Güncelleme Tarihi:
BAVYERA İçişleri Bakanı Joachim Herrmann, Nürnberg’de düzenlenen bir programa konuşmacı olarak katılmasının ardından Türk toplumuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Hermann, Türk toplumunun Almanya için büyük önem taşıdığını, Almanya’nın kalkınmasına ve gelişmesine büyük katkı sağladıklarını belirterek teşekkür etti. Türklerin iş gücü anlaşmasıyla 60 yıl önce Almanya’ya geldiklerinde çok sıkıntılarla ve zorluklarla karşılaştığını ifade eden Herrmann, çekilen sıkıntıların ve zorlukların yerini artık başarı ve mutluluk hikâyelerine bıraktığı ifade etti. Almanya’da çalışan kadın sayısının oranının en yüksek olduğu eyaletin Bavyera eyaleti olduğunu belirten Herrmann, ülke genelinde suç oranının en düşük ve en az olduğu eyaletin de Bavyera olduğunu aktardı. Herrmann, söz konusu istatistiklere göre Bavyera’da göçmenler dahil tüm vatandaşların güven ve uyum içinde yaşadığını ifade etti. Türk toplumunun yabancı bir toplum olarak görülmediğini vurgulayan Herrmann, yabancı denilince Türklerin akla gelmediğini açıkladı. Herrmann, Türklerin, Almanya’nın ekonomisine büyük katkı sunduklarını ve uluslararası kültürün gelişmesine destek verdiğini aktardı.
KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİ ÖNEMSİYORUZ
Kültüre ve ekonomiye büyük katkısı olan Türklerin artık Almanya’nın bir parçası olduğunu ifade eden Herrmann, Almanya’da yaşayan ve birçok başarıya imza atmış çok sayıda iş adamı, eğitimci, akademisyen, siyasetçi, öğretim görevlisi ve araştırmacı bulunduğunu belirterek, Prof. Dr. Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin bunun en güzel örneği olduğunu aktardı. Herrmann, “Bavyera’da kültürel zenginliği önemsiyoruz. Birlikte uyum içinde sorunsuz yaşam için karşılıklı hoşgörü, açık dünya görüşü, saygıya ihtiyaç var. Bavyera’daki insanlar bunun bilincinde olarak bu yolda devam etmemiz gerektiğini her gün kanıtlıyor” dedi.
Herrmann, Türk-Alman dostluğunun yüzyıllar öncesine dayandığını ve iki ülke arasında siyasi gerginlikler olduğunda Türk toplumunun da zarar gördüğünü belirtti. Almanya’da Türkçe veya Türkçe-Almanca yayınlanan günlük, haftalık ve aylık basın yayın organlarının Türkçenin unutulmaması için topluma katkı sunduğunu aktaran Herrmann, bu yayınların Türkiye ve Avrupa’da yaşayan kuşaklar arasında köprü kurduğunu, kültürler arası ilişkileri geliştirdiğini ve uyuma katkı sağladığını açıkladı.