Güncelleme Tarihi:
Üniversinen kuruluşunu hazırlayan Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) yönetim kurulu başkanı olan Prof. Faruk Şen, kızı Sibel ve TAM'dan sonra üçüncü çocuğu olarak gördüğü üniversite projesinin başarılı olacağından emin olduğunu söylüyor. Prof. Şen ile vakıf ve üniversitenin kuruluş sürecini konuştuk.
Bu Türkiye'de kurulacak, Almanca dilinde eğitim verecek ilk vakıf üniversitesi. Şu anda Türkiye'de 38 tane vakıf üniversitesi var. Bunların 37'si İngilizce, bir tanesi de Fransızca öğretim veriyor. Türkiye'de Almanca öğretim yapan üniversite yok. Son zamanlarda vakıf üniversitelerinde büyük bir artış var. Üç yıl önce o zamanki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile bir konuşmamda kendisi bunu önerdi ve benden Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinde konuyu araştırmamı istedi. Şimdi bu gerçekleşiyor.
Bir üniversite kurmak oldukça zor bir iş. Sizi üniversite kurmaya yönelten motivasyon neydi ? Neden buna kalkıştınız ?
Bu hakiketen, sayın ile Çelik ile bir konuşmadan doğdu. Ben kendisine, “Üniversite kurmak çok güçtür, çok kaynak ister” dedim. Ama beni ikna etti. Hakikaten, kurulan üniversitelerin çok büyük kaynaklarla kurulmadığını gördüm. Kendime, böyle bir çorbada tuzum bulunsun dedim. Hepimizin kalbinde Türkiye yatıyor. 2007 yılında 74 bin kalifiye Türk Türkiye'ye döndü. Bu biraz da Almanya'daki politikadan kaynaklanıyor. Böyle bir üniversiteye kurmayı kendime görev saydım. Dönüp üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olarak çalışacağım. Rektörlük ya da benzeri aktif bir görev almayı düşünmüyorum.
Kuzey Ren Vestfalya Hükümetinden de projenize destek bekliyorsunuz. Bu desteği beklediğiniz oranda alıyormusunuz ?
Başta başkanı Regina van Dinther olmak üzere eyalet meclisi destek veriyor. Hem ekonomi, hem bilim komisyonu bize destek veriyor. Eyalet Uyum Bakanlığı da bize destek veriyor. Benimle bakanlığın arasında iki yıllık bir özel anlaşması var. Bakanlık buradaki büroyu tam olarak finanse ediyor. Alman Bilim Bakanlığının bize verdiği sözler var. Bu sözleri yerine getireceklerinden hareket ediyoruz. Ayrıca eyalet başbakanı, Almanya'nın büyük kuruluşlarıyla üniversite için bir sponsor günü yapacak. Ben bu desteğin devam edeceğinden hareket ediyorum.
Ekim 2010 yılında öğretime başlamayı planlıyoruz. Vakıf ve üniversitenin kuruluşu şu anda hangi aşamada bulunuyor?
Bunu yapmak için bir vakfa ihtiyaç vardı. Vakıf 19 Kasım 2008 tarihinde kuruldu. 28 kurucu üyesi var. 11'i Alman kökenli, 17'si Türk kökenli. Niye böyle diyeceksiniz ? Zira Türk kökenlilerin büyük bir çoğunluğu Alman. 5 Aralık'ta Resmi Gazetede yayımlandı. Bütük kurullarımızı tamamladık. İzmir'in içinde geçici olarak öğretim için bir binayı kiraladık. İzmir Alaçatı'da devletin büyük bir arazi var. Üniversite burada kurulacak, şu anda planları çizdiriyoruz. Burada inşaatın başlaması 2010 yılının ortasını bulur. 2012 yılında binayı tamamlayacağımıza inanıyorum. Şimdi YÖK dosyası da hazırlandı. YÖK'ün onayından sonra kabine ve meclisten geçmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı da onaylanyınca işlemler tamamlanmış olacak. Bütün bunları önümüzdeki altı ay içinde gerçekleştireceğimzden hareket ediyorum. Mart 2010'da yapılacak üniversite seçme sınavı üzerinden ilk öğrencileri alacağız ve ekim 2010'da eğitime başlayacağız.
Hangi dallarda öğretim olanağı sunacaksınız ve kaç öğrenci almayı planlıyorsuz ?
Dört branş kuruyoruz. Birincisi, İktisadi ve Siyasi Bilimler Fakültesi. Bunun içinde Türkiye'de şimdiye kadar olmayan Turizm, Lojistik ve Hastane yönetimi gibi ilginç dallar olacak. İkincisi, Cumhurbaşkanımızın önerisi üzerine Avrupa Hukuku ve Hukuk Fakültesi kuruyoruz. Üçüncüsü, Kültür ve Kitle İletişim Fakültesi. Dördüncüsü de, bu çok yeni bir karar, Köln Spor Fakültesiyle birlikte bir Spor Fakültesi kuruyoruz. İlk sene 600 öğrenci ile başlayacağız. Çok büyük bir üniversite olmak istemiyoruz. 4 bin öğrenciyi geçmeyeceğiz. Derslerin yüzde 80'i Almanca verilecek. Kalan yüzde 20, özellikle Hukuk Fakültesi Türkçe öğretim yapacak. Öğretim üyelerinin büyük bir bölümünü Almanya'dan getireceğiz. Bunların arasında Türk kökenli profesörlerimiz olacak. Profesörler, buradan yarıyıl başına gidip ders verecekler. Genç profesörleri beş yılığına getireceğiz. Ayrıca emekli profesörlerden yararlanacağız. Bunların yanısıra diplomatlar, siyasetçiler ve girişimciler ders verecekler. Almanya'da Bochum Ruhr, Dortmund, Münster, Köln ve Duisburg-Essen üniversiteleri ile temas halindeyiz. Fakültelerin yanısıra dört tane de özel araştırma kurumu kurucağız. Bunlar, Akdeniz ve Ege Bölgesi Araştırmalar Merkezi, Uluslararası Göç Araştırmaları Merkezi, Yenilenebilir Enerji Araştırma Merkezi ve Uluslararası Koçing Enstitüsü olacak.
Türk Alman Üniversitesine ilgi konusunda kaygılarınız var mı ? Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de üniversiteliler İngilizce'yi tercih ediyorlar.
Böyle bir kaygımız yok. Türkiye'de şu anda Almanca dilinde eğitim veren üç lise var. Bunlar, Alman Lisesi, Avusturya Lisesi ve İstanbul Erkek Lisesi. 81 tane Anadolu Lisesinde birinci yabancı dil Almanca. Almanya'dan dönüş yapmış 3 Milyon 200 bin Türk Türkiye'de yaşıyor. 2 Milyon 700 bin insanımız burada yaşıyor. Bunun dışında Avusturya'da yaşayan 300 bin Türk, İsviçre'de 120 bin Türk var. 39 bin üniversite öğrencimiz şu anda Alman üniversitelerinde öğrenim yapıyor. Bu açıdan benim öğrenci konusunda bir kaygım yok. Zaten bu bir elit üniversite olacak. Hiçbir zaman 4 bin öğrenciyi geçmeyecek. Şimdiden yeteri kadar ilgi var. Benim bir iki televizyon konuşmamdan sonra Almanya'dan 400'ün üzerinde gencimiz e-mail yollayarak, nasıl okuyabileceklerini sordular.
Üniversite ve araştırma kurumlarıyla çok büyük bir projeyi gerçekleştirmek istiyorsunuz. Bunun finansını nasıl sağlayacaksınız?
Üç Alman, üç de Türk sponsorumuz olacak. Türk sponsorlar, Türkiye'nin tanınmış üç kuruluşu. Türk sponsorlarımız kesinleşti, Almanlar da kesinleşince bunu kamuoyuna duyaracağız. Bunların yanısıra, Almanya ve Avrupa'daki Türk kökenli işverenler bizi destekliyor. Sponsorlarımız bize ilk dört yılda destek verecekler. Sonra üniversitesi kendi kendini finanse edecek. Ayrıca üniversite çerçevesinde bir Hollandalı firma alışveriş merkezi kurmak istiyor. Üniversite yakınında hotel kurulması için Almanya'nın tanınmış bir firmasıyla görüşüyoruz. Türkiye'nin çok tanınmış ve özel hastane alanında başarılı olmuş bir hastane firmasıyla hastane kurmak istiyoruz. Bunların yanısıra birçok yatırımcı bölgeye gelecek. Bunlar cirolarının bir bölümünü üniversiteye destek verecekler.
Türk Alman Üniversitesi için niçin İzmir'i seçtiniz ? Bunun özel bir sebebi var mı?
İlk olarak İstanbul'da kurmayı planlıyorduk. Riva'da 500 dönümlük bir arazi bulmuştuk. Bu araziyi bize verecek olan holding, etrafına 5 bin konut yapmayı planlamıştı. Konutları yapacak firma ile arsa sahibi arasında bir iftikaf çıktı ve mahkemeye düştüler. Bizim iki yıl beklememiz lazımdı. Biz de vazgeçtik. İstabul Belediyesi bize Şile ve Çatalca'da iki yer gösterdi. Bu arada Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir'e gelmemiz için bizi ikna etti ve Alaçatı'daki araziyi bize tahsis etti. Böylece İzmir'e geldik.
İzmirliler Türk Alman Üniversitesine nasıl bakıyorlar, ne kadar haberleri var İzmirlilerin bu projenizden ?
İzmir'de çok sıcak bir ilgi var. Başta EGE TV olmak üzere yerel gazeteler her olayı duyuruyorlar. Bugüne kadar 5 tane büyük panel yaptık, bunlar büyük ilgi gördü. Başta Vali Cahit Kıraç olmak üzere, Anakent Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, hepsi desteklerini sürdürüyorlar. 3 bin 900 talebesi ve öğretim üyeleriyle Türk Alman Üniversitesi İzmirliler için yeni gelir kaynağı olacak.
Türkiye ile Almanya arasında yoğun ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkiler olmasına karşın şimdiye kadar Türkiye'de Almanca öğretim yapan bir üniversite olmamasını nasıl açıklarsınız ?
Buna tam bir açıklama bulamıyorum. Bunun, Almanya'nın böyle bir kültür politikasının olmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. 82 milyon nüfusuyla koskoca Almanya, 7 milyonluk Almanca konuşan Avusturya, İsviçre nüfusunun 3,5 milyonu Almanca konuşuyor. Toplamları neredeyse 100 milyon. Bugün Doğu Avrupa'da Almanca dilinin çok etkin olduğunu görüyoruz. Polonya'dan Bulgaristan'a kadar elit kesim Almanca konuşuyor. Bugüne kadar Almanya'nın bir dış ülkede açtığı tek üniversite Mısır'da. Bizimki ikincisi olacak. Bu gelenek Almanya'da yok, yeni başlayacak.
Almanya'da Türkçe öğretim yapacak bir üniversite kurulması hakkında sizin düşünceniz nedir ?
Almanya'da Türkçe öğretim verecek bir üniversite ilginç olabilir. Fakat, böyle bir üniversiteyi birinin tamamıyla finanse etmesi lazım. Almanya'da vakıf ve özel üniversite geleneği çok az. Benim bildiğim, Almanya'da iki tane özel üniversite var. Birisi Witten Herdecke, bir de Bremen var. Bremen tamamıyla İngilizce öğretim veriyor. Burada bir Türkçe üniversite kurulursa, ya Türkiye ya da Almanya Hükümetinin tamamıyla finanse etmesi lazım. Gönül ister, burada bir Türkçe öğretim yapacak üniversite kurulsun, ama finansman açısından çok zor.