Güncelleme Tarihi:
SİZE göre Almanya, koronavirüsle mücadelede ne denli başarılı oldu. Türkiye evde izolasyon sürecinde ilaçla tedaviyi kullanırken, Almanya bunu tercih etmedi. Sizce ortada bir ihmal var mı?
Başlangıçta kimse bu hastalığa karşı neyin etki edeceğini bilmiyordu. Salgının en başından bugüne kadar Almanya ile Türkiye korona stratejisini aynı tutmadı. Türkiye, bazı ilaçların tedavi edici etkisine inandı ve biliyorsunuz bir sıtma ilacı verildi hastalara, onun yanında bir antibiyotik olan Azitromisin. Onun etkili olduğu iddia edildi. Bir de Akdeniz hummasında kullanılan bazı ilaçlar var, bunlardan istifade edileceği düşünülerek denendi. Almanya ise bu noktada daha çok savunmaya yönelik başladı tedaviye ve koronavirüse yakalananlara kesinlikle hiçbir ilaç verilmedi. Ancak ateş düşürücü Paracetemol, Aspirin gibi ilaçlarla ve hastaların izolasyonuna çok dikkat edildi.
Almanya hastalıkla mücadelede neden antibiyotikleri ya da diğer metotları kullanmadı?
Antibiyotiklerin hiçbirisinin bu hastalığa karşı direkt bir etkisi olmadığını biliyoruz. Antibiyotikler, sadece bu hastalıktan dolayı vücudun zayıf düşmesiyle birlikte başlayan başka diğer enfeksiyonların önlenmesinde etkili oluyor. Dolayısıyla bize burada antibiyotikle tedavi yöntemi öncelikli olarak sunulmadı ve biz de uygulamadık. Ancak hastalarımıza hep şunu söyledik; “Evde kalın, nefes darlığı başlarsa mutlaka 112’yi arayın, pozitif olduğunuzu belirtin ve hastaneye gitmek istediğinizi söyleyin.” Çünkü bizim hastalara gitmemiz de yasaklandı. İzole olmaları ve evden çıkmamaları gerekiyordu. Buna rağmen korona olduğu halde buraya gelen ve gelirken pek çok kişiyi bulaşma riskine sokan hastalarımız da maalesef oldu. Bu noktada Türkiye, evde izole edilen hastaların takibini aile hekimleri üzerinden yaparak, gerek telefonla gerek ilaç temaslarıyla daha insancıl bir yol izlemiştir. Hastaların moral motivasyon açısından da bu durum tedavilerine olumlu yansımıştır.
‘BEN DE AŞI OLACAĞIM’
Bir hekim olarak iki ülkeyi karşılaştırdığınızda tedbirleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, hastalığın yayılmasını engellemek üzere sokağa çıkma yasağı uygulayarak daha disiplinli davranırken, Almanya daha liberal bir tavır içinde dolaşım serbestliğine engel olmadı. Hatta sayıları 20 bini bulan, bu hastalığa inanmayan insanların eylemlerine sahne oldu Almanya. Bu noktada Türkiye kendi şartları altında başarılı olmuş mudur, evet olmuştur. Çok sıkı tedbirler alarak, daha büyük yayılmaları engelledi. Almanya açısından Merkel hükümeti de bu süreci başarılı şekilde yönetti. Halkını her defasında çok ciddi şekilde uyardı, fakat bir kısım vatandaşlar bu uyarıları ne yazık ki ciddiye almadı. Ancak vaka sayılarına baktığımızda, her iki ülkede de yayılma devam ediyor. Dolayısıyla her iki taraf adına da iyimser ve dikkatli olmak için yeterli sebep var.
Vatandaşlar aşı konusunda ciddi çelişkiler yaşıyor? Bu konuda nasıl tavsiyeleriniz olur?
Aşı olmadan bu süreci atlatmamız uzun zaman ve ciddi kayıplara neden olabilir. Bu nedenle gerek Türkiye gerek Almanya açısından aşılama işlemleri hızla devam ediyor. Şu an için burada bize sunulan BioNTech aşısı, belirlenen standartlar çerçevesinde gerçekleşiyor. Toplumun yüz 60’ı aşılandığı zaman, zaten bu tedbirlerin hepsi kalkacaktır, eski normalleşme sürecine gireceğiz. Ben de önümüzdeki günlerde BioNTech aşısı olmak için aşı merkezine gideceğim.
Çiğdem HIZKAN / BERLİN