Türk Sanat Müziği emin ellerde

Güncelleme Tarihi:

Türk Sanat Müziği emin ellerde
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2010 17:37

1956 yılında Bursa'da doğan Alaettin Demirliler, müziğe 14 yaşında başladı. Bursa Musiki Cemiyetinde, Temel Bölümleri bitiren Demirliler, daha sonra Bursa Belediye Konservatuvarına devam etti.

Haberin Devamı

Hocam kanunla ilk tanışmanız nasıl oldu, neler hissettiniz hatırlıyor musunuz?..


Elbette... İlk aşk, ilk sevgili, ilk öpüş gibi bir şey.. Unutulur mu... Sazı seven ve onunla hem hal olan her sanatçı bu duyguları ömürünce yaşar. Kananla da ilk tanıştığımda o duyguları taa yüreğimin içerisinde hissetmiştim.


Neredeydi?


Bursa'da oldu. Ben Bursalıyım. Babam alıp beni Türk sanat müziği konserine götürmüştü. 15 yaşındaydım. Koro müthişti tabii. Ama o kadar saz içinde bir tanesi vardı ki gözümü ayıramadım, kulağımı ondan çekemedim. Vallahi içimi titretmişti.


Alaettin hocam o yıllara gitsek ve o konserdeki baş kanuncuyu size sorsam...


Nasıl unutabilirim ki. Türk sanat müziğinin saz üstatlarından değerli besteci Erol Deran'dı. Bütün taksimleri o yapmıştı. O taksimlerdeki ruh, tane tane çalış, tertemiz bir akış.... İşte böyle başladı bizim aşkımız.

Haberin Devamı

7 yıl bu işin çıraklığını yaptım


Sonrasını da alsam çok kısa..


Bursa Belediye Konservatuvarına girdim. Önce amatör bir aile dostumuzdan dersler aldım tabii.


Peki o dinlediğiniz kanunu elinize aldığında neler hissettiniz?


Korku ve heyecan vardı.. 72 telli bir enstrümanı elinize alıyorsunuz... Hepsi de üç makamlı. Üç la var, üç re var.. Var ha var yani... Kanun zor alettir. Ama insanın sevdiğini elde etmesi de zordur. Fethetmek kolay mıdır?..Bu duygular içinde tellerle, mızraplarla ve notalarla haşır neşir oldum. İlk amatör çaldığım parça da Uşşak makamından 'Telgrafın tellerine kuşlar mı konar' dı.


Çıraklık yılları ne kadar sürdü.


Bunu beş yılı okul 2 yılı da piyasalarda çalıp etmek dersek tam 7 yıl bu işin çıraklığını yaptım.. Ana Kanun olsun, diğer sazlar olsun, ustalık hiçbir zaman için sonuna kadar bitmez. Bu arada mezuniyet belgemi de Türk sanat müziğinin güzide ismi, üstat rahmetli Avni Anıl'ın elinden almıştım... Yıllar yıllar sonra Berlin'deki bir konserinde de bu anımızı dile getirmiş, o günler yad etmiştik. Mekanı Cennet olsun


Yaklaşık dokuz yıldır Berlin'desiniz. Türk sanat müziği çalışmalarını nasıl görüyorsunuz?


Müthiş bir potansiyel var. En önemlisi bu işi görüş vermiş çok değerli insanlarımız var. Tamamiyle türk sanat müziğini severek yapıyorlar. Günlerinden, mesailerinden fedakarlık edip Türk kültürünün bu güzide sanatını buradalarda el birliği, ses ve gönül birliğiyle yaşatıyorlar. Bu anlamda gelmiş geçmiş tüm arkadaşlarımıza Türk sanat müziği adına teşekkür borçluyuz. Bence bu anlamda Avrupa'da bir temel atılmıştır. Bu mirası alıp geleceğe taşıyacak çok güzel sesler ve sazlar var. Keza iyi şeflerimiz var. Özellikle de hanımların bu konuda öncü rol oynaması çok sevindirici Çok iyi korolarımız var. bence ufak tefek rötuşlarla kurulacak bir koro İstanbul Radyo Korosu ayarında olabilir. Eleştirel olarak da bir dağınıklı var diyebilirim. Elbette ki koroların çeşitli olması sevindirici. Ancak bu her önüne gelini koro kurması anlamına gelmemeli.

Haberin Devamı

Sanat müziğini dinleyicileri küstürüldü


Türkiye'den gelen birisiniz. Sık sık da gidiyorsunuz... Daha genel anlamda bakarsak Türk sanat müziğini gidişatı hakkında kısaca neler söylemek istersiniz...


Adını tam koyamayacağım bir değişiklik yaşıyoruz. Ben değişiklik diyorum genel anlamda. Belki bir sapma, ya da belki de yozlaşma...Her şey paraya endeksli olunca işin sanat yanı, özü farklılaşıyor, hatta yozlaşıyor. Elbette ki profesyonel dünyada para çok önemli. Ama ünlü olmak, bu ünü korumak için yapılanlara bakılınca çoğu kez sanat bir amaç değil, araç olarak kullanılıyor ve bu arada da o güzelim besteler, yorumlar erozyona uğruyor. Her şeye rağmen müziğimize sahip çıkan sağlam ustalarımız,kurumlarımız gönül verenlerimiz var. Türk sanat müziği Avrupa'da bu korolarla yaşıyor

Haberin Devamı

Berlin Türk sanat müziğine gönül veren insanların eğlendiği güzel eğlence mekanlarının olduğu bir yerdi. Hatta, Almanya çapında bu anlamda öncü bir adresti.. Tabii bir zamanlar... Şık hanımlar beyefendiler, nezih ortamda bir ağızdan söylenen şarkılar.. Şimdi ne o insanlar, ne de o mekanlar var. Ne dersiniz?..


Dediğiniz gibi ne o insanlar ne o mekanlar var. Belki o insanlar var ama bence bir çoğu küstürülmüş, köşelerine çekilmiş insanlar. Koroların verdiği konserler dikkat ederseniz hep tıklım tıklım. İşte Türk sanat müziğine gönül vermiş insanlar o zamanlar çıkıp geliyorlar ve salonları dolduruyorlar. Neden?.. Çünkü kaliteli müzik, nezih bir izleyici kitlesi var. Mekan açmak, saz tutmak bir işletmecilik anlayışıdır. İyi hesap yapmayan patronlar, işten anlamayanlar birkaç ay sonra kapatıyorlar. Sazlara para vermiyorlar, solistten kısıyorlar, fiyatlarda tutarlı değiller. Bütün bunlar o kitleyi küstürdü. Bana kalırsa hala iyi bir dinleyici kitlesi var. Yeter ki bu işlerin gereği yerine getirilsin. Aslında Berlin gibi bir yerde böyle şık adreslerin olmaması gerçekten Türk kültürü adına bir kayıp.

Haberin Devamı


Yıllardır, kanunla iç içesiniz. Sizin için kanun ne ifade ediyor?


İlk gördüğümde sesine, tınısına aşık olmuştum. İlk yıllarımızda duygularla, heyecanlarla geçen bir sevgili gibiydik. Birbirimizi iyice tanıyınca içimde beraber yaşamanın mutluluğu oluştu. Aşk, kalıcı bir sevgiye dönüştü. Kanunumla hüzünlendim, neşelendim, ekmek paramı kazandım... İnsana dair duyguların bir çoğunu onunla yaşadım... Kanun benim için artık ölünceye kadar terk etmeyeceğim bir yol arkadaşım oldu. Eşimden bile çok gördüğüm bir yol arkadaşım hem de. Bence biz zaten birbirimiz için yaratılmışız.


Sazlar sözleriyle coşar


Hocam kanuna yeni başlayan, ya da başlayacak olanlara tavsiyeleriniz öğrensek...

Haberin Devamı

Zor alettir, pes etmesinler. Seven insan pes etmez, etmemeli.. İyi bir temel eğitim almalılar... Bu işi amatör ya da profesyonel mi yapacaklar önce ona bir karar vermeli öyle yola çıkmalılar.. Çok çalışmalılar. Kanun kendisini sevene, sahip çıkana misliyle karşılığını verir. İyi bir kanun ustası 20 yılda belli olur. Unutmadan Kanun Türk sanat müziğini temel sazlarındandır. Örneğin keman bu anlamda batı kaynaklı bir enstrümandır.


Sazlar en çok hangi anlarda içlerinden gelerek coşup çalarlar acaba diye hep merak etmişimdir.


Profesyonel sazcı her şeyden önce kuralına, usulüne göre notasıyla çalmaktır...İçinden gelsin veya gelmesin bu temel kuraldır. Ancak iyi bir solist varsa önünüzde o zaman iş başka oluyor. Yani sadece sesi ve yorumuya değil, sazlarla da irtibat kuran, zaman zaman sazı da sürükleyen bir soliste çalmanın zevki çok başkadır. Hem dinleyen, hem izleyen, hem de çalan bizler coşarız. İşte Türk sanat müziğinin coşkusunun yaşandığı doyumsuz anlardır bunlar. Bizler de o zaman tüm ustalığımızı konuştururuz... Solistle beraber deyim yerindeyse uçarız.


Yani işin lokomotifi solist..


Elbette. Örneğin bir Mustafa Sağyaşar'a, Muazzez Ersoy'a, ya da sayın Abacı'ya çalmak veya rahmetli Zeki Müren'e ve benzer saygın ustalara çalmak işini bilen sazcı için doyumsuz bir şölendir.


Makam tercihleriniz var mı?..


Çok zor. Bütün makamların ayrı bir güzelliği var. Lakin ilk üç sıraya Uşşak, Hüzzam ve Hicazı korum... Bir de Saba'nın o içine çeken hüznünün getirdiği duygular...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!