Güncelleme Tarihi:
ÜNLÜ tasarımcıyı ziyaretimizde bizi kapıda asistanları karşılıyor. Ziyaretimize PR Ajansı’ndan Şükriye Mert de eşlik ediyor.
Yaklaşık 15 dakika sonra ‘Hoşgeldiniz’ diyerek yanımıza gelen Glööckler, ilk olarak yaklaşık 2 bin metrekarelik konutunu gezdiriyor.
Evindeki duvar kağıtlarından yağlı boya tablolara, çalışma masasından mobilyalarına kadar bir çok şey, kendi tasarımı.
Harald Glööckler ayrıca tam bir İstanbul hayranı. Bir çok kez gitmiş. Ancak ilk kez kendi adıyla yayınlanan televizyon programında İstanbul’u tanıtacak. İsmini açıklamadığı Türk partnerleriyle İstanbul’da kendi isminin patentini verdiği farklı ürünler üretiyor.
İstanbul’a gidiyorsunuz. Planlarınız nedir?
İstanbul’a çalışmaya gidiyorum. Benim işim lisans üzerine kurulu. Bir çok yerde partnerlerim var. Glööckler tasarımı ve markasıyla üretilen ürünler yapıyorlar. Tabi ki benim kontrolümde. İstanbul’da da üretimler yapılıyor. Bu ziyaretimde hem bunları kontrol edeceğim hem de çekimler yapacağız. Kapalıçarşı’yı gezip, İstanbul yaşamını ve modayı ele alacağız. 4 günlük ziyaretimde İstanbul’da saç ektirmek de istiyorum.
İstanbul hakkındaki ilk izlenimleriniz neydi?
Yaklaşık 8 yıldır İstanbul’a gidip geliyorum. Türkiye çok Avrupalı. Ama aynı zamanda Asyalı. İstanbul çok kültürlü, dünyaya açık bir kent. Boğaz’a bakan bir otelde kalmıştım. Aslında orada oturmak isterdim.
Ünlülerle röportajlar yapacak mısınız?
Ünlü isimler planımızda yok. Ancak Bülent Ersoy’la tanışmak isterdim. Onun o ‘aşırı’ yönünü çok beğeniyorum. Onunla çok iyi anlaşabileceğimizi düşünüyorum. Onunla ilgili bir çok hikaye de biliyorum.
Örneğin?
Kırmızı halı serilmediği için bir şova çıkmadığını biliyorum.
Berlin’de Türk arkadaşlarınız var mı?
İnsanın Berlin’de yaşayıp da Türk arkadaşı olmaması çok zor. Kuaförüm bir Türk. Ev işlerinde yardımcı olan hanımefendi yine Türk.
Gelecek planlarınız neler?
10 yıl sonra bırakmayı planlıyorum. Fransa’nın güneyinde bir sahil kenarında bir villaya yerleşip orada yaşamak istiyorum.
Başarınızın sırrı nedir?
Başarımını sırrı çok çalışmam.
Siz röportajlarınızda sürekli ‘Ben moda tasarımcısı değilim. Ben Harald Glöckler’im’ diyorsunuz. Bunun nedeni nedir?
Ben tabi ki tasarımcıyım. Ama sadece bu değil. Önemli olan insanın sadece bir çok şeyi yapması değil bir çok şeyi başarılı yapabilmesidir. Ben duvar kağıtları da tasarlıyorum. Resim de yapıyorum. Ama yaptığım her şey büyük ilgi görüyor. Benim başarım burada. Ben sadece modacı değilim. Ben aynı zamanda ressamım. Kendi hayatımın mimarıyım.
Türkler eğlenmeyi seviyor
Almanya’daki Türklerle, Türkiye’deki Türkler arasında fark görüyor musunuz?
Burada yaşayan Türkler ve orada yaşayan Türler diye bir ayrım yamak bence doğru değil. İnsanlar zaten hep farklıdır. Burada yaşayan Türkler arasında da iyisi ya da kötüsü var. Türkiye’dekiler arasında da. Ancak benim Berlin’de tanıdığım Türkler dünyaya açık insanlar. Kuaförüm Ayhan bana İstanbul’da sorun olmayacak bir çok şeyin buradaki Türkler arasında sorun olabileceğini buradaki Türklerin biraz daha muhafazakar olduğunu söylüyor. Ancak şunu söyleyebilirim, Türkler eğlenmeyi seviyor.
Türk modası çok renkli
Türk modası için ne düşünüyorsunuz?
Benim çok beğeneceğim bir moda tarzı. Yaşam bir trajedidir. Yeteri kadar hüzünlü. Hayatta mümkün olduğu kadar mutlu eden şeyleri çıkartmamız gerekiyor. Kaliteli, gösterişli yaşamamız gerekir. Türk modası da buradan dolayı çok renkli. Türk kadınları yaşamayı seviyor. Zenginliği gösteren bir moda anlayışı var.