Güncelleme Tarihi:
ALMAN Birinci Televizyonu’nda (ARD) bir açık oturum. Konu: Katolik aleminin ruhani lideri Papa 16. Benedikt’in görevi bırakma kararı. Sunucu: Sandra Maischberger. Katılımcılar: Heiner Geissler (Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) eski Genel Sekreteri), Eberhard Freiherr von Gemmingen-Homberg (Katolik Papaz), Jürgen Flieger (Protestan Papaz), Ingrid Matthaeus-Meier (Sosyal Demokrat Partili (SPD) eski politikacı) ve Matthias Matussek (Gazeteci). Hepsi de Papa 16. Benedikt’in artık yeteri kadar gücü kalmadığı için görevi bırakacağı kararını yerinde ve doğru bulduklarını içeren şeyler söylüyor. Tartışma sırasında Katolik Kilisesi’nin eşcinsellere olumsuz yaklaşımı ve doğum kontrolüne karşı tutumu da gündeme geliyor. Tabii Katolik okullarda yaşanan cinsel taciz ve cinsel tecavüz skandalları da...
Bu bağlamda gazeteci Matthias Mattussek, “Neden birçok Alman aile çocuklarını Katolik çocuk yuvalarına, Katolik okullara gönderiyor?” diye soruyor. Sorunun yanıtını da yine kendisi veriyor: “Çünkü belirli bir özlemleri olduğu için.” İşte tam o anda, uzun süre televizyonda program sunduğu için Televizyon Papazı olarak tanınan Jürgen Fliege laf atıyor. “Çünkü o yuvalar Türk’süz olduğu için...”
Yani Katolik Kilisesi’ne ait yuvalarda Türk çocukları bulunmadığı, bu yuvalar Türklerden arındırılmış olduğu için Alman ailelerin o yuvalara çocuklarını gönderdiklerini söylüyor. Ama bir kez laf atmakla yetinmiyor...
Üstüne basa basa, “Çünkü o yuvalar Türk’süz de ondan” diye tekrar ediyor...
Böyle bir yaklaşım aşırı sağcı, neonazi bir Alman’dan beklenir...
Zaten rengi de belli olduğu için yadırganmaz da...
Ama dinlerarası diyalogdan, insan sevgisinden, barış içinde birlikte yaşamdan yana olan, daha doğrusu öyle olması gereken, bir din adamının böyle bir yaklaşım sergilemesini anlamak mümkün değildir. Hele hele kabullenmek hiç mümkün değildir...
Matthias Mattuttssek da kabullenemiyor...
“Bu bana insan olmayan birinin söylemini anımsatıyor. Bu sözler kesinlikle kabul edilemez” diye tepki gösteriyor. Yani insan olmayan biri söylemiyle nazilerin lideri Hitler’i kastediyor...
Ama sunucu Maischberger, Telvizyon Papazı’nın bu çirkin yaklaşımını kapatmayı yeğliyor ve konuyu ustaca değiştiriveriyor.
Jürgen Fliege, yıllardır Türkiye’ye dini seyahatler düzenlemekte, yani bir yerde Türkiye ve Türkler sayesinde para kazanmaktadır. Bu pazarı kaybetmemek için olacak ki, daha sonra gelen tepkiler üzerine Papaz Fliege kendisine ait internet sitesinde, “Türkiye’nin ve birçok Türk’ün dostu ve yıllardır birçok insanın katılımıyla düzenlediği seyahatlerle Türkiye’yi dolaşan biri ve bir teolog olarak Hıristiyanlığın bir beşiğinin Türkiye olduğunu biliyorum. Ailelerin çocuklarını dini okullara kayıt ettirmelerinin bir motifi olarak bu okullarda Müslüman çocukların bulunmamasına işaret ettim. Aslında bu Almanya’daki dini okulların uyum için çaba göstermediğini içeren bir eleştiri olarak algılanmalıydı” diyerek kendisini savundu. İyi de Fliege bunları neden o akşam izleyicilerin gözlerinin içine baka baka söylemedi? Ne iyi değil mi? Evet, bizde buna çevir kazı yanmasın denir...
Ne dostluk değil mi? Evet, bizde buna “Böyle dostlar düşman başına” denir...
Bunu eski Televizyoncu Papaz Jürgen Fliege de, onun gibi düşünenler de öğrenmelidir...