Türk Dil Bayramı’nda Türkçe uyarısı: Dil, düşüncenin aynasıdır

“Bu yıl 87’nci kez kutladığımız Türk Dil Bayramı, Türk Dil Kurumu’nun Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde, 26 Eylül 1932’de İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen ilk Türk Kurultayı toplantısı ile başladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu’nu tüzel kişiliği olan bir dernek olarak kurmuş, “Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin…” (02.09.1930) sözünden yola çıkarak, dil devrimini başlatmıştır.
Günümüzde Türkçe’nin eğitim ve öğretimini belirleyecek bütün kurumlar ve her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, dilimizin yabancı sözcüklerden arınması ve kullanılmaması hususunda büyük bir dikkat ve sorumluluk içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum.”

RESMİ KURUMLARDA BİLE YABANCI KELİMELER KULLANILIYOR
“Üzülerek ifade ederim ki; resmi kurumların bir çoğunda acil çıkışı gösteren tabelalar, alfabemizde hiç bulunmayan bir harfin olduğu sözcükle oluşturulmuş, 83 milyon insanımızın yaşadığı ülkemizde binlerce taksinin sokaklarda ‘TAXI’ olarak gezmesinden de rahatsız olmamışızdır.
Modanın beşiği olarak bilinen Fransa, 1994 yılında çıkarmış olduğu 665 sayılı kanunun 1’nci maddesinde, Fransa’da üretilen mallara, Fransızca’dan başka bir isim verilemeyeceğini, 9’uncu maddesine göre de kamuya açık alanlarda bir malın reklamının Fransızca’dan başka bir dille yapılamayacağını belirtmiştir. Ülkemizde üretilen ürünlerden, tabelalara acaba isimlerin yüzde kaçı Türkçe yazılmıştır?”

TEŞEKKÜR EDERİM (TŞK), HOŞÇA KAL (BY)
“Türkiye’de 59 milyon cep telefonu kullanıcısından 45 milyonunun, ‘akıllı telefon’ diye adlandırılan cihazları kullandığı tahmin ediliyor. Bunların günlük ortalama 10’ar mesaj yazdıkları düşünüldüğünde 450 milyon mesajın acaba yüzde kaçı düzgün Türkçe ile yazılmıştır?
Teşekkür ederim (Tşk.), hoşça kal (By)… Bunları okuyan; vatansever, bayrağına, diline, budununa, kültürüne ve imanına bağlı bizler, dostlarımıza kaç kez eksiklerimizi anlatabildik?
Düşüncemizin aynası olan dilimizi, yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da korumak; geleceğimizin teminatı çocuklarımızın, ailesi ve ülkesi ile manevi bağlarını, kültürel ve sosyal değerlerini canlı tutmak demektir. Dilini iyi bilen çocuk; milli ve dini bayramlarını, bunlarla ilgili gelenek ve göreneklerini iyi öğrenir, öğretir ve uygularken yaşamış olduğu ülkenin de değerlerini o ölçüde tanır ve tanıtır.”

ALMAN BAŞBAKAN: TÜRKÇE ÖĞRENMELERİNE GEREK YOK
“Almanya’nın çeşitli eyaletlerinde; dilimizin, dinimizin, kültürümüzün ve budunumuzun öğretilmesi doğrultusunda her gün daha da çok kötüye giden Türkçe ve Türk Kültürü dersleri, yerel ve Türkiye’den atanan öğretmenler tarafından verilmeye çalışılsa da, ders saatlerinin özellikle karma okullarla saat 16.30-17.00’ye kadar sürmesi ve çeşitli nedenlerin etkisiyle derslere katılım oranı yüzde 30’lar seviyesine düşmüştür.
Almanya’nın eski başbakanlarından Helmut Schmidt, ‘Avrupa’nın Kimlik İddiası’ isimli kitabında “İnsan ancak tanıdığı şeye saygı duyar. Türkler de Almanca öğrenerek, Almanya’nın ilkelerine saygılı olmalıdır.” diye yazarken 60 yıldır Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın Almanca konuşması gerektiğini ifade etmesi doğru da, bin yıldır aynı toprakları paylaştığımız insanlar için “Türkçe öğrenmelerine gerek yok” gibi cümleleri de yazması, o derece yanlış değil midir?”

TÜRK DİL GÜNÜ KUTLU OLSUN
“Ülkemizde, Karamanoğlu Mehmet Bey’in 13 Mayıs 1277 tarihinde “Bugünden sonra; divanda, dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” fermanıyla dilimizin önemini işaret ettiği günü de bilmemizde fayda vardır. Bu düşüncelerle dilinin ve dininin unutulmaması doğrultusunda emek veren herkese teşekkür ediyor, Türk Dil Günü’nü kutluyorum.”