Toplumsal güven

Güncelleme Tarihi:

Toplumsal güven
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 2012 00:00

Kanada’da Vancouver Üniversitesi Siyasal Bilgiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mark E. Warren, 1999’da “Democracy and Trust” (Demokrasi ve Güven) isimli kitabında şöyle diyor; Güven toplumsal sermayenin belki de en önemli parçasıdır. Toplumsal sermaye toplumsal organizasyonun temel değerlerini ifade eder. Toplumsal sermaye ahlaki bir kaynaktır. Güven insanların topluluk içinde aktif rol almalarını, ahlaki davranmalarını ve uzlaşmalarını sağlayarak güçlü bir toplum yaratır.”

Haberin Devamı

Almanya’da da son zamanlarda Kanadalı profesörün işaret ettiği “güven” kavramı sıkça kullanılıyor.

Alman İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich, neonazi çete tarafından katledilen aileleri, yakınları ile yine aynı çetenin Köln’de giriştiği bombalı eylemin mağdurlarına 27 Temmuz’da bizzat birer mektup yazıp “Bize güvenin” diyor. Berlin büromuzdan Ali Varlı'ya ulaşan mektubu önceki gün yayınladık. Mektupta “Devlete ve bana olan güveninizi yeniden kazanmak için herşeyi yapacağız” diyor. İçişleri Bakanı güvenin sarsıldığını hissetmiş ki böyle bir mektup yazma ihtiyacı duyuyor. Almanya’da içistihbarat teşkilatını eski başkanı Heinz Fromm ile yaptığım görüşmede o da aynı şeyi işaret etmişti. Heinz Fromm, “Bize olan güveni tekrar kazanmak için gerekeni yapaca ğız. Zaten meslek ahlakımız bunu gerektir” şeklinde konuşmuştu.

2000-2007 arasında sekiz Türk, bir Yunan ve bir Alman kadın polis katledildi. Yedi yıl boyunca ne polis, ne savcılık ne de istihbarat bir arpa boyu yol alabildi. Ne zamanki ırkçı çete son banka soygunundan sonra kıstırıldı, herşey kendiliğinden ortaya döküldü. Failler hep aile çevrelerinde veya Türk toplumu içinde aranmıştı. Bu niye böyle oldu? Cevabı yok. İstihbaratın eski şefi “Maalesef bunu göremedik” diye en azından bence utancını ifade etti. Zaten daha sonra da emekliliğini talep edip havlu attı. Şimdi bu cinayetleri araştırmak için Almanya’da eyalet ve federal düzeyde komisyonlar aylardır toplantı düzenliyor, kişileri dinliyor. Sorguladıkça bazı bilgiler ortaya çıkıyor. Bu olaylarla ile ilgili şimdilik kıyısından köşesinden olsa bile istihbarat teşkilatlarınca bazı çalışmalar yapıldığı anlaşılıyor. Ama bu çalışmalarla ilgili dosyaların da yok edildiği de ortaya çıktı. Alman İçişleri Bakanı mektubunda, “Uygun olmayan bir biçimde belgelerin imha edilmesi de araştırılıyor" diyor. Mektupta “Belgelerin imha edilmesi sizi huzursuz etmiştir” diyen İçişleri Bakanı’nın belliki kendisi de huzursuz olmuşki emniyet teşkilatını hallaç pamuğu gibi atıyor.

Almanya’da bu konuyu araştıran Meclis Araştırma Komisyonu’nun toplantısına bizzat hiç katılmadım. Toplantılar sadece gazeteler değil herkese açık. İsteyen Berlin’de Alman meclisine ait Paul Löbe Haus’un 4900 nolu salonuna gidip komisyon toplantısını izleyebilir. Alman Meclisi yaz tatilinde. 11 Eylül’de Saat 10.00’da yapılacak toplantıda Alman Askeri İstihbarat Teşkilatı Aşırı Sağ Bölümü eski Başkanı Albay Dieter H., Hessen Eyaleti İstihbarat Teşkilatı eski Başkanı Lutz Irrgang ile yine Hessen Eyaleti İçistihbarat Teşkilatı eski görevlisi Andreas T. dinlenecek. Dinlenecek üçüncü kişi Andreas T. en fazla tartışmalara konu olan kişilerden biridir. Çünkü Andreas T.’nin 6 Nisan 2006’da Kassel’de Halit Yozgat’ın işlettiği internet kafede neonazi çete tarafından katledilmesi sırasında, öncesinde veya sonrasında internet kafede bulunduğu biliniyor. Bu durum müthiş şüphe uyandırıyor. Ama kendisinin gazetelere veya televizyonlara yaptığı açıklamalarda “Yanlış zamanda, yanlış yerde bulundum” dediği biliniyor. Şimdi tekrar sorgulanacak.

Komisyon toplantılarını herkesin Berlin’e gidip izlemesi mümkün değil. Geçtiğimiz günlerde Zaman Gazetesi'nin Berlin büro şefi Süleyman Bağ gazetesindeki köşesinde yazdı. Madem toplantılar halka açık niye televizyondan naklen verilmiyor. Oturumlar kamuya ait Phoenix veya meclis televizyonundan pekala naklen yayınlanabilir. Meslektaşım Bağ’ın işaret ettiği gibi Baden Württemberg Eyaleti’nde milyarlarca Euro’ya malolacak gar projesi Stuttgart 21 ile ilgili toplantılar 22 Ekim 2010’da Phoenix kanalından canlı olarak yayınlandı. Demek ki isterirse oluyormuş. Stuttgart 21 sadece akçalı bir iş. Bu ise 10 masum cana katleden bir çete ile ilgili soruşturma. Meslektaşım Süleyman Bağ’ın işaret ettiği ikinci konu da bence önemli. Süleyman Bağ, toplantı tutanaklarının eşzamanlı yayınlanmasını talep ediyor. Çünkü komisyonun çalışmalarını bitirip nihai raporunu yazması en erken gelecek yıl nisan veya mayıs aylarını bulacak. Bu tarihe kadar toplantılarla ilgili detaylı bilgi sahip olmak isteyenlerin beklemesine gerek kalmayacak. Ayrıca Almanya’da 2013’de genel seçim yapılacağı da dikkate alınırsa seçim atmosferine girecek Almanya’da geç yayınlanacak bir raporun etkisi fazlaca olmayacağını da dikkate almak gerekir.

Patronaj komisyonu
Almanya ’da her yıl klasik müzik alanında düzelenen Bayreuth Richard Wagner Müzik Festivali büyük yankı uyandırır. Festivali izlemek için 8-10 yıl beklemek zorundasınız. Her yıl izleyiciler belli, yer sayısı kısıtlı. Bu yıl Berlin Büyükelçisi Avni Karslıoğlu eşiyle birlikte konuklar arasındaydı. Hatta Avni Bey ABD'li aktör Richard Gere’ye benzetilip girişte uzun alkış da aldı.

Büyükelçi Karslıoğlu’nun katılımı büyük sürpriz oldu. Karslıoğlu, Sultan Abdülaziz’in 1872 yılında Bayreuth Opera binası için yaptığı 300 thalerlik (bugünkü hesapla 70 bin Euro) bağış karşılığı aldığı patronaj belgesini ibraz ediyor ve “Bu belge uyarınca doğal katılım hakkım var” diyor. Çünkü bu belge ayrıcalıklı izleme imkanı tanıyor. Öğrendiğim kadarıyla önce itiraz geliyor. Ancak büyükelçi ahde vefadan söz ederek işin peşini bırakmıyor. Ayrıca bu belge sadece izleme imkanı vermiyor. Festival programında da söz hakkı veriyor. Büyükelçi Karslıoğlu, böylelikle bildiğim kadarıyla bir çığır açarken belki de gelecek yıl program yapılırken programı tespit eden patronaj komisyonunda da yer alacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!