Tuhaf bir hafta

Güncelleme Tarihi:

Tuhaf bir hafta
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2011 00:00

Futbol konusunda Hollanda’da sakin değildi. Çok şey yaşandı. Bunların bir çoğu yazıldı. Hala da yazılıyor, çiziliyor ve kahve köşelerinde de konuşuluyor.

Haberin Devamı

Hollanda’da ki futbol severler için kötü bir haftaydı bu hafta. Hiçbir kimse böyle bir haftanın tekrar yaşanmasını istemiyor.

Bu hafta, yeşil sahaların hakimi futbol değildi, şiddetti. Haftaya damgasını vuran olay Rotterdam kentinde yaşandı. Feyenoord holiganları kulüp binasını basmak istedi. Bunları engellemek isteyen poliste onlara silah çekti, ateş etmediler.

Onların silah çekmesi, Hollanda futbolunun nereye geldiğinin bir göstergesidir. Artık çok ciddi önlemlerin alınmasının zamanı geldi. Çok şeyler yazıp çiziliyor. Farklı fikirler üretiliyor. Hatta Feyenoord’un evdeki maçlarının Rotterdam dışında bir kentte oynanması gibi düşünceler de ortaya atılıyor.

Belki de hafta sonunda yaşanan bu olay, şiddetin önüne geçebilmek için uyuyan Hollanda’yı uyandıracaktır. Artık Hollanda şiddet konusunda çok ciddi kararlar alması gerekiyor. Hollanda eğer alması gereken kararları bir an önce almazsa ve uygulamaya koymazsa, işte o zaman Hollanda futbolu holiganlara teslim olur.

BENİM PİŞMANLIĞIM
Hafta sonunda bende bir maç yönettim. Benim için bir ilkti. Çünkü yıllardır ikamet ettiğim kentin Türk takımı olan Zaandam Türkspor’un (ZTS) ilk kez bir maçını yönettim. Nasıl mı geçti? Maçta toplam 10 sarı kart ve iki de kırmızı kart vardı. Kısacası ne Türklere yaranabildim, ne de Hollandalılara!

Son yıllarda sıkça söylüyorum ve yine de söyleyeceğim. Artık Hollanda yeşil sahalarında saygı ve hürmet kalmamış. Ne yaparsanız yapın, futbolculara göre hiçbir zaman doğru yapmıyorsunuz. Nitekim benim bu maçımda da öyle oldu. Bu maçı aslında 75.dakikada tatil etmem gerekiyordu, ama yapmadım.

Yapmadım çünkü, Türk ve Hollandalı seyircilerin şiddete başvurmalarını istemedim. Maçı tatil etmemekle kavga etmelerine engel oldum. Futbol kurallarına göre yanlış yaptım biliyorum. Ama bana göre o anda en doğru karar oydu. Ama eğer şimdi bana ‘maçı tatil etmediğine pişman mısın? diye sorarsanız. Evet pişmanım!

Pişmanım çünkü, o anda almış olduğum kararla maçın 75.dakikasında bir iki Hollandalı seyircinin bana ‘Kanserli Türk’, ‘Bu kendi vatandaşlarını da yanına alarak bu ülkeyi terk et” diye tezahüratlarına pirim vermiş oldum. Yıllarca bu ülkede yaşamamıza rağmen bizleri bir türlü kendilerinden görmeyen bu tür geri zekalıları aslında cezalandırmak gerekirdi. Maçı tatil ederek bunları cezalandırmadım ama en azından yaşadığım bu olayı rapor edip Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu’na (KNVB) bildireceğim.

KALECİLERE KASK TARTIŞMASI
Hollandalı futbol severleri, milli kalecileri Maarten Stekelenburg ve PSV’nin kalecisi Przemyslaw Tylon’un aynı şekilde sakatlanıp sahayı sedye ile terk etmeleri çok üzdü. Her iki kalecini başından aldıkları darbelerle beyin sarsıntısı geçirmesi, “kaleciler kask takmalı mı yoksa takmamalı mıdır” tartışmasını başlattı. Yani tıpkı Chelsea’nın Çek asıllı kalecisi Peter Cech’in son yıllarda yaptığı gibi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!