Türk'e uyumsuz damgası yanlış

Güncelleme Tarihi:

Türke uyumsuz damgası yanlış
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2009 10:28

Almanya'da önceki gün açıklanan uyum araştırmasıyla ilynda Türkler'in uyum sağlamak istemeyen bir grup olarak gösterilmesi büyük yankı uyandırırken toplumun farklı kesimlerinden tepkiler devam ediyor. Hamburg Parlamentosu Başkanvekili Nebahat Güçlü, en büyük zorluklarla boğuşan göçmen grubu olan Türkler'e "uyumsuz damgası" vurulmasının yanlış olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Berlin Nüfus Araştırmaları Enstitüsü'nün önceki gün yayınlanan araştırmada, uyum sağlamada en sorunlu göçmen grubu olarak gösterilen Türkler tartışılmaya devam ediyor. Yeşiller Partili Hamburg Eyalet Parlamentosu Başkan Vekili ve Yeşiller Partisi'nin uyum sözcüsü Nebahat Güçlü, uyum araştırmasında Hamburg'un eyaletler bazında ön sırada olmasının sevindirici olduğunu belirtirken, "Uyumsuzluğun sadece Türkler'in sorunuymuş gibi göstermek yanlış. Türkler, AB vatandaşlarının sahip olduğu haklara sahip değiller, iş piyasasında dışlanıyorlar ve diplomaları tanınmıyor. Yani Türkler'in en büyük zorlukla boğuşan göçmen grubu olduğu unutulmamalı. Bu gerçekler göz önünde bulundurlursa, Türkler'in genel bir şekilde 'uyumsuz' diye damgalanmaları yanlış" diye konuştu.

Almanya göç ülkesi değil

Berlin'de yaşayan yazar Zafer Şenocak, uyum tartışmalarının sonu gelmediğini belirtirken, “Ben artık bu tartışmalardan sıkıldım. Bu konuda da karamsar olmaya başladım. Çok açık konuşulmadığı için temcit pilavı gibi önümüze geliyor. Almanya bir göç ülkesi değildir ve göç ülkesinde olması gereken sosyo psikolojik yapıya sahip değil. O yüzden böyle çarpık tartışmalar var. Öte yandan Türkler de göçmen psikolojisine sahip mi diye sorulabilir. Almanya istediği kadar 'Burası ABD'den farklı' desin, ABD'deki göçmene bakışı örnek almadan bu alanda başarıya ulaşamaz. ABD'li bir yazar, 'İnsanın geldikleri yerlerdeki kültürler ABD'de hep yüceltilir ve ABD kültürüne eklenir' diyor. Almanya'da ise sanki Türkler'in getirdikleri bir felaketmiş gibi algılanıyor” dedi.

Kamuoyu oluşturulmalı

Almanya'da yaşayan Türkler'in artık bu tür konularda bir karşı kamuoyu oluşturması gerektiğini belirten Şenocak, “Şu anda böyle bir kamuoyu oluşturacak bir yapı göremiyorum. Ama bunun olması lazım” dedi. Zafer Şenocak, uyum tartışmaları kapsamında, evde anne ve babanın çocuklarıyla Türkçe konuşmasının bile sorgulandığını kaydederken, şunları söyledi: “Bir yazar olarak dil konusunda çok hassasım. İnsanın anadilinde sosyalize olması kadar normal bir şey olamaz. Bir insanın evde çocuklarıyla anadilini konuşmasından rahatsız olmak insanlık suçudur. Hollanda'da da çok sayıda Türk yaşıyor ama orada bir Türk tartışması yok. Kimse onların dilleriyle uğraşmıyor.”

Örnek kişilere ihtiyacımız var

Federal Hükümete bağlı Göç ve Uyum Bakanlığı ile Vodafone ve Mercator Vakıfları'nın işbirliği ile düzenlenen 2. Uluslararası Uyum Sepozyumu'nda konuşan Prof. Zümrüt Gülbay-Peischard, gençlerin örnek alabilecekleri kişilere ihtiyacı olduğunu belirterek, "Bu kişilerin o gençlere heyecan vermesi lazım” dedi. Almanya'nın en genç hukuk profesörü olarak tarihe geçen Zümrüt Gülbay-Peischard, uyuma yönelik projelerin bundan sonra başarı oranlarını tespit edilmesi gerektiğini belirtti. Uyum için başarı kriterlerinin belirlenmesini isteyen Gülbay-Peischard, Türkiye'den gelen annelerin de Almanca öğrenmesinin cazip hale getirilmesi gerektiğini iade etti. Solitem Group CEO'su Ahmet Lokurlu ise Almanya'daki iki toplum arasında sinerji oluşturulması gerektiğini kaydetti.

Hessen ve Hamburg uyum şampiyonu

Berlin Nüfus Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan uyum araştırmasında uyumda en başarılı eyaletler Hamburg ve Hessen oldu. Başkent Berlin'in 7. sırada yer aldığı sıralamada Saarland son sıraya yerleşti. İlk kez göçmen grupların da birbirleriyle kıyaslandığı ve aralarında Alman vatandaşlığına geçme oranı, Almanlar'la evlilik, eğitim seviyesi, kamu alanında yabancı kökenlilere iş imkanı tanıma, işsizlik oranı ve ev kadını oranının da aralarında bulunduğu 20 kritere göre yapılan araştırmaya göre, uyum konusundaki başarılı olan eyaletler, şu şekilde sıralandı:

1- Hessen
2- Hamburg
3- Doğu eyaletleri
4- Bavyera
5- Baden-Württemberg
6- Kuzey Ren Vestfalya
7- Berlin
8- Rheinland-Pflaz
9- Schleswig Holstein
10- Aşağı Saksonya ve Bremen
11- Saarland

FDP'li Hahn: Hükümette muhatap olmalı

Hessen Eyalet Meclisi seçiminde oy patlaması yaşayan ve Hıristiyan Demokrat Partisi (CDU) ile koalisyon hükümeti kurmaya hazırlanan Hür Demokrat Parti (FDP) Başkanı Jörg Uwe-Hahn, göçmen kökenlilerin uyumları ile ilgili olarak kurulacak hükümette bir muhatabın olması gereğine işaret etti. Hahn, yapılan araştırmada uyum konusunda Hessen Eyaleti'nin diğer eyaletlere göre çok daha başarılı çıktığını hatırlatarak, "Ancak bu bizi yanıltmamalı. Uyum konusu geleceğin en önemli konusu. Göçmen çocukların okul öncesi eğitimleri ile ilgili politikamız doğrulandı. Alman dili uyumun ana anahtarı. Biz beş yaşındaki çocukların okul öncesi eğitimlerini talep ediyoruz. Eğitimde şans eşitliği ancak çocukların birinci sınıftan itibaren iyi derecede Almanca bilmesiyle gerçekleşebilir. Koalisyon görüşmelerimizde bunu dile getiriyoruz. Uyum ve nüfus gelişimi konusunda, yeni eyalet hükümetinde bir muhatabın bulunmasını talep ediyoruz" dedi.

ARAŞTIRMAYA TEPKİLER

Somut projelere ihtiyacımız var

Prof. Recep Keskin (Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği ATİAD Başkanı): Yeni araştırmalara değil, somut projelere ihtiyacımız var. Uyum araştırmasının bulgularının birçoğu biliniyor. Göçmenlerin yaşam koşullarını iyileştirecek yapısal değişiklikler gerekiyor. Araştırmayı kullanarak Türkleri uyumsuzlukla suçlayan politikacıları ve Alman medyası yanlış yapıyor. Konu, siyasi amaçlara araç edilmeyecek kadar önemli. ATİAD olarak uyum alanında yapılması gerekenleri bir katalog halinde hazırladık ve ilgili makamlara sunduk. Anaokulunda Almanca öğretimi, meslek eğitimi ve anadili öğretimine öncelik verilmeli.

Karşılaştırma yanıltabilir

Dr. Dirk Halm (Türkiye Araştırmalar Merkezi Göç Araştırmaları Bölüm Başkanı): Berlin Nüfus Araştırmaları Enstitüsü´nün göçmenlere ilişkin raporunda yer alan verilerin yorumlanış ve yansıtılış biçimi yanlış. Farklı gruplar arasında yaratılacak "uyum yarışması" koşulları, sorunlara yol açabilir. Araştırmanın bulgularının, Almanya´daki Türklerin uyum eksikliği olarak değerlendirilmemeli. Her biri farklı aile birleşim modelleri içeren ve bu çerçevede farklı sosyo-ekonomik nitelikler geliştirmiş göçmen gruplarının karşılaştırılması yanlış. Yarışma koşullarının yaratılması, toplumsal açılımları engelleyici ve bir arada yaşamı zehirleyecek bir yaklaşımdır. Misafir işçi statüsüyle Almanya´ya gelen kişiler ve Almanya´ya yerleşen Alman kökenli göçmenlere (Aussiedler) farklı uyum olanakları sunulduğu unutulmamalıdır.

İnsanları köşeye sıkıştırmayın

Bülent Çiftlik (Hamburg Eyalet Parlamentosu SPD Milletvekili): Alman devleti uyum konusunda daha cesaretli olmalı. İnsanları suçlama veya köşeye sıkıştırma yerine uyum konusunun daha geliştirilmesi gerekiyor. 1960 ve 1970’li yıllarda Almanya’ya çalışmak amacıyla gelen Türkler ‘geriye döneceğiz’ düşüncesiyle çalıştılar. Türkler'in uyum sağlayamadıkları ortaya çıkıyorsa, burada devletin derhal devreye girip uyum konusunda eksikleri görmesi gerekir. İnsanları 'siz uyumsuzsunuz' diye köşeye sıkıştırmak kimseye bir şey getirmez. Ayrıca eğitime uzak olan aileler çocuklarını yeterince destekleyemedikleri için çocuklarda başarılı olamıyorlar. Bu velilere destek sistemleri geliştirilmeli. Burada çocukları daha iyi desteklemek için ‘hippy’ gibi öğretici projeler geliştirilmeli.

Sonuç beni şaşırtmadı

Lale Akgün (Federal Meclis SPD milletvekili): Bu araştırma sonucu beni hiç şaşırtmadı. Bu şu andaki Almanya'da yaşayan Türkler'in durumunu gösteriyor. Şimdi hiç kimse ortaya çıkan sonuçlara şaşırmasın. Çünkü 50 yıl önce bu ülkeye büyük bir bölümü okuma yazma bilmeyen herhangi bir eğitim kurumunda diploması olmayan insanlar işçi olarak getirildi. Siyaset, açık ve net kelimeler bulmalı. Binlerce uyum projesini finanse etmek yerine eğitim ve okul sistemine yönelmeli. Yuvalarda tüm çocuklar eğitim ve dil bilgisinde desteklenmeli. Alman çocukların da dil konusunda eksiklikleri var. Çocuklar dili sadece öğrenmemeli aynı zamanda kullanmalı. Ancak bu arada velilere de önemli görevler düşmekte. Onlar ad herşeyi devletten beklemeyip kendileri bazı şeylere el koymalı

Türkler üvey evlat görüldü

Bekir Yılmaz (Berlin Türk Cemaati Başkanı): Alman kökenli olmayanların uyum sağlayamadıkları yönündeki düşünce doğru değildir. Bu insanlar 50 yıldır burada üvey evlat muamelesi görmüşlerdir. Toplumsal yaşamda eşit katılım hakkı tanınmadıkça, iyi derecede diplomaya sahip göçmen çocukları iyi bir meslek eğitim şansına sahip olamadıkça veya kamu kurumlarında iş imkanı bulamadıkça ve göçmen kökenli akademikerler işsiz kaldığı sürece uyum gerçekleşmeyecek ve beraberindeki sorunlar çözülmeyecektir. Tartışma sadece uyum üzerinden yapılmamalıdır katılım da dikkate alınmalıdır.

Devlet ailelere destek çıkmalı

Gıyasettin Sayan (Berlin Eyalet Parlamentosu Sol parti milletvekili): Raporu doğru okumak lazım. Türkiye'den gelen insanlarımız daha çok kırsal kesimden geliyor. Çocuklarını hala bir kişilik olarak göremiyorlar. Kendi geleceklerinin garantisi olarak görüyorlar. Bu düşünce değişmeli. Öte yandan devletin bir görevi var. Ailelerdeki eğitim açağını devlet gidermeli, ancak devlet bunu yapamadı. Özel eğitim programlarıyla bu açığı kapamak için çaba harcanmamış. Nasıl olsa kendi ülkelerin dönecek diye düşünmüşler. Hem aile hem devlet de suçlu bu konuda.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!