Güncelleme Tarihi:
Alt tarafı bir referandum yaparsın, çoğunluk sendeyse bunların hepsini gerçekleştirirsin.
İyi ama referandum sonrasında ne değişecek.
Camisinde minare olmaz ise, Müslüman, Müslümanlığından vaz mı geçecek. Namaz saatini mi şaşıracak.
Musevi takke giymez ise dinini mi unutacak.
Bunun adı, düpedüz , 'GAZ' sancısıdır.
Toplum, gazını boşaltınca rahatlar. Kokusu biraz burun yakar. Ama olsun. Ev sahibi yellenirse göçmen nezaketen katlanır.
İnsanlar ortalama günde 16 kez yellenirlermiş
Bazı toplumda bu sayı üç misli.
Arada sırada , 'Cırt'lıyorlar.
* * *
İYİ ama bu referandumda iki taraf var.
Birinin isteği kabul edilince onlar mutlu oluyorlar.
Sulukule usulü, yumruk, yumruk üstüne vurup;
-Oh ne güzel onlara minare yaptırmadık. Oh'da, oh...
Ya ötekiler?
Karşı taraf mutsuz. Üzüntülü. Böyle bir olay yaşadığı için de toplumdan soğuyor. İçine kapanıyor.
Sakın ola ki; bundan böyle 'uyum, uyum' diye tutturmayın. Soğutma girişimlerine devam edin.
Ayrıca, sizlere teşekkürler.
Uyumu, göçmenlerin bozduğu tezini çürüttünüz.
Hele dinler arası hoşgörü, insana sevgi, saygı gibi lafları hiç söylemeyin.
Kimse yutmaz.
Bunun bir referandum değil; Bir ittirme, ayırma, bölme... En önemlisi, göçmenleri yaşanılan toplumdan 'SOĞUTMA' girişimi olduğu kesin.
* * *
SOĞUTMA girişimlerine örnek bol.
Sekreter hanım anlattı.
-Ne zaman postaneye gidip mektupları versem ve karşılığında makbuz (Quittung) istesem adam alaycı gözlerle bakıp Quittung kelimesini vurguluyor. 'Quitt-ung,Quit-tung.' Almancam fena sayılmasa da yabancı olduğum için aklınca benimle dalga geçiyor. Sonunda sert bir cevap vererek haddini bildirdim.
Bir başkası da kendisine, 'Berlin' nasıl deneceğini öğretmeye kalkışan kadını terslemiş. Karşılaştığımız Küçük, küçük iğnelemeler bir araya toplanınca 'SOĞUMA' başlıyor.
* * *
BREMEN'de, 'Dışlanmaya karşı göçmen günleri' düzenleniyor.
Sloganı da, 'Birbirimiz için var olmak.'
Mükemmel.
Ama nasıl?
Bremen'in çalışma senatörü İngelore Rosenkötter bu sorunun cevabını şöyle veriyor ; 'Bir kent içinde yaşayan insanlar, aralarında kurdukları, sevgi bağlarıyla yaşarlar. Bu nedenle birbirimiz için var olmak bizler için çok önemli.'
Sevgi paylaşımı olan kentliler, o ülkenin huzurunu, güvenliğini ve gücünü oluştururlar.
Üç silahşörlerin, 'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için' sloganını anımsatan 'Birbirimiz için var olmak' sözünü benimseyenleri kutlarız. Umut veren bir çalışma.
Ne zaman ki, Rosenkötter gibilerinin sayısı artar, barsak gazlarını koyverenlerin sayısı azalırsa, o zaman rahata kavuşacağız.