Güncelleme Tarihi:
Türkiye, AB i?in bir varlık. Yani bir yükümlülük değil. İleride bizim AB'ne katkımız her alanda son derece büyük olacak" dedi.
TBMM AB Uyum Komisyonu, İngiltere'de yerleşik sivil toplum kuruluşu LINKS ile ortak yürüttüğü proje ?er?evesinde İngiltere Büyükel?iliği ve Türk Demokrasi Vakfı işbirliğinde düzenlenen toplantıların sonuncusu, "Güneydoğu Anadolu ve Avrupa Birliği" başlığı altında Gaziantep'te başladı.
Şimşek, toplantıda yaptığı konuşmada, AB'nin aslında Türkiye i?in ekonomik, sosyal, siyasi transformasyon süreci olduğunu belirterek, "Bu süre? Türkiye'ye daha şimdiden ?ok önemli katkılarda bulundu. Son 6-7 yıldır Türkiye'de yaşanan değişim ve dönüşümün esas motoru AB sürecidir. Bu süre? bizim i?in ?ok kritik bir öneme sahip" şeklinde konuştu.
AB ile müzakere sürecinin kolay olmadığını, zaman alacağını ifade eden Şimşek, bu süre?te önemli olanın "evimizi düzene sokmak, AB'ne üyeliğinin gereklerini yerine getirmek" olduğunu söyledi.
Bakan Şimşek, "Nihai sonu?, bence ?ok ikincil bir konudur. Tabii ki tam üyelik bizim hedefimizdir. Onun dışındaki herhangi bir se?enek bizim i?in değerlendirme konusu bile olamaz. Ama burada önemli olan top bizde. Biz, değişim ve dönüşüm sürecini sürdürerek AB'ye yakınlaşacağız" dedi.
Şimşek, kişi başına milli gelir, kurumsal altyapı olarak AB ile arayı kapatmamızda bir ilerleme olduğunu, Türkiye'de kişi başına gelirin 3 bin dolardan 9 bin dolar civarına ?ıktığını vurguladı.
"T?RKİYE, AB'NİN 3 KATI B?Y?ME POTANSİYELİNE SAHİP"
Türkiye'nin, AB'nin 6. büyük ekonomisi olduğunu, satın alma paritesiyle bakıldığında 2007 yılı itibariyle 900 milyar doların üzerinde ekonomik büyüklüğe eriştiğini belirten Şimşek, "?nemli olan, reformları yaparak reel anlamda yakınsama sürecini hızlandırmamız. Son birka? yıldır da bunun hızlandığını ortada" diye konuştu.
AB'nin uzun dönemde büyüme oranının yüzde 1,8- 2,2 arasında değiştiğini, Türkiye'nin ise önümüzdeki 10-20 yılda AB'nin büyüme oranının 3 hatta daha fazla büyüme potansiyeline sahip olduğunu anlatan Bakan Şimşek, "Türkiye, AB i?in bir varlık. Yani bir yükümlülük değil. İleride bizim AB'ne katkımız her alanda son derece büyük ve anlamlı olacak" dedi.
"DEMOKRASİ AÇIĞIMIZI KAPATMADA ?NEMİ B?Y?K"
Devlet Bakanı Şimşek, Türkiye'nin sadece reel ekonomik yakınsamasının yetmediğine vurgu yaparken, şöyle konuştu:
"Bizim demokrasi a?ığımızı da kapatmada AB sürecinin önemi büyük. Biz, halkımızın birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf kurumsal altyapıyı ve yasal altyapıyı hak ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla AB süreci aslında bizim kendi sürecimiz. AB sadece bir referans noktası, bizim i?in bir standart, bir ?ıpa. Biz gen? bir demokrasiyiz. Dolayısıyla bu süre?te bizim gerek demokratik yapımızı, gerek hukuki altyapımızı gü?lendirmemiz ?ok ön plana ?ıkıyor.
Türkiye, AB sürecinde bir sürü katkıda bulanacak. Ama en önemli katkılardan birisi, Türkiye; sadece demokratik değil, sadece bir hukuk devleti değil aynı zamanda halkının Müslüman olmakla birlikte bir de laik bir ülke. Ve önümüzdeki dönemde Türkiye laikliği de gü?lendirecek bir süre? i?erisinde olacak. Çünkü, AB ile entegrasyon, Batı ile entegrasyon zaten başka türlü düşünmeye izin vermiyor. Dolayısıyla bu anlamdaki kaygıları da azaltmış olacak. Türkiye bütün nitelikleri itibariyle aslında bir anlamda kendi bölgesindeki ve diğer bir?ok bölgelerdeki ülkelere ?ok güzel bir örnek teşkil edebilir. AB, Türkiye kendi evini düzene koymasında referans olmakla aslında dünya barışına da ?ok önemli katkıda bulanacak. AB ?ok başarılı bir birliktir."
"AB AİLESİNE KATILACAĞIZ"
2050 yılında Çin, Hindistan gibi ülkelerin dünya ekonomisindeki payını yüzde 7-8'den yüzde 45-50'ye ?ıkaracağının tahmin edildiğini ifade eden Şimşek, AB'nin de önemli bir ekonomik ve siyasi gü? olmak istiyorsa Türkiye gibi dinamik ülkelere de ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Bakan Şimşek, yapılan bir ?alışmaya göre Türkiye'nin 2050 yılına kadar yüzde 5.1 büyüyeceğinin öngörüldüğünü belirtirken, şunları kaydetti:
"Türkiye sadece bu dönemde yüzde 5 civarında büyürse, dünya ekonomisinden aldığı pay ve büyüklüğü itibariyle bugün G7 ülkeleri arasında olan Kanada'yı, İtalya'yı ge?me ihtimali son derece yüksek. ?yle bir öngörü var. Dolayıyla ben şuna inanıyorum; Türkiye AB'nin gereklerine yerine getirirse ki, bizim hükümetimiz o konuda son derece kararlı, AB ailesine katılacağız."
"301. MADDE"
Vakıflar Yasası'nın da ?ıkartıldığını anımsatan Mehmet Şimşek, şunları kaydetti:
"Avrupa ailesine katılacaksak o standartları özümsememiz lazım. Hem oraya katılmak isteyeceğiz hem de bunun gereklerini yerine getirince bir takım şüpheler ile korkularla bunu yapmayacağız...Olmaz. Yine, 301 konusu (301. madde) bizim büyük bir eksikliğimiz. Türkiye'de hala insanlar söyledikleri nedeniyle yargılanmamalıdır. O konuda da ben eminim önümüzdeki dönemde gerekli değişiklikleri yapacağız. AB süreci ekonomik siyasi ve sosyal transformasyon sürecidir. Bu, Türkiye i?in gerekli bir süre?tir."
"GAP PROJESİ BİTECEK"
AB'nin en önemli katkılarından birisinin üyeleri arasında bölgesel kalkınma farklarını azaltma süreci olduğunu anlatan Şimşek, Türkiye'de önümüzdeki yıllarda bölgesel kalkınma farklarını gidermek i?in daha yoğun ?aba i?ine girileceğini söyledi.
Bakan Şimşek, GAP'ın önemli bir proje olduğunu, enerji ayağının önemli kısmının bittiğini ama sulama ayağının ilk aşamalarda olduğunu belirterek, önümüzdeki 5 yılda GAP'ın biteceğini kaydetti.
GAP'ın tam anlamıyla işlerliğe kavuşması ile 3,8 milyon kişiye istihdam yaratılacağına, batıdan doğuya gö?ü sağlayacağına dikkati ?eken Şimşek, şöyle konuştu:
"Bunu da yapmak i?in başka reformlar yapıyoruz. GAP i?in önümüzdeki 5 yıl i?in ihtiyacımız olan para 16 milyar YTL. Sadece bir yılda, ortalama yaşı 28-29 olan bir ülkede, sosyal güvenlik sisteminin a?ıkları 33 milyar YTL. GAP i?in gerekli olan paranın iki katını, bir yılda maalesef zamanında bizi yönetenlerin popülist yaklaşımları nedeniyle...bugün ufak tefek nereden bulabiliriz yaklaşımı i?indeyiz. Onun i?in bu reform ?ok önemli.
"SUNİ G?NDEM"
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, reformlar konusundaki kararlılıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Reformları siyasi ortama bakmadan, suni gündemlere bakmadan biz bu reformları yapacağız. Pozitif enerjimizi AB sürecindeki ivmeyi devam ettirmek i?in harcayacağız. Türkiye'nin 60-70 yıllık perspektifle nasıl daha sağlam temeller üzerine oturturuz yaklaşımıyla; Sosyal Güvenlik Reformunu da Türk Ticaret Yasasını da ve diğer benzer bir sürü reformu da istihdam paketini de biz uygulamaya koyacağız. Bizim hükümetimiz gerek AB sürecinde gerekse Türkiye'nin makro ekonomik dinamikleri gü?lendirecek yapısal reformlar konusunda kararlı. Bu kararlılık devam ediyor. Şu anda Meclis gündemimizde görüşülen Sosyal Güvenlik Reformu ki, aslında uzlaşma ürünü bir reformdur, benim yüzde 100 ?ok mükemmel diyeceğim türden bir şey de değil aslında ama mevcut şartlar arasında bir uzlaşmanın sonucu gelen bir formdur, Türkiye'yi uzun dönemde bir miktar iyileştirecek bir reformdur."