"Tüm arşivim yok oldu"

Güncelleme Tarihi:

Tüm arşivim yok oldu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2010 12:13

Yeşilçam'ın unutulmaz isimlerinden Ankara doğumlu Ekrem Bora 21 yaşında girdiği sinema dünyasında 57. sanat yılını doldurmak üzere. Bugüne kadar sayısız filmlerde rol alarak izleyicilerin hafızalarında kazınmaz bir yer edinen Ekrem Bora'nın film ve sinema afişlerinden oluşan özel arşivi yağmurun neden olduğu bir su baskınında yok olmuş.

Haberin Devamı

ASIL adı Ekrem Şerif Uçak. 21 yaşında sinema sektörüne girmek için can attığı yıllarda bir komşusu aracılığıyla tanıştığı yayımcı Sezai Solelli sayesinde başladığı sanat hayatında 57. yılını doldurmak üzere. Solelli'nin teklifiyle soyadını Bora olarak değiştirerek sayısız filmlerde rol alarak Türk sinemasının unutulmazları arasına girmeyi başaran Ekrem Bora, oynadığı film, sinema afişleri ve özel fotoğraflarından olan arşivinin beş yıl önce yağmurun neden olduğu bir su baskınında yok olduğunu söyleyerek, "Telafisi çok zor. Buna çok üzülüyorum" dedi.

- Çevirdiğiniz filmlerle ilgili bir arşiviniz var mı?
- Bu beni derinden yaralayan bir konudur. Ben sadece filmlerinin değil, afişlerimin ve diğer tüm sinema belgelerini de arşivlemiştim. Onlara gözüm gibi bakıyordum. Ama yaklaşık beş yıl önce bir su baskının da hepsi mahvoldu, kaybolup gitti. Apartmanın arkasında bir oda vardı. Bodruma giderken telefon geldi. Acele dön diye. Hemen acele İstanbul'a döndüm. Baktım herşey gitmiş. Aşırı yağmurun yol açtığı su baskını odayı kaplayıp herşeyi yok etmiş. Ben iyi bir fotoğrafçıydım. Renkli fotoğraf dahi basardım. Tüm fotoğraflarım da gitti. Afişlerimi, filmden kareleri veya filmlerin kopyalarını belki bulabilirim ama ailemle çocuklarımla çektiğim olan fotoğrafları telafi etmek artık zor.

- Yaşamınızı biraz anlatırmısınız ?
- Ankara doğumluyum. 6 yaşında İstanbul'a geldik. Altı kardeştik. Ama şimdi hiçbiri hayatta değil. Bir komşumuz vardı. O da Sezai Solelli'yi tanıyormuş. Bir akşam şaka yollu artist olur musun dedi. Beni onla tanıştırmak istedi. 21 yaşındayım. Sinema dünyasına girmek için zaten can atıyordum. Onun aracılığıyla bu dünyaya girdim.

- Gerçek adınız ve soyadınız nedir ?
- Asıl adım Ekrem Şerif Uçak, beni sinemaya teşvik eden rahmetli Sezai Solelli, kendisi Türkiye'nin yetiştirdiği önemli yazar ve yayımcıları arasındadır. Türkiye Yayınları'nın sahibi. Bana dediki bu soyadıyla sinema oyuncusu olmak zor. Uçak'ı değiştirelim, adını sadeleştirelim dedi. Bana Ekrem Bora adını verdi. O gün bugündür bu adı taşıyorum.

- İlk rol deneyimi nasıl oldu?
- İlk filmin Alın Yazısı'dır. Anlaşmayı yaptım. Artık bir an önce filmin çekimlerinin başlamasını bekliyorum. Bir gün eve muhtar geldi. Askerlik celp kağıdını getirdi. Film çekeceğim dedim. Kimse beni dinlemiyorum. Ben babamı hiç görmedim. Annem ve kardeşlerim de askere gitmemi istiyorlar. Böylece sinema hevesinin söneceğini umuyorlar.Baktım askerlik peşimi bırakmıyor, önce askere gittim. Sonra dönünce film çekildi. Zaten onların da acelesi yokmuş.

- Siz sadece sinema sanatçısı değil aynı zamanda Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu filmlerinde olduğu gibi şarkı da söylediniz ?
- Benim müzikle ilgim kulaktan dolma. Bir zamanlar özellikle 70'li yıllarda sinema sektörü krize girince birkaç şarkı öğrenip gazinolara çıktığımız olmuştu. Bir yıl kadar bir müzik 'terbiyesi' dışında eğitimim yok. O dönemler sadece ben değil herkesin şarkı söylemek için sahneye çıkmışlığı vardır.

- Geriye baktığınızda sizde iz bırakan filmler hangileridir ?
- Tüm filmlerimi severek oynadım, hepsinin ayrı ayrı yeri var. Öne çıkarmam gerekenler varsa başta Türkan Hanım ile oynadığımz Soğuktu ve Yağmur Çseliyordu sonra Kadın Severse, Sürtük ve tabii ilk film Alın Yazısı olarak sıralayabilirim.

- Senaryoyu nasıl okuyup rolünüze hazırlanırdınız ?
- Bizim dönemimizde komple bir senaryo yazılmazdı. Genellikle parça parça olurdu. Ama rejisör veya senariste gidip filmi komple anlattırdım. Hangi mesajı vermek istiyorlar. Neyi işlemek istiyorlar. Daha sonra kendim düşünüp o role göre hazırlanırdım.

- Avrupa'daki Türk gençlerine sinema konusunda ne tavsiye edersiniz ?
- Gençler tabii bizim dönemimizin filmlerini belki nostalji olarak izleyecek. Biz zor şartlar altında filmler çevirdik. Artık dönem değişti. Bu konuda tavsiyede bulunmak güç.

- Anılarınızı yazıyor musunuz?
- Anılarımı kitap olarak yazmayı düşünmüyorum. Zaten kitap yazmak da ayrı sanat. Bunu pek becerebileceğimi sanmıyorum. Benim hayatımı yazmak isteyen çok kişi oldu ama şimdilik düşünmüyorum.

- Yeni film ve dizi teklifleri alıyor musunuz
- Alıyorum fakat senaryo ve castlar tam benim istediğim gibi değil. O nedenle çoğunu geri çeviriyorum. Dizi teklifleri de alıyorum. Ama aslına bakarsanız ben artık dinlenmek istiyorum. Artık gençler var. Ama gerek Türkiye gerekse dış ülkelerin sinemalarını izliyorum. Filmlerin galalarını kaçırmam. Örneğin Mahzun Kırmızıgül'ün Newyork'ta Beş minare filmini çok beğendim. Daha çok İtalyan ve ABD filmlerini, ayrıca ince mesaj veren filmleri izlemeyi seviyorum.

- Yaşınıza göre çok formda görünüyorsunuz. Formunuzu nasıl koruyorsunuz
- Öncelikle kendinizden emin olmanız lazım. Kendine güven bu işin ilk püf noktası. Bir de tabi yılların oyunculuk deneyiminin vermiş olduğu doğallık var. Sağlınıza ve spor yapmaya biraz dikkat edince ortaya bu duruş çıkıyor.

EKREM BORA KİMDİR
1932 Ankara doğumlu olan Ekrem Bora 1953 yılında yayımcı Sezai Solleli'nin teşvikiyle bir magazin dergisinin açtığı sinema yarışmasında dereceye girerek sinemaya ilk adımını attı. İlk filmi olan 'Alın Yazısı'ndan sonra bugüne kadar yaklaşık kendi deyimiyle 200 filmde rol aldı. 1966 yılında 'Sürtük' ve 1991 yılında 'Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu' filmleriyle Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görülen Ekrem Bora, ayrıca sayısız sinema ödülünün sahibi oldu. 44 yıldır Gül Bora ile evli olan Ekrem Bora İstanbul'da yaşıyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!