün artan hemşeri dernekleri kendilerinin ‘bölücü’ olarak nitelendirilmesine isyan etti. Münih Trabzon ve Karadeniz Kültür ve Dayanışma Derneği’nde toplanan yedi hemşeri derneği, “Biz burada Türkiye’nin renkleriyiz. Bir bahçenin farklı gülleriyiz. Burada yaşayan hemşerilerimizi bir araya getirerek, yöresel kültürümüzü, kimliğimizi koruma mücadelesi veriyoruz. Birbirimizle cenaze fonundan, sosyal yardımlaşmaya kadar varan dayanışma içindeyiz. Folklor ekipleri, futbol takımlarımızla gençlerimizi koruyoruz. Biz bölücü değil, bütünleştirici, birleştiriciyiz. Bize bölücü diyen teşkilat, hangi gençlik çalışması yapmış, hangi kültürel çalışma yürütüyor?” diye sordular. Dernek temsilcilerinin tepkileri şöyle:
Münih Trabzon ve Karadeniz Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Süleyman Aydın:
Bölücülük çok ağır ithamdır, bu bizi şoke etti. Biz Karadenizliler olarak Kadırga yayla şenliğimizde yurdumuzun tüm yöresinden 5 bin 6 bin insanı bir araya getiriyoruz. Birlikte horon tepiyor, birlikte halaya duruyor, birlikte zeybek oynuyoruz. Orada bütün Anadolu’nun renkleri oynuyor. Çocuklarımız töresinden, ananesinden, kültüründen kaybetmesin diye uğraşıyoruz. Birbirimizle hasret gideriyoruz ve eğleniyoruz. Hemşehri derneklerinin bölücülükle suçlanmasını şiddetle kınıyorum.
Konya-Ereğliler Kültür ve Dayanışma Derneği Kurucusu ve Onursal Başkanı Sami Demirel:
Keşke her ilimizin hemşeri derneği olsa, ilinin kültürünü burada korusa, biz de bu kültürü yakından tanıma olanağı bulsak. Biz 2004 yılından beri çalışıyoruz. Gençlerimizin yanlış bir yola düşmemesi için futbol, folklor ekipleri çalıştırıyoruz. Hemşehrilerimize çocukların eğitimi üzerine seminerler düzenliyoruz. Konya-Ereğliler olarak 7-10 yaş grubu çocuklardan oluşan semazen ekibi kurduk. Almanların düzenlediği etkinliklerde çıkarak, kendi kültürümüzü tanıtıyoruz. Bu bölücülük mü?
Bayburtlular Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Şakir Yaşaroğlu:
1993’den beri faaliyet gös-teriyor bizim derneğimiz. Hemşehrilerimizle her alanda dayanışma içine giriyoruz. Bize bölücü diyen bir insan nasıl UEDT gibi bir kuruluşun yöneticisi olabilir?
Münih ve Civarı Uşaklılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Yüksel Başar:
Sivil toplum örgütlerini bölücülükle suçlayıp karşısına alarak, birlik sağlanmaz, bir çatı kuruluşu oluşturulamaz. Bizim kır şenliğimize binlerce kişi geldi. Televizyon gösterdi. Yöremizin oyunlarını sergileyen folklor ekibimizle çocuklarımıza özgüven geldi. Alman festivallerinde çıkıp gösteri yapıyoruz. Haftada bir buluşup futbol oynuyoruz. Kendi yöremize cenaze arabası alınması gibi yardımlar yapıyoruz. Kendi yöremizde öğrencilere okumaları için burs organize ediyoruz. Hemşeri derneklerinin çalışmalarını tanımayan birisinin böyle bir söz etmesini yadırgıyorum.
Münih ve Civarı Uşaklılar Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Sekreteri İbrahim Nacar:
Eğer UEDT olarak çatı derneği olmak istiyorsa bizimle bir araya gelmeli, bizi karşısına almamalı. Biz dernek olarak bir kır şenliğimizde her ulustan, dinden 4-5 bin kişiyi bir araya getirebiliyorsak, nasıl bölücü olabiliriz? Kültürümüzü bu insanlara tanıtabiliyorsak, nasıl hain olabiliriz? Biz insanlarımız kültürlerini, yöresel gelenek ve göreneklerini kaybetmesinler diye mücadele veriyoruz.
Kızılca Yardım Derneği Başkanı Metin Şanverdi:
1990’dan beri cenaze fonu, ev ödevlerine yardım, folklor ekibimizle kültürümüzü Almanlara tanıtma gibi faaliyetler gösteriyoruz. Kızılca’da itfaye, cankurtaran alımı, 50 öğrenciye burs verme ve fakir ailelere yardım gibi etkenlikler yapıyoruz. Bunları yapan bize bölücülük ve hainlik gibi ithamlarda bulunmak, ne konuştuğunu bilmemektir.
Münih Küpeliler Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Sekreteri Mehmet Azünlü:
1987 yılından beri faaliyet gösteriyoruz. cenaze fonumuz, geldiğimiz ilçeye katkılarımız, insanlarımıza sahip çıkmamız mı bölücülük? Kötü söz sahibini bağlar. Bizim gençlerimizin kötü yola düşmemesi için bizi eleştiren kişi değil, hemşeri dernekleri mücadele veriyor.
FC Anadolu Bayern Kulübü Başkanı Coşkun Belek:
30 yıllık bir spor kulübü olarak bu ifadeleri bir şansızlık olarak algılıyorum. Çatı dernekleri ancak hemşeri dernekleri sayesinde güçlü olabilirler. Biz Alman futbol kulüplerinde şans bulamayan gençlerimize yanlış yola düşmemesi için futbol ve basketbolla fırsat sunuyoruz.