Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'ya saldırı sonrasında terörle mücadeleyi güçlendirecek tedbirleri tartışıyor.
Fransa'nın davetiyle Paris'te geçen Pazar günü, ABD Adalet Bakanı Eric Holder'ın da katıldığı 11 AB üyesinin içişleri bakanlarının gayriresmi buluşmasında değerlendirilen ilave önlemlerin AB dışişleri bakanlarının 19 Ocak, ve AB içişleri bakanlarının 28 Ocak ve AB liderlerinin 12 Şubat'taki toplantılarında şekillenmesi bekleniyor.
AB Komisyonu'nu tarafından hazırlanan Avrupa havayolu yolcu kayıt sistemi (PNR) üç yıldır Avrupa Parlamentosu'nun (AP) onayını bekliyor. AB içinde İngiltere başta olmak üzere toplam 16 üye PNR sistemine sahip olsa da mevzuat eksikliği nedeniyle bu veriler Birlik genelinde etkin olarak paylaşılamıyor.
Avrupa Parlamentosunda (AP) Sosyalistler, Liberaller ve Yeşiller ile aşırı sol üyelerin özel hayatın gizliliğini ihlal ya da hukuka aykırılık gerekçesiyle muhalefet ettiği PNR düzenlemesinin geçmesi için üye ülkelerden ve AB kurumlarından yapılan çağrıların Charlie Hebdo saldırısıyla birlikte arttığı gözleniyor.
AP Adalet ve Temel Haklar Komisyonu'nda geçen yıl reddedilen PNR düzenlemesinin raportörü İngiliz Muhafazakar Timothy Kirkhope, taslak raporunu revize ederek tekrar komisyona sunacağını açıkladı.
Kirkhope, yaptığı yazılı açıklamada, PNR'ın terörle mücadelede hayati önemde olduğu savunarak havayolu yolcularının kimlik bilgileri, iletişim bilgileri ve kredi kartı detayları gibi rezervasyon bilgilerinin nasıl saklanacağı ve kimlerle paylaşılacağı konusunda AB genelinde yasal bir çerçeveye kavuşturulmasının istihbarat kurumlarına Suriye ve Irak'ta savaşıp Avrupa'ya geri dönenler başta olmak üzere teröristleri ve suç örgütlerini takipte mühim bilgiler sağlayacağını belirtti.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB PNR sistemi üzerindeki çalışmayı ilerletmesi için parlamentoya çağrı yaptı. Tusk, AP Genel Kurulundaki konuşmasında, "Eğer tek Avrupa PNR sistemi oluşturmazsak sonunda, yamalı bohçaya dönen 28 ulusal sistemimiz olabilir. Bunlar vatandaşlarımızın özel hayatının gizliliğini ihlal edebilir ama güvenliklerini gereken şekilde sağlamaz. Tek bir Avrupa sistemi güvenlik ve özgürlükler açısından daha iyi olacaktır" dedi.
İstihbarat paylaşımı
Öte yandan AB üyelerinin yıllardır üzerinde çalıştıkları fakat güven sorunu nedeniyle fazla mesafe alamadıkları istihbarat paylaşımı, Charlie Hebdo saldırısıyla birlikte tekrar gündemde.
Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon, Paris saldırısı zanlılarının Amerikan ve İngiliz istihbaratlarının terör şüphelilerini izleme listelerindeyken Fransız güvenlik birimlerinin listesinde bulunmamalarının şok edici olduğunu söyledi.
AB'nin müstakil bir istihbarat teşkilatı bulunmuyor. 2010 yılında Avrupa Dış Eylem Servisi'ne bağlanan AB İstihbarat Değerlendirme Merkezi (IntCen) yasal statüsüyle ilgili belirsizlikler devam etse de Birlik kurumlarına ve üye ülkelere güvenlik, savunma ve terörle mücadele alanında istihbarat analizleri, farkındalık ve erken uyarı raporları sunuyor. Çoğunluğu üye ülkelerin istihbarat örgütlerinden gelen 70 kadar çalışanı bununan IntCen'in operasyonel kabiliyeti ve aktif bilgi toplama kanalları bulunmuyor. IntCen dış krizler ve iç güvenlik tehditleriyle ilgili yılda yüzlerce "stratejik analiz" raporları hazırlayıp AB kurumlarının ve üye ülkelerin dikkatine sunuyor.
AB Komisyonu'nun terörle mücadelede ilave önlemler paketini Şubat başında üye ülkelerin onayına sunması bekleniyor. Komisyon'un üzerinde çalıştığı ilave tedbirler arasında Schengen sınır kapılarında kontrollerin etkinleştirilmesi ve veri paylaşımının güçlendirilmesi, Schengen içinde istisnai durumlarda geçici sürelerle yapılabilen kontrollerin kapsamının ve etkinliğinin artırılması, kara parayla ve terör finansmanıyla mücadelenin yoğunlaştırılması, yasa dışı silah ticaretiyle ilgili AB içinde ve dışında bilgi paylaşımının güçlendirilmesi, internette terör propagandasını önleyecek önlemler ve üye ülkelerin terörle mücadelede yasal boşlukları doldurmaya zorlanması bulunuyor.
AB polis teşkilatı Europol'a göre Avrupa'dan Suriye ve Irak'ta savaşa katılanların sayısı 3 bine yaklaşırken bunların yüzde 30'unun geri döndüğü belirtiliyor. Brüksel'de geçen yıl Yahudi Müzesine ve Fransız mizah dergisi geçen hafta Charles Hebdo'ya yönelik saldırıların zanlılarının Suriye'de savaşa katılmış olmaları nedeniyle riskli görülen bu gruptakilerin güvenlik birimlerince daha yakın izlenmeleri ve artan yaptırımlara konu edilmeleri bekleniyor.