"Türkçe Medya’ya Sahip Çıkmalıyız!"

Güncelleme Tarihi:

Türkçe Medya’ya Sahip Çıkmalıyız
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2012 14:16

Almanya’ya işgücü göçümüzün başladığı yıllarda haber alma ihtiyacı Türkiye’den gönderilen gazeteler, Türkiye’nin Sesi Radyosu ve daha sonraları da Köln Radyosu ile giderilmiştir.

Haberin Devamı

Göç yazınından edindiğimiz bilgilere göre, postayla gelen Türkçe gazete elden ele dolaşır bir ay boyunca okunurmuş, Bir de en önemli haber aracı ve hasret giderici araç mektuplaşmakmış. O yıllarda yazılan mektuplar kimi yerlerde yayınlanır, ben o mektupları okudukça bugün bile duygulanırım.

Türkçe haber alma kaynakları zaman içinde çeşitlendi ve gelişti. Yaklaşık 30 yıl süren bu gelişim, göçün kırkıncı yılına doğru gerilemeye başladı ve önce kamusal alanda var olan Türkçe yayınlar birer birer kapatıldı. Kimine mali bir gerekçe bulundu, kimine ise ihtiyaç yok denildi. İhtiyaç yok yaklaşımını o yıllarda yaptığım saha araştırmaları yalanlamaktadır. 1992 ve 1996 yıllarında yaptığım iki farklı araştırmada, her gün izlenen TRT-INT ve özel televizyon kanallarına rağmen, Türk toplumu; yüzde doksanın üzerinde Köln Radyosu’nun yayınlarının devam etmesini istediğini belirtmiştir. Ancak bu isteğe rağmen Köln Radyosu’nun yayın sürelerinin kısıtlanmasına, sabah yayınlarının kaldırılmasına yine Berlin başta olmak üzere Türkçe radyo yayınlarının sona ermesine engel olamamıştır.

Almanya’nın kamu yayınları arasında, Türkçe neredeyse yok olmakta iken, Türkçe gazetelerin hızla azalan trajları ve gelirleri ile özel sektör Türkçe yayıncılığının da sona erebileceği sinyalleri gelmektedir. Bazı gazetelerin Avrupa baskılarına son vermesi, yine bazılarına gitti, gidecek gözüyle bakılması beş milyonluk Avrupa Türk Toplumu ve üç milyonluk Almanya Türk toplumu için büyük talihsizliktir. Almanya ile başlayıp tüm Avrupa’ya yayılan ve uyumu tek sesli dile, eğitime ve medyaya indirgeyen politikalar ile elektronik medya türevlerinin eş zamanlı gündemde olması sonucu ‘’Avrupalı Türklerin Türkçe konuşan ve yazan medyası’’ giderek eriyor ve yok oluyor.

Peki ne yapmak gerek, Örneğin her gün sadece 1 Avro vererek alacağımız veya abone olacağımız Türkçe gazete ile gelecek nesilleri ana dilleri ile buluşturmamız mümkündür! Yine sayıları Avrupa genelinde yüz bini geçtiği ifade edilen işverenlerimizin ilan, reklam ve sponsorluk ile Türkçe yayınları desteklemesi gerekmektedir. Çoğunluk toplumu içinde yüzlerce yıl yaşamalarına rağmen yok olmayan kültürlere bakalım, nasıl erimemişler! Bir bakalım gerekirse onlar gibi yapalım.

Biz Türkçe medya ile birçok derdimize çare bulduk, biz bu topraklara uyumu Türkçe yayınlar üzerinden sağladık. Türkiye’den uydu kanalları ve web sayfaları üzerinden alınan haberler Avrupa’daki Türk toplumunu birbirine yaklaştırmaz. Derdimize çare olmaz. Avrupalı Türkler ancak kendi Türkçe medyaları ile var olabilirler. Solingen’de, Möln’de acılarımızı Türkçe medya ile sardık, sarmaladık. Konser, konferans düzenledik, düğün yaptık, dernek kurduk, milli maçlardan sonra coştuk, çağladık ve tüm bunları Türkçe medya ile birbirimize duyurduk. Avrupa’daki Türklerin sesi ve nefesi olan Türkçe medyanın yok olması, Avrupa’daki ‘’Türk Toplumu Fenomeni’’ nin yok olmasıdır.

Her gün bir milyon Türkçe gazetenin satın alındığı bir Avrupa düşünün! Bu hayal bir milyon duyarlı kişinin her gün 1 Avro ödemesi ile mümkün. Her gün 1 Avro harcasak ne olacak ki, aslında buna harcama değil geleceğimize yatırım denir!


Dr. A. Atilla Doğan

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!