Güncelleme Tarihi:
Topbaş, heyetin incelemelerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, dünyada İstanbul gibi kültür miras listesinde bulunan tüm alanların, bilimsel bir kurum olan UNESCO tarafından takip edildiğini ve kültürel mirasın geleceğe taşınması adına yönetimlere destek verildiğini, yönlendirmeler yapıldığını, bilgi eksikliği varsa bilgi desteği sağlandığını söyledi.
Bunun sadece bir denetim olarak düşünülmesi gerektiğini ifade eden Topbaş, "Yardımcı olmak adına adımlar atılıyor" diye konuştu.
Topbaş, İstanbul'un kültürel kimliği ile UNESCO'nun listesinde olan saygın bir kent olduğunu, ancak ge?mişten günümüze kadar kültürel değerlerin korunması noktasında bu kentte bir ?ok hatalar yapıldığını, bazı değerlerin yok edildiğini söyledi.
Göreve geldiğinde, bir mimar ve sanat tarih?isi olarak doğru adımlar atmak zorunda olduklarını ifade eden Topbaş, sözlerine şöyle devam etti:
"UNESCO olmasa da bizim bunların farkında olmamız, buna göre adım atmamız gerekiyor. Ama maalesef bazı ?evreler ve bazı kişilerce değerlendirmeler ?ok farklı yapıldı. Farklı ithamlarda bulunan insanlar oldu. Biz buna rağmen doğru yaptığımıza inandık ve adımlarımızı buna göre attık. Tarihe, kente saygılı olduk. Gelen heyet burada 4 günlük bir ?alışma yaptı. ?zellikle üzerinde durulan alanlar başta olmak üzere, kendilerine medya yoluyla, bazı kurum ve kuruluşlarca veya ICOMOS tarafından verilmiş olan bilgiler değerlendirildi ve o noktalar başta olmak üzere yerinde incelemeler yapıldı."
Topbaş, bir mimar olan UNESCO Dünya Kültür Mirası Başkanı Francesco Bandarin ile bakış a?ılarında farklılık olmadığını, yaklaşık 2 saat süren görüşmesinde kendisine 2 yıl öncesine göre ?ok daha farklı bir noktaya gelindiğini ve mesafe katedildiğini ifade ettiğini söyledi.
İstanbul'un ?ok kısa sürede bütün değerlerini toparlayabilecek gü?te olmadığını, ancak bu yönde adımlar attıklarını kaydeden Kadir Topbaş, Türkiye'de ilk yerel örnek olarak konservasyon ve restorasyon laboratuvarları ile ahşap atölyesi kurduklarını, taş atölyesi kurmak i?in ?alışma yaptıklarını, bütün bunları daha bilimsel ve doğru bir ?alışmayı yapmak amacıyla ger?ekleştirdiklerini bildirdi.
UNESCO HEYETİNİN İNCELEDİĞİ ALANLAR
Kadir Topbaş, UNESCO heyetinin, 3 imparatorluğun yönetim merkezi olan tarihi yarımada, Galata-Pera bölgesi ve Hali? havzasında incelemelerde bulunduğunu ve özellikle Süleymaniye ?evresi ile tarihi yarımadanın siluetine yönelik hassasiyetlerini dile getirdiklerini belirterek, bu ?alışmalarda aynı duyguları paylaştıklarının ortaya ?ıktığını anlattı.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Başkanı Francesco Bandarin kendisine, "Bir mimar meslektaşının belediye başkanlığı görevi yapmış olmasından dolayı memnuniyetini ifade ettiğini" dile getiren Topbaş, "Bu benim i?in onur verici. Bu kentte tarihi değerlere karşı bir saygının söz konusu olduğunu, bu konuda taviz vermek istemeyen bir belediye başkanının olduğunun fark edilmesi, beni olduk?a memnun etti" dedi.
Bilgilendirmeler sonucunda ?alışmalarının takdir ve beğeni topladığını ifade eden Topbaş, şöyle konuştu:
"Bu bilgiler doğrultusunda rapor hazırlayacaklar. Bu raporun bazı kimseler tarafından beklenen ve felaket bir sonu? yaratacak şekilde olmayacağını da görmüş olduk. Bir takım beklentileri olanlar vardı. Çok farklı yansımalar bekleyip, o farklı yansımalar, farklı kullanılacaktı. Bu ?ıkmadı, ?ıkmayacak da... Zaten bunu da biliyorduk. 'Biz de mimarız' deyince, bunu farklı değerlendirdiler. Bu ifadeyi kullanırken, 'bu işi bilen birisiyiz. Adımlarımız buna göre atarız' anlamında bunu söyledim. Ama bunu farklı yönden anlayanlar oldu. Demek ki biz haklıydık. Doğru iş yaptık, doğru iz bıraktık."
UNESCO'NUN G?R?Ş?
Topbaş, incelemelerin ardından heyet başkanı Bandarin'in kendisine, "Size güveniyoruz. Şu andaki yapmış olduğunuz ?alışma gayet güzel. Çok ciddi ilerleme kaydetmişsiniz. Gelecek adına endişemiz yok. Paralel ?alışacağız" dediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir rapor hazırlayacaklar. Rapor sonra karara dönüşecek. Buradan olumsuz bir sonu? ?ıkacağını düşünmüyorum. Şu anda benim gördüğüm, rapor olumlu ?ıkacak. Kendilerinin de ifadesi o. Basın toplantısında ısrarla üzerine gidilmesine rağmen, bilimsel bakan bir insan orada doğru olan ne ise onu söyledi. Bir eksikliğimiz olsa bunu da a?ık a?ık ifade ederdi. Biz zaten her türlü bilimsel eleştiriye a?ığız. İşi bilenler tarafından bize destek olunmasından da yanayız. İşi bilmeyenler farklı pencerelerden baktıkları i?in işi farklı noktalara taşıyorlar.
Şu anda yaptığımız ?alışmaların, tuttuğumuz yöntemin doğru olduğunu, 2 yıl i?inde aldığımız mesafenin iyi olduğunu söylediler. Ama tabii bu bir süre? devam ediyor. Kültürel zenginliğimizi biz ve bizden sonraki kuşaklar da geleceğe taşımak i?in aynı gayreti göstereceklerdir. Çok kolay bir yöntem değil. Dünyada halen uzmanlar tarafından yöntemler üzerinde tartışılıyor. Bir netlik yok. Ama bizim burada yaptığımız ?alışmalarla ilgili doğru bir adım attığımızı, koruma kullanma dengesini mutlaka kurmamız gerektiğini anlattım. Bunu kurmadığınız takdirde ?öküntü alanları ortaya ?ıkabiliyor. Bunu yaparken doğru olan şu... ?zgün malzemeyle, özgün yöntemlerle yapmak. Bunun i?in de hem konservasyon ve restorasyon laboratuvarlarını, ahşap atölyesini bunun i?in kurduk. Burada vatandaş da, bu işi yapan uzmanlar da gelsin teknik bilgi alabilsin. Ahşap kitabı ?ıkardık. Heyet şu anda şurasını özellikle yapın, şu noktaya girin, burayı özellikle yapın demedi. Bir nokta gösterilmedi."
FOUR SEASONS OTEL'DE ÇALIŞMA
Kadir Topbaş, UNESCO Heyeti Başkanı Bandarin'in basın toplantısında Four Seasons ile ilgili "ortada bir vahamet görmediğini" ifade ettiğini hatırlatarak, "Bir gazetemizde bu pehlivan tefrikasına dönmüş idi. Kıyamet kopartıldı. ?yle bir vahamet görmediler. Ben de böyle bir vahamet görmedim. Kaldı ki, Büyükşehir Belediyesiyle ilgisi yok. Karar noktasında, icra noktada olmamasına rağmen bizi bile i?ine ?ekmeye ?alıştılar. Dünyada örnekleri var. Bu alanların nasıl kullanıldığına ilişkin. O tarzda bir ?alışma yapılıyor. Oradaki müsaadeler o boyutlarda. Tabii ki hassasiyet gösterilmesi gerekiyor" dedi.
Galaport projesinde de bir önceki UNESCO heyetine projeyi sorduğunda, bilmediklerini, sadece bahsedildiğini ifade ettiklerini anlatan Topbaş, orada da mevcut yapıların sadece cephelerinin giydirileceğini, farklı bir yapı yapılmayacağını, ancak kamuoyunun farklı oluşturulduğunu söyledi.
"METRO K?PR?S? S?LEYMANİYE'Yİ ETKİLEMEYECEK"
Topbaş, metro i?in Hali? üzerinde yapılacak köprü projesinde de bir değişiklik olmadığını, sadece tasarıma ilişkin tatbikat projeleri yapılırken, taşıyıcı ayakların kalın ka?arak hantallaşmaması i?in bu kesitlere dikkat edildiğini söyledi.
UNESCO heyeti ile de bu konuyu konuştuklarını ve hassasiyetlerini söylediklerini, onların da "güvenlerini" ifade ettiklerini belirten Topbaş, "Ortaya bu şehirde yüzyıllarca yaşayacak güzel bir eser ?ıksın. Yanlış bir şey ?ıksın istemiyoruz. Alternatif proje yok. Ge?mişte 11 tane geldi. Hassasiyet göstereceğimizi ifade ettik. Orada binaları, gövdeyi, Süleymaniye Camisi'ni basacak, etkileyecek bir köprü olmasın istiyoruz. Sinan'a karşı saygısızlık yapamayız" diye konuştu.
Kadir Topbaş, atılan doğru adımların iyi niyet ve samimiyetlerini gösterdiğini, tarihi yarımada, sur ?evresi ve Galata-Pera bölgesinde önemli ?alışmalar yaptıklarını, bunun da devam edeceğini bildirdi.
Metro ?alışmaları kapsamında Yenikapı'daki arkeolojik kazıların büyük bir hassasiyetle sürdürüldüğünü hatırlatan Topbaş, "Eğer tarihe saygı duymamış olsaydık, ge?miş dönemlerde yapıldığı gibi bir gecede dozerlerle yok ederdik, kimse farkında bile olmazdı" dedi.
Topbaş, Türkiye'de herkesin, bilmediği, ilgi alanında dahi olmayan konular üzerinde ahkam kestiğini ve ön yargılı infazlar yapıldığını savunarak, bunun yanlış olduğunu, işi bilen, politik olmayan, bilimsel bakabilen insanların yorum yapması gerektiğini ifade etti.
SULUKULE
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Sulukule olarak bilinen ve yenileme alanı olarak ilan edilen Hatice ve Neslişah Sultan mahallelerinde yapılacak ?alışmaları bilmeden eleştiri yapılmasını da doğru bulmadığını söyledi.
Orada yaşayan 1016 ailenin, bir odada iki aile, tuvaleti, banyosu, hatta mutfağı olmayan ?ok kötü şartlarda yaşadıklarını, bölgenin bir sur bandı olduğunu dile getirek, şunları kaydetti: "Sur bandında, bu tarihi ?evrede siz bu kadar aileyi alacak kadar büyük yapılar yapamazsınız. Katlı binalar yapamıyorsunuz. Yapabileceğiniz şey koruma ama?lı imar planında öngörülen boyutta. Bu da 2-3 kat. Bunu yaptığınız zaman da oradaki barınabilecek aile sayısı 600-700'lere düşüyor. Aradaki farkı bir yerde konuşlandırmanız lazım. Bütün mesele bu. Ya 'bu böyle gelmiş böyle gider. Kalsın' diyeceksiniz. Aile nüfus artık?a odaları paylaşım artacak. Çocuğunu yıkadığında suyunu dışarı atacak. Ya da 'medeni yaşam, sağlıklı yaşam lazım' diyeceksiniz. Bu kadar nüfusu burada barındıramıyorsanız, bir kısmını başka bir yere taşıyacaksınız. Kalanlar da orada yaşamaya devam edecek. Bu insanlar gidip başka insanlar gelecek değil buraya.
Heyet bu ?alışmayı doğru buldu. Bu bir sosyal proje. Başka yöntem yok ki. ?neri ne. Bunu tenkit edenler neyi öneriyorlar. Desinler ki şöyle bir yöntem... Orada yaşayan insanlar kendi kültürünü devam ettirecek. Yine darbukasını ?alacaksa ?alsın. Kemanını ?alacaksa ?alsın. Kim kemanını darbukasını bıraksın diyor ki."
"RAHATLADIK"
Topbaş, UNESCO heyeti gelmeden önce üzerlerinde ?ok ciddi bir baskı kurmaya ?alışıldığını ve yanlış bilgilendirmeler, manipülasyonlar sonucunda kendisinde de endişe oluştuğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Ben şuna bakıyordum. Bilimsel bir kuruluş, bilimsel bakarsa bunlar zaten problem değil. Tabii bilimsel bakıldığı i?in sorun ?ıkmadı. Yani onların beklediği sonu? ?ıkmadı. Ve rahatladık tabii ki. Bu baskının, bilime ve ger?ek bilim adamlarına fazla tesir etmediğini gördüm. Bundan da ?ok memnunum. Sonu? olarak bir stres vardı. O stresin verdiği bir sıkıntı, ?alışan arkadaşlarımızın özellikle ne kadar strese girdiklerini biliyorum. Kalktı üzerlerinden..."
Kadir Topbaş, sadece İstanbul'daki değil, dünyanın diğer ülkelerindeki kültürel mirasın korunması ve UNESCO'nun daha aktif ?alışması i?in Birleşik Kentler ve Yerel Yönetimler Birliğinin Eş Başkanı olarak birlik toplantısında bu konuyu dile getireceğini, Eylül veya Ekim ayında İstanbul'da yapılacak toplantıya da UNESCO Başkanını davet ederek bir konuşma yapmasını isteyeceğini bildirdi.