Güncelleme Tarihi:
ETKİNLİKTE konuşan Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, iki ülke arasındaki olumlu ilişkilerin yatırımlara karşılıklı olarak yansımasına dikkati çekti. Ertaş, “Londra, aynı zamanda önemli bir finans merkezi. Özellikle seçimlerden sonra ülkemize olan akışı teşvik etme çabalarımızı artıracağız” dedi. Güçlü marka olmanın hem bireysel hem de kolektif bir çabayla mümkün olduğunu belirten Ertaş, “Birleşik Krallık’ın dış ticaretimizde ilk beşin arasında yer alması, Britanyalı turistlerin ülkemizi ziyaret eden üçüncü büyük grup olması ve yine yatırımlarda karşılıklı olarak artan ivme tesadüf değil. Bugünkü olumlu atmosferi, ticari ilişkilerimizi daha da güçlendirmeye, daha fazla yatırımı ülkemize çekmeye ve finans kenti olan Londra’dan ülkemize finans çekmeye yönelik çabalarımızı artırmaya çalışacağız” diye konuştu.
Ticaret Başmüşaviri Devlet Selim Paslı ise İngiltere’ye en çok otomotiv sanayii ürünleri, tekstil ürünleri, beyaz eşyada buzdolabı ve televizyon ihracatının öne çıktığını kaydetti.
GÖZDE İNANERİ BAKICI
Londra Ticaret Müşaviri Gözde İnaneri Bakıcı, ihracat teşvikleri konusunda detaylı bir sunum yaptı. Teşviklerin mal ve hizmetler ihracatına yönelik olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Bakıcı, desteklerden yararlanmak için Türkiye’de kurulu bir şirketin varlığının şart olduğunu söyledi. Bakıcı, “Pazara girmek, marka oluşturmak, yurtdışında tescil yaptırmak, sektörel destekler, tasarımcı şirketler için tasarımcı desteği gibi farklı kategorilerde devletin farklı ihracat destekleri var” dedi.
TÜRKLERİN AVRUPA YOLCULUĞU
Avrupalı Türk Markalar Birliği Başkanı Vehbi Keleş de Türk iş insanlarının başarılarına vurgu yaparak, Avrupa’daki Türk iş insanlarının bir sonraki hedefinin ‘markalaşma’ olduğunu belirtti. Avrupalı Türklerin bulundukları ülkelerde ekonomik, sosyal, siyasal ve sayısal bir güç merkezi haline geldiğini ifade eden Keleş “1950’lerde küçük bir grup ile başlayan Türklerin Avrupa yolculuğunun, bugün büyük bir güce ve gurur tablosuna dönüştüğü bir gerçek. Bu yeni süreç, planlı, akıllı, stratejik ve vizyoner bir yaklaşımla yönetilirse, bu güç işte o zaman, sadece Avrupalı olmaktan çıkacak, dünya ekonomisine ve belki de politikasına yön verecek bir belirleyen olacaktır” dedi.