Güncelleme Tarihi:
İKİ gün süren Genel Kurul’un ilk günkü açılış etkinliğine Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, federal hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan, Berlin Uyum Senatörü Katja Kipping, TGD üyeleri ve çok sayıda siyasetçi katıldı. Büyükelçi Başar Şen, açılış konuşmasında Almanya’daki Türklerin çifte vatandaşlığın kolaylaştırılması yönünde beklentileri olduğunu ifade etti. TGD’nin, Almanya’da yaşayan Türk toplumunun haklarını korumada başarılı çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Başar Şen, çifte vatandaşlığın yanı sıra Alman vatandaşı olmayanların da yerel seçimlerde oy hakkı beklediklerini söyledi. Almanya’da yaşayan 3.5 milyona yakın Türkiye kökenlinin iki ülke arasında bir bağ olduğuna vurgu yapan Şen, 60 yıldır Almanya’da yaşayan Türklerin, bu ülkenin kalkınmasının yanı sıra çok kültürlü olmasında da önemli payı olduğunu belirtti:
‘GURUR DUYUYORUZ’
“Buradaki Türkler, Almanya’daki en büyük göçmen grubunu, Müslümanların çoğunluğunu ve Türkiye’nin en büyük diasporasını oluşturuyor. Bugün Almanya’daki Türklerin siyaset, ekonomi, bilim, spor ve sanat gibi çeşitli alanlarda çok önemli başarılara imza attığını görüyoruz. Bununla gurur duyuyoruz. Bugün aramızda bulunan kalp cerrahı Dr. Dilek Gürsoy, bunun çok takdire şayan bir örneğidir. Dr. Gürsoy ve diğer başarı örnekleri, özellikle Almanya’daki kızlar olmak üzere Almanlar, Türkler ve diğer göçmen gençler için çok değerlidir.”
Konuşmasında, İslamofobi ve ayrımcılık gibi sorunlara da dikkati çeken Büyükelçi Şen, 1985 yılında Ramazan Avcı’nın Hamburg’da Neo-Naziler tarafından öldürülmesinin TGD’nin kurulmasında önemli bir etki olduğunu söyledi: “Bunu, 1990’lardaki ırkçı cinayetler, özellikle de Mölln ve Solingen’deki korkunç eylemler izledi. İğrenç NSU cinayetleri, Almanya’da yeni bin yıla şiddetli ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’yi taşıdı. Şubat 2020’deki Hanau saldırısı, Almanya’daki ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının boyutunu bir kez daha gösterdi. Bu noktada Hanau’da hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, kederli yakınlarına sabır diliyorum.”
‘IRKÇILIK GÜNLÜK YAŞAMA DEMİR ATTI’
Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Alabali-Radovan da konuşmasında artan ırkçılık ve yabancı düşmanlığına dikkati çekti. Almanya’da uzun zaman aşırı sağ ve ırkçılığın görmezden gelindiğini ifade eden Radovan, “Irkçılık ve Müslüman karşıtlığı günlük bir gerçek. Irkçılık, yapısal olarak günlük yaşama demir attı. Irkçılık, sadece şiddetle başlamıyor. Günlük söylemlerle çarşıda, otobüste, ev ararken, iş ararken veya başörtüsü nedeniyle karşımıza çıkıyor” dedi. NSU terör örgütünün cinayetlerini örnek veren Radovan, polisin failleri ırkçıların içinde aramak yerine uyuşturucu ticareti yapan çevrelerde aradığını hatırlattı. Radovan, Almanya’da uzun süre aşırı sağ ve ırkçılığın görmezden gelindiğini ifade etti.
Berlin Uyum Senatörü Katja Kipping de ırkçılıkla mücadelede eyleme geçmenin önemine dikkati çekti. Kipping, “‘Asla olmaz’ diyerek üzerinde konuşmak yerine ‘asla olmaması’ için eyleme geçilmeli” dedi. Konuşmasında, ilk kuşağın mücadelesine de değinen Kipping, “Misafir işçi olarak adlandırılan ilk neslin kabullenilme mücadelesi ülkemizdeki demokratikleşme sürecinin bir parçası olmuştur” diye konuştu.
‘ÇOKLU VATANDAŞLIĞIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’
Genel Kurul sonrası bir değerlendirmede bulunan Eş Başkan Gökay Sofuoğlu, şunları söyledi: “Yeni dönemde, özellikle ana dildeki çalışmalar artacak ve kadına karşı şiddet konusunda duyarlılığın artırılması konusunda daha aktif çalışacağız. Çifte vatandaşlığın, daha doğrusu çoklu vatandaşlığın kolaylaştırılması konusu zaten hükümetin programında yer alıyor. Bunun takipçisi olacağız. Ve tabii ki ırkçılık ve ayrımcılık sorunu en önemli çalışma alanımızı oluşturuyor. Önce salgınla sonra Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle gündemden kalkan göç ve ırkçılık konularının yeniden gündemde olması gerekiyor. Irkçılıkla mücadele, sadece saldırılar olduğu zaman hatırlanıp sonra unutulmamalı.”
Genel Kurul’un ilk gününde Avrupa’da yapay kalp nakli gerçekleştiren ilk kadın cerrah olarak tarihe geçen Dr. Dilek Gürsoy’a, Hanau katliamında oğlunu kaybeden ve ırkçılığa karşı mücadele eden anne Serpil Unvar’a ve kanserli çocuklar ile ailelerine yardımcı olan ‘Umut Yolu’ Derneği Başkanı Aynur Çelikdöven’e ödül verildi.