Güncelleme Tarihi:
Ekonomi Gazetecileri Derneğinin düzenlediği Kartepe ekonomi zirvesinde, Türkiye ekonomisi üzerine bir sunum yapan Hisarcıklıoğlu, ABD'deki ekonomik krizin boyutunun büyümesi halinde bundan bütün dünya ekonomilerinin etkileneceğini belirterek, dünya ekonomisindeki büyüme 2007 yılında 4,9 olarak ger?ekleşirken, bu yıl 4,1 olarak hedeflendiğini, yani büyümede yavaşlama olacağının görüldüğünü anlattı.
Türkiye'nin ABD'nin ihracat pastasından yüzde 5 pay aldığını, bu nedenle krizden pek etkilenecek gibi gözükmediğini ancak, Türkiye'yi asıl etkileyecek olanın, ihracatının yüzde 57'sini yaptığı AB ülkeleri olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "AB'deki kü?ülme ve AB'nin ABD'ye yapmış olduğu ihracattan dolayı bizi de etkilemesi a?ık ve net olarak görülmektedir" dedi.
Hisarcıklıoğlu, krizin Türkiye'ye etkisinin cari a?ığın finansmanında yükselen faizlerle beraber görüldüğünü dile getirerek, Türkiye ile beraber gelişen ülkelere bakıldığında Türkiye'nin risk oranının daha yüksek olduğunu belirtti.
Romanya'nın, Türkiye ile karşılaştırılabilecek bir ülke olduğunu ve Romanya'nın cari a?ığının GSMH'ya oranının Türkiye'den daha kü?ük olmasına rağmen, Türkiye'de piyasanın uyguladığı faiz oranlarının daha yüksek seyrettiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
"Romanya ile Türkiye arasındaki fark... Biz niye daha yüksek maliyetle bor?lanıyoruz? Türkiye'de kırılganlığı artıran faktörlere baktığınız zaman, bunu zaman zaman söylüyoruz, IMF ve AB ?ıpasının zayıflaması olarak değerlendiriyoruz. Bir tanesi bu. IMF ve AB ?ıpalarının zayıflaması, Türkiye'nin risk algılamasını yukarı doğru ?ıkartmaktadır. İkincisi, reform sürecindeki durağanlık, atalet."
"MERKEZ BANKASININ KREDİBİLİTESİNİ D?Ş?RMEMEMİZ LAZIM"
Hisarcıklıoğlu, 2007'ye bakıldığında mali disiplinin 2006'ya göre 3 kat daha kötüye gittiğinin gözlendiğini; faiz dışı cari harcama artışı, vergi tahsilatındaki artış, enflasyon oranı ve büyümede, 2004 yılının en büyük "başarı hikayesi" olduğunu ifade ederek, "Bu bize şunu gösteriyor ki, devletimiz ne kadar az harcarsa, yani mali disipline ne kadar ?ok dikkat ederse, hem enflasyonla mücadelede hem büyümedeki rakamımız rekor noktasına gelir. Mali disiplin, aslında Türkiye'nin büyümesi a?ısından da ?ok önemli" diye konuştu.
Merkez Bankasının faizleri indirirken, piyasaların faizleri ?ıkarttığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Merkez Bankasının bu kredibilitesi de, bu bizim bor?lanma faiz oranlarımızın etkilenmesinde de ?ok önemlidir. Eğer Merkez Bankasının kredibilitesi varsa, o zaman piyasalar sizle beraber hareket ediyor. Merkez Bankamız 2 puan faizleri indirirken piyasalar 2 puan yukarı ?ıkartıyorsa burada bir sorun var demektir" görüşünü aktardı.
Hisarcıklıoğlu, "Merkez Bankasının kredibilitesi ne kadar yüksekse, bizim itibarımız o kadar yüksek olur. Merkez Bankasının kredibilitesini kesinlikle düşürmememiz lazım" diye konuştu.
Türkiye'deki risk unsurlarının yüksek olarak algılanmasındaki bir diğer nedenin de, Türkiye'nin siyasi ortamından kaynaklı gerginliklerin ekonomiyi direkt etkilemesi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Bunların hepsi birleştiği zaman siz gelişen piyasalara göre daha yüksek maliyetli bor?lanıyorsunuz" dedi.
G?NDE 100 MİLYON DOLAR
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ikiz a?ıklar olarak adlandırılan cari a?ık ve sosyal güvenlik sistemi a?ığının, Türkiye'nin risk unsurlarını artıran nedenlerden olduğunu dile getirerek, 2007'de cari a?ık 38 milyar dolarken, 2008 beklentisinin de 42 milyar dolar olduğunu hatırlattı.
Hisarcıklıoğlu, bu 38 milyar dolara bakıldığında da, Türkiye'nin her gün 100 milyon dolar bulması gerektiğini, bunun bulunmaması halinde ekonomide sıkıntı yaşanacağı görüşünü dile getirdi.
'Neyi beklersen onu görürsün. Biz iyi olmasını bekliyoruz. İkazlarımız o mahiyette. Ben kötümserlik tablosu ?izmek i?in de burada değilim, olan ger?ekleri söylüyorum" diyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de ekonomik krizlerin ?ıktığı noktanın cari a?ığın finanse edilemediği nokta olduğunu ve kendisinin bir kriz beklemediğini belirterek, şöyle dedi:
"Şu anda finanse ediyoruz, böyle bir problemimiz yok. Kriz yok, ben kriz var demiyorum. Çalkantılı bir döneme giriyoruz. İnşallah da kriz olmaz. Kriz olursa, Türk şirketlerinin yaklaşık bor?ları 120-130 milyar dolar civarında. Böyle bir şey olursa, bu sefer özel sektör krizi yaşanır ki, 2001 krizini hep beraber ararız."
"EYLEM PLANLARI DEĞİL, PLANLANMIŞ EYLEMLER..."
Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin sürdürülebilir bir büyümeye devam edebilmesi i?in ikinci nesil reform paketine sahip ?ıkılarak, bunun "eylem planları değil, planlanmış eylemler" haline dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti.
?nümüzdeki dönemde yapılması gerekenleri, makro ekonomik istikrarın devamı, kamu büt?e a?ığının makul seviyelerde tutulması, mali disiplinin korunması, kamu büt?e kalitesinin artırılması, kamu bor? yükünün düşürülmeye devam etmesi, fiyat istikrarının, enflasyonun hedefleneni tutması şeklinde sıralayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de yönetim kalitesinin artırılması gerektiğini ve bunun ana esası olarak da anayasanın yeniden yazılmasına ihtiya? olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, dünyada 1990'larda ikinci küresel hareketin başladığına işaret ederek, "İkinci küresel hareketi ıskalamamak i?in önümüzdeki yönetim kalitesini artırıyor olmamız lazım" dedi.
TOBB olarak yeni bir anayasa yapılması konusunda sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleriyle ellerinden geleni yapmaya ?alıştıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, "Koşmak istiyoruz. Anayasayı yapamadan diğerlerini yapabilmek de ?ok mümkün gözükmüyor. Yapısal reformlara ihtiyacımız var. Sürdürülebilir ve yüksek büyümeyi yakalamak i?in, zenginleşebilmek i?in lazım diyoruz ya, işin başı o, anayasa" şeklinde konuştu.
"100 BİRİM MAL İHRAÇ ETMEK İÇİN..."
Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk sanayisine de değinerek, şöyle konuştu:
"Türk sanayicisi, artık komisyoncu oluyor. Kimin? Pakistanlının, Çinlinin, Hindistanlının komisyoncusu olmuş durumda. Anadolu'ya gittiğiniz zaman bunu görürsünüz. Fabrikayı kapatıyor, onun ürününü alıp satıyor. Nereden görüyoruz bunu? Sanayi ihracatı i?inde işlenmiş ara malı ithalatının payı, (enerji yok ama bunun i?inde) yüzde 67-69 seviyesine geldi. 100 birim mal ihra? etmek i?in bizim, 69 birim sanayi ara malı ithalatı ger?ekleştiriyor olmamız lazım. Bu da, bizim sanayicimizi komisyoncu haline getiriyor. Sanayici bugün komisyoncu konumuna geliyor. ?zellikle tekstil, konfeksiyon sektörüne baktığınız zaman bunu ?ok net olarak görürsünüz."
"Her şeyin ?ok da kötü olmadığını" ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'deki ihracat?ı sayısının ithalat?ı sayısına doğru yaklaştığını kaydederek, "İhracatın artış oranı, ithalatın artış oranının da üstünde gidiyor. Bunlar da bizim a?ımızdan sevindirici noktalar" diye konuştu.