Tomanbay, DSP'ye katıldı

Tomanbay'a, "yuvanıza hoş geldiniz" diyen Sezer, DSP'nin ger?ek demokratik solcuların ve halkın yuvası olduğunu kaydetti. Türkiye'nin siyasal, ekonomik sosyal ve kültürel alanda bir?ok sorunla karşı karşıya kaldığını, 2002 yılından bu yana en istikrarsız dönemini yaşadığını söyleyen Sezer, "Bütün bu kavga dövüşün i?inde sorunlara ?özüm önerileri üreten tek parti DSP'dir" dedi.

Türkiye'nin her yerinden DSP'ye katılımlar olduğunu da bildiren Sezer, bunun partisinin mücadele gücüne gü? kattığını söyledi.

Mehmet Tomanbay da parti değiştirmenin kendisi i?in zor bir karar olduğunu, ancak Türkiye'nin sorunlarına ?özüm üretebileceğine inandığı DSP'de yer almayı se?tiğini kaydetti.

Ge?mişte CHP'den milletvekili olduğunu hatırlatan Tomanbay, "Türkiye'de yaşanan sıkıntıların sorumlularından biri de ?özüm üretemeyen Deniz Baykal ve partisidir" dedi. CHP'nin halktan koptuğunu ileri süren Tomanbay, ülke i?in gerekli yeni a?ılımı ortaya koyduğuna inandığı DSP'ye ge?mekten büyük mutluluk duyduğunu anlattı.

Bu arada Sezer, bir gazetecinin Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün de DSP'ye katılacağına ilişkin haberleri hatırlatması üzerine " Çok?a katılım oluyor, olacak. Tomanbay önemli bir döneme?. Şimdi isimleri konuşmayalım ama Türkiye siyasetine katkı veren, vermekte olan ?ok kişiyle görüşmeler i?indeyiz" dedi.
Sezer, "Sarıgül'le görüştünüz mü?" sorusuna karşılık olarak da "Zaman zaman görüşüyoruz. Günü geldiğinde konuşuruz" karşılığını verdi.

"BAŞBAKAN ŞİMDİ DE TEHDİT VE ŞANTAJLA BASINI BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYOR"

Zeki Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın baskı ve yıldırmayı yöntem olarak belirlediğini ileri sürerek, "Başbakan, basının kendisine dokunan iddialarını i?ine sindirememekle kalmıyor, şimdi de tehdit ve şantajla basını baskı altına almaya ?alışıyor" dedi

Sezer, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son günlerde yaşanan tartışmaların "ger?ek bir ibret belgesi olarak tarihte yerini alacağını" ifade eden Sezer, ortaya ?ıkan durumun Başbakan Erdoğan'ın demokrasiyi nasıl algıladığını ortaya koyduğunu savundu. Erdoğan'ın demokrasi ve basın özgürlüğüne tahammül edemediğini iddia eden Sezer, şöyle konuştu:
"Deniz Feneri Derneği'ne ilişkin iddiaların Türkiye boyutu olduğu ?ok a?ık. Sayın Başbakan'ın ortaya koyduğu tavır bir su?lunun telaşı. Baskıyı, yıldırmayı yöntem olarak belirlemiş olan Başbakan basının kendisine dokunan iddialarını i?ine sindirememekle kalmıyor şimdi de tehdit ve şantajla basını baskı altına almaya ?alışıyor."

Başbakan Erdoğan'ın basını "yazarsanız bende başka şeyleri a?ıklarım" anlayışıyla tehdit ettiğini ileri süren Sezer, tehdidin de yasalara aykırılığını bildiği bir konuyu bugüne kadar a?ıklamamasının da su? olduğunu ifade etti. Sezer, "Başbakan'ın ruh haline bakıldığında Türkiye'yi artık yönetemeyeceğini görüyoruz. Toplumun büyük bir kesimi böyle düşünüyor" dedi.

Ge?mişte de halkın dini duygularını kullanarak haksız kazan? elde edenler olduğunu hatırlatan Sezer, hükümetin bu sorunları ?özmeden şimdi aynı nitelikteki yeni bir sorunun üstünü örtmeye ?alıştığını savundu.

Sezer, "Deniz Feneri olayı ortaya koydu ki Türkiye'nin AKP ile yönetildiği dönem yolsuzluğun, baskının ve sansürün de en yaygın olduğu dönem oldu. AKP ve Sayın Başbakan yaşananların kendileri i?in sonun başlangıcı olduğunu gördükleri i?in ciddi bir travma yaşıyorlar" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin kapatma davası sonucunda "AK Parti'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu kararına vardığını" ifade eden Sezer, "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu tespit edildi, şimdi de baskının, sansürün, yolsuzluğun ve ?irkinlikleri kayırmanın da odağı olduğu görüldü" dedi.