Güncelleme Tarihi:
İKİ ülke arasındaki 1957’de imzalanan anlaşmaya işaret edilen açıklamada, Almanya’da masrafları sivil toplum kuruluşları tarafından karşılanmak üzere Türk okullarının açılmasının mümkün olduğu vurgulandı. Okulların açılması ‘geç kalınmış bir karşılıklılık uygulaması’ olarak değerlendirilen açıklamada, şöyle denildi: “Bugüne kadar ihmal edilmiş bu konu gerçekleşecekse olası sakıncaların giderilmesi gerekir. Bir kez Almanya’da eğitim konusunda eyaletlerin insiyatifi söz konusu olduğu için başvuruların eyaletlere yapılması gereği ortadadır. Bu da Alman eğitiminin vazgeçilmez olan demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve çağdaş eğitim kurallarına uyulmasını ve denetlenmesini şart koşuyor. Yabancı ülkelerde açılan okulların bir amacı da ülke kültürlerini tanıtıp, karşılıklı değişimi sağlamak, kültürler arası ilişkilere olumlu katkılar sunmak olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Devamlılığı ve kalıcılığı olan bir programın hayata geçirilmesi amaçlanmalıdır.”
Açıklamada, Alman okul sisteminde Türkçe’nin ikinci ve üçüncü yabancı dil olarak verilmesi hedefiyle yürütülen çalışmalara dikkat çekilirken, ‘bugün normal olarak Alman okullarında verilen ana dil derslerinin yerine geçecek bir anlayış topluma hakim olursa’ bu çalışmaların önünün kesilebileceği uyarısında bulunuldu. Açıklamada, 2004’te Hamburg’da yürürlüğe giren okullarda ‘abitur olanağı da sunan iki dilli sınıf’ uygulamasının örnek alınabileceği belirtildi.