Türkiye ile ilişkileri koparmayalım

Güncelleme Tarihi:

Türkiye ile ilişkileri koparmayalım
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2018 10:07

Almanya’nın eski Dışişleri Bakanı ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) eski Genel Başkanı Sigmar Gabriel, geçen hafta Berlin’de, Münih Güvenlik Konferansı Başkanı eski Büyükelçi Wolfgang Ischinger’le birlikte bir kitap tanıtımı etkinliğine katıldı.

Haberin Devamı

Türkiye ile ilişkileri koparmayalım
Tatilden yeni döndüğü bronzlaşmış yüzenden okunuyordu Gabriel’in.
Spor ceketi, gri tişörtü ve koyu renkli jeans pantolonuyla kendisini hala tatilde hissediyormuş gibi intiba da yaratıyordu.
Güncel politik gelişmelerle ilgili soruları da yanıtladı.
Özellikle Sol Partili ve Yeşiller’li politikacıların, eylül ayı sonlarına doğru Almanya’ya resmî bir ziyarette bulunacak olan Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından devlet töreniyle karşılanmasına karşı oldukları hatırlatılıp, ne düşündüğü de soruldu.
Sigmar Gabriel çok açık konuştu ve “Bu gülünç bir tartışma. Ahlaki titizlikten boğulma tehlikesi ile karşı karşıyayız adeta. Tabii ki Erdoğan Berlin’de askeri törenle (devlet töreni) ile karşılanmalı. Zira protokol bunu öngörüyor. Cumhurbaşkanı, saygı duyulmayı hak eden bir ülkeyi temsil ediyor” dedi.
Yani çok açık bir biçimde bu tartışmaları çok saçma bulduğunu söyledi.

Haberin Devamı

***
Gabriel, birkaç gün sonra verdiği bir demeçte de Türkiye krizinin hem Almanya hem de Avrupa için güvenlik politikası açısından bir risk teşkil edeceğinin altını da çizdi.
SPD’nin eski lideri, “Türkiye’de insanların şu anda çok acil ve çok açık sinyallere ihtiyacı var. Almanya ve Avrupa, Trump’ın ülkelerini istikrarsızlaştırma politikasını desteklemediğini göstermeliler” dedi.
“Kendi çıkarlarımız açısından Türkiye’yi Batı’da tutmak için elden gelen her şeyi yapmalıyız” diyen Gabriel, aksi halde politik olarak yalnızlaşan bir Türkiye’nin uzun vadede atomlu silahlara sahip olma gibi bir yola başvuracağı tehlikesinin doğacağı uyarısında da bulundu.
Gabriel, “Türkiye ile ilişkileri koparmayalım” dedi.

***
Sigmar Gabriel, hep Türkiye’nin ve Almanya Türklerinin yanında oldu.
“Almanya, Türkiye’den gelen bu insanlarla zenginleşmiştir” dedi.
Hep Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde (AB) tam üye olarak yerini almasını savundu.
Türkiye’nin Almanya ve Avrupa için çok önemli bir partner olduğunu, Avrupa ile İslam ülkeleri arasında bir köprü işlevi gördüğü gibi, bölgede demokrasinin yerleşmesinde ve gelişmesinde bir model rolü üstlenebileceğini de.

Haberin Devamı

***
Almanya’nın şu andaki Dışişleri Bakanı Heiko Maas da, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın yaptırımlarına karşı Berlin’in de, Brüksel’in (AB) de Türkiye’nin yanında yer alması gerektiğini söyledi.
Maas, Berin’de önceki gün düzenlenen Alman Büyükelçiler Konferansı’nda, “Washington’un yaptırım politikası bizi Avrupai yanıtlar formüle etmeye zorluyor. ABD’nin aniden ve mutabakata varılmadan ve çoğu kez spesifik olmayan Rusya’ya, Çin’e, Türkiye’ye ve gelecekte belki de bizim önemli ticari ortaklarımıza karşı yaptırımlar uygulaması, Almanya’yı da Avrupa’yı da vurur” diyerek olası bir tehlikeye dikkat çekti.
“Gereken reaksiyonu göstermeliyiz ve ticaret, ekonomi, mali politikalarda Avrupa’nın hakkaniyetini güçlendirmeliyiz” dedi.

Haberin Devamı

***
SPD Genel Başkanı ve Federal Meclis Grup Başkanı Andrea Nahles de Türkiye ile ABD arasında yaşanan krizin aşılması için Almanya’nın daha fazla angajman göstermesini istedi.
Nahles, “Gerekirse Almanya Türkiye’ye yardım etmeli. Türkiye bir NATO ülkesidir. Almanya ve Avrupa kayıtsız kalamaz” dedi.
“İstikrarlı bir Türkiye hepimizin çıkarınadır” dedi.
Tabii Nahles’in bu yardım önerisini sadece parasal yardım olarak algılayan Türkiye karşıtı politikacılar ve çeşitli çevreler, hemen itiraz ettiler.

***
Almanya’nın SPD’li eski Başbakanı Gerhard Schröder ise her zamanki gibi yine Türkiye’nin yanında yer aldı.
1999 yılında Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’ye adaylık statüsü verilmesinde, 2005 yılında Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlamasında etkin rol oynayan Schröder, Washington’un yaptırımlarına karşı Türkiye’nin yalnız bırakılmamasını istedi.
Daha önceki dönemlerde yaptığımız söyleşilerde de altını çizdiği gibi “Türkiye, AB’yi zenginleştirir” diyerek, bu alanda bazı yeni adımlar atılması önerisinde bulundu.
“Güçlü, istikrarlı ve demokratik bir Türkiye hepimizin çıkarınadır” diyerek, Türkiye ile diyaloğun geliştirilmesini önerdi.
Umarız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28-28 Eylül’de Berlin’e yapacağı resmî ziyaret, bu diyaloğun geliştirilmesi için yeni bir başlangıç olur.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!