Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'da 7 Haziran'da yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde, partilerin liste başı adayları, Türk kökenli seçmene Türkiye'nin AB üyeliği ve AB politikaları konusundaki görüşlerini aktardı. Almanya Türk Toplumu (ATT) tarafından Türk Evi'nde düzenlenen panele, SPD'li AP milletvekili ve liste başı adayı Martin Schulz, FDP'li AP milletvekili ve liste başı adayı Silvana Koch-Mehrin, Yeşiller'in liste başı adayı Rainer Bütikofer, Sol Parti liste başı adayı Lothar Bisky ve Berlin CDU teşkilatının liste başı adayı Joachim Zeller katıldı. ATT Genel Başkanı Kenan Kolat'ın yönettiği panelin açılış konuşmasını ise ATT Yönetim Kurulu Üyesi Bahattin Kaya yaptı.
AP adayları, Federal Meclis Sol Parti Milletvekili Hakkı Keskin ile hükümetin yabancılar eski sorumlusu FDP'li Cornelia Jacobsen'in de katıldığı panelin ilk turunda AB ile ilgili parti programlarını ve partilerinin genel görüşlerini aktardı. Oturumu yöneten Kenan Kolat ise ikinci turda, “Almanya'daki Türk kökenli seçmeni belki de en çok etkileyecek olan Türkiye'nin AB üyeliğine bakış açınız olacaktır. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltti. CDU'lu Joachim Zeller'in dışında diğer adaylar, Türkiye'nin kriterleri yerine getirmesi durumunda üye olabileceğini belirtti.
Vize soruldu
Panel sonrası sorular bölümünde ise Taceddin Yatkın, Avrupa Adalet Divanı'nın aldığı bazı meslek grupları için vize muafiyeti kararını sordu. FDP'li Silvana Koch-Mehrin, “FDP olarak hükümetin bir an önce bu karara açıklık getirmesini istedik. Politikacı olarak bazı meslek grupları için vizesiz seyahate evet diyorum” dedi. Yeşillerli Bütikofer ise, Almanya'nın bir an önce Adalet Divanı'nın kararını uygulamasını istedi. CDU'lu Zeller ise genel anlamda vize serbestliğine karşı olduğunu kaydederken, “Yatırım amaçlı işverenlerin vizesiz seyahatini destekliyorum ancak genel anlamda vizesiz dolaşıma karşıyım.” dedi.
Schulz: İkiyüzlülüğü bırakın
SPD'nin liste başı adayı Martin Schulz, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda, Avrupalı bazı politikacıların ikiyüzlülüğü bırakması gerektiğini söyledi. Schulz, bazı Avrupalı politikacıların ikiyüzlü davrandıklarını belirterek, “Bunlar iç politikalarında seçim kampanyaları sırasında Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkıyorlar. Ama AP'de kapalı kapılar ardında 'evet' oyu kullanıyorlar. Müzakere başlıkları Sarkozy ve Merkel'in oylarıyla açılıyor. Dikkatinizi çekerim, müzakere başlıkları oy birliğiyle karara bağlanır. Eğer Sarkozy, gerçekten Türkiye'ye karşıysa o zaman müzakere başlıklarının açılmasını da bloke edebilir. Ancak bunu yapmıyor” dedi.
Üyelik için iki önemli şart
FDP'li Silvana Koch-Mehrin Türkiye'nin üyeliği için iki önemli şart bulunduğunu belirtti. Türkiye'nin kriterleri yerine getirmesinin dışında AB'nin de genişleme gücüne sahip olması gerektiğini söyleyen Koch-Mehrin, kendisini Türkiye'nin AB'ye aday ülke olması için 'evet' oy kullandığını hatırlattı. Koch-Mehrin, Almanya'daki imtiyazlı ortaklık veya tam üyelik tartışmalarını abartılı yapay bir tartışma olarak değerlerdi.
“İmtiyaz dışlamak demektir”
Yeşiller liste başı adayı Rainer Bütikofer ise Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık önerisinin kibarca dışlamak anlamına geleceğini söyledi. Bütikofer, “Eğer Türkiye'ye yapılan imtiyazlı ortaklık önerisi Estonya'ya veya Litvanya'ya yapılsaydı, herkes bunun apaçık bir dışlama olduğunu söylerdi. Ancak Türkiye'ye bu yapılıyor” dedi. Bütikofer, Türkiye ile müzakerelerde tam üyelik hedefi verilmesinden yana olduklarını da kaydetti.
Orhan Pamuk'tan örnek verdi
Federal Meclis milletvekili ve Sol Parti'nin AP liste başı adayı Lothar Bisky, Orhan Pamuk'tan örnekler vererek Türkiye'nin insan ve azınlık hakları konularında kriterlerine dikkat çekti. Bisky, Türkiye'nin üyeliğiyle AB'nin çok çeşitli ve çok kültürlü olacağını kaydetti. CDU Berlin adayı Joachim Zeller ise bir çok partinin Türkiye'nin üyeliğine evet demesine rağmen bir çok şart öne koştuklarını söyledi. Genel anlamda Türkiye'nin tam üyeliğine karşı olduğunu kaydeden Zeller, “Eğer Türkiye olursa İsrail de olmak ister. Daha sonra Ukrayna gelir” dedi.