Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2015 11:59
Geçen hafta Almanya’nın başkenti Berlin’de, dünya ekonomisinde söz sahibi genç kadınlar, Küresel Kadın Liderler Zirvesi’nde bir araya geldi.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden 300’e yakın lider kadın katıldı bu zirveye.
Dünya genelinde kadınların konumu ve geleceğini konuştular.
Aralarında iki Türk kadın da vardı.
Özlem Denizmen ile Burcu Geriş.
Genç, başarılı, çağdaş ve güzel iki Türk kadını.
İkisi de Türkiye’de doğup büyümüş.
Özlem Denizmen, lisans eğitimini Cornell Üniversitesi Endüstri İşletmeciliği bölümünde tamamlamış.
MIT Sloan School of Management’ta MBA yüksek lisansı yapmış.
Stanford, GE Crotonville, Harvard Business School’da ileri seviye yönetim programlarına katılmış. Doğuş Holding’de üst düzey yönetici.
Finansal Okuryazarlık Dernek (FODER) Kurucu Başkanı.
* * *
Burcu Geriş, Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünü bitirmiş.
London Business School ve Columbia Business School’dan MBA derecesi almış.
Kariyerine Garanti Bankası’nda başlamış.
TAV Havalimanları Holding Finansal Direktörü. İkisi de Dünya Ekonomik Forumu’nun Genç Küresel Liderler listesine alınmış.
Özlem Denizmen, Berlin’deki zirvede Kadına Kredi Ver başlığı altında bir sunum yaptı.
Türkiye’de kadınların az bir krediyle bile nasıl işkadını olabildiklerini anlattı.
Burcu Geriş de Gelişmekte Olan Pazarlar başlıklı bir açıkoturuma katıldı.
* * *
İkisiyle de ayrı ayrı söyleşi yapma imkanı buldum. İkisine de, “Katılımcı kadınların gözünde Türk kadını nerede?” diye sordum.
Televizyonda Para Durumu adı altında bir program yapan, Posta Gazetesi’nde ekonomiyle ilgili yazılar yazan Özlem Denizmen, “Biz Türk kadınını çok kötü tanıtmışız.
Almanya’daki olgu çok iyi değil. Tabii başka ülkelerde de. Ama katılımcı kadınlar bizi görünce ve dinleyince çok şaşırdılar. Hem de inanılmaz şekilde. Birçok kadın konuşmamdan sonra yanıma gelip, ‘Biz Türk kadınını hiç böyle bilmezdik’ dediler. Türkiye’deki kadınların ne kadarının iş hayatı içinde olduğunu bilmiyorlar. Türkiye’de finansal sektörde çalışanların yüzde 55’i kadın. Bazı bankalarda kadın oranı yüzde 60’ın üzerinde. Ama bunlar bilinmiyor. Biz bunu hem yurtiçinde hem de yurtdışında daha iyi anlatmalıyız” yanıtını verdi.
* * *
Burcu Geliş de aynı görüşteydi.
O da iç içe olduğumuz halde
Avrupa başta olmak üzere dünyanın çoğu ülkelerinde Türk kadınının olumsuz bir imajı olduğunu söyledi. Bunun da Türklere ve İslam’a önyargılı yaklaşılmasından kaynaklandığını da ekledi. Dünya kadınlarının kafasında gerçekten çok farklı bir Türk kadını fotoğrafı olduğunun da altını çizdi.
Her iki lider kadına da diğer ülkelerle kıyaslandığında Türk kadının ekonomideki yerini de sordum. Türkiye’deki işletmelerde kadın yönetici oranın birçok ülkedekinden daha fazla olduğunu ama bunun kesinlikle ülkemizde her şeyin bu alanda güllük gülistanlık olduğu anlamına gelmediğini de söylediler.
Fransa’ya, İngiltere’ye, Almanya’ya veya başka ülkelere görüşmelere gittiklerinde masadaki yöneticilerin hemen hemen hepsinin erkek olduğunu, Türkiye’de ise masalarda kadınların da bulunduğunu söylediler.
Tabii Türkiye’de de daha kat edilecek bir hayli yol olduğunu ve özellikle de erkeklerin kafalarının değişmesi gerektiğini de söylediler.
Arlarında Almanya’nın da bulunduğu bazı ülkelerde borsada işlem gören şirketlerin yönetimlerinde kadın kotası uygulamaya başlandığını da hatırlattım.
Özlem Denizmen de, Burcu Geriş de, kadınlara pozitif ayırımcılık yapılmasından yana olmadıklarını söylediler.
Ancak yapılan araştırmaların bu gidişle iş hayatında kadın erkek eşitliğinin ancak 2090 yılında gerçekleşeceğinin ortaya çıktığına işaret ederek, bu kadar beklemeye kimsenin zamanı ve tahammülü olmadığını da dile getirdiler.
Gönüllülük prensibi çerçevesinde bu alanda hedefe kısa bir sürede ulaşılamayacağı için geçici bir süre böyle bir kotanın uygulanmasında yarar gördüklerini de gizlemediler.
Tabii çalıştıkları kuruluşlarda erkeklerin kendilerine nasıl davrandıklarını, kariyer yapmalarını engelleme, çelme takma gibi girişimlerde bulunup bulunmadıklarını da sordum.
İkisinden de çok olumlu yanıtlar aldım.
Tam bir dayanışma içinde olduklarını söylediler. Özellikle de tepedeki yöneticilerin tam destek verdiklerin söylediler.
Hatta tam bir aile havası estiğini bile.