Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraflar: dpa
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2022 10:51
Greta Thunberg. İsveçli bir kız çocuğu. Henüz 15 yaşındayken 2018 yılı Ağustos ayında her cuma günü okulu ekerek Stockholm’deki İsveç Parlamentosu’nun önünde ‘Skolstrejk för Klimatet’ (İklim için okul grevi) yazılı dövizle çevre korunmasına dikkat çekmek için haftalarca grev yaptı.
HEDEF politik sorumluluk taşıyanları, sera gazı emisyon azaltım kapasitesinin azaltılması için uyarmaktı.
Tabii kendi nesli de dahil, gelecek nesillere daha yaşanır bir dünya bırakılması için insanları daha duyarlı davranmaya yönlendirmek de.
Greta Thunberg, kısa bir süre sonra dünya genelindeki öğrencilere ‘daha iyi bir gelecek’ için harekete geçme çağrısında bulundu.
‘Fridays for Future’ (Gelecek için Cumalar) sloganıyla sosyal medyada paylaşılan bu çağrı, çok geçmeden ‘Gelecek İçin Cuma Günleri Hareketi’ne dönüştü.
Dünyanın çeşitli kesimlerinde milyonlarca öğrenci ‘Daha iyi bir gelecek ve çevre, iklim korunması’ için sokaklara döküldü.
Greta Thunberg, 2018 yılı Aralık ayında Birleşmiş Milletler’in (BM) Polonya’nın Katowice kentinde düzenlediği 24. İklim Zirvesi’ne, 2019 Ocak ayında da Davos (İsviçre) Dünya Ekonomi Forumu’na katılarak, karbondioksit emisyonun azaltılmasını içeren konuşmalar yaptı.
‘ŞU ANDA BURADA OLMAMALIYDIM’
New York’ta katıldığı BM Zirvesi’ndeki konuşmasında, “Boş laflarınızla rüyalarımı ve çocukluğumu çaldınız. Tüm bu olanlar çok yanlış. Şu anda burada olmamalıydım. Okyanusun diğer yakasında okulumda olmalıydım. Ama hepiniz umut almak için biz gençlere geliyorsunuz” diyerek dünya liderlerine sitem etti.
Hatta “Gözümüz üzerinizde” diyerek hem uyarıda hem de tehditte bile bulundu.
Greta, 2019 yılında Time dergisi tarafından ‘Dünyanın en etkili kişisi’ seçildi.
Nobel Barış Ödülü’ne aday bile gösterildi.
Dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi Almanya’da da ‘çevre aktivisti’ Greta Thunberg’e haklı olarak alkış tutuldu.
İşte geçen yılın ortalarından beri Almanya’da ‘iklim aktivistleri’, hükümetin enerji politikasına gereken özeni göstermemesini protesto etmek ve sera gazı emisyonu azaltım kapasitelerinin yükseltilmesi için sokaklara dökülmeye başladı.
KENDİLERİNİ YAPIŞTIRIYORLARÖnce aralarında ‘Querdenker’ (Aykırı düşünenler) olarak bilinen aşırıların da bulunduğu iklim aktivistleri, ülkenin çeşitli kesimlerinde gösteriler düzenledi.
Hatta Berlin’de düzenlenen bir gösteri sırasında ‘Aykırı düşünenler’ Federal Meclis’e (Alman Parlamentosu) girmeye bile çalıştı.
Son dönemlerde kendilerini ‘Letzte Generation’ (Son nesil) olarak niteleyen iklim aktivistleri, sokaklara dökülme yerine, kendilerini caddelere, otoyollara yapıştırma yöntemini seçti.
Başta başkent Berlin olmak üzere ülkenin çeşitli kesimlerinde, özellikle de trafiğin yoğun olduğu saatlerde, caddelere ve otoyollara yatarak hızlı yapıştırıcılarla ellerini yapıştıran iklim aktivistleri, trafiği altüst edip, taleplerine kulak verilmesi için hükümetin dikkatini çekmek istiyorlar.
İklim aktivistleri bu yıl temmuz ve ağustos aylarında olduğu gibi Almanya genelinde toplu taşıma araçlarında geçerli aylık 9 Euro’luk bilet uygulamasının sürdürülmesini istiyorlar.
Karbondioksit emisyonun yılda 5.4 milyon azalacağına dikkat çekerek, otoyollarda hızın 100 km ile sınırlandırılmasını istiyorlar.
Yenilebilecek durumdaki gıda maddelerinin çöpe atılmasının engellenmesini istiyorlar.
İklim değişimi yüzünden önümüzdeki yıllarda milyonlarca insanın yaşamını yitireceği uyarısında bulunuyorlar.
Ve “Bu taleplerimiz yerine getirilirse eylemlerimize derhal son veririz” diyorlar.
RAF’LA AYNI KEFEYE KOYUYORLAR
Ama Greta Thunberg’e alkış tutan Almanlar, kendilerini caddelere, otoyollara yapıştırarak trafiği altüst eden, bazı havaalanlarında da aynı eylemde bulunarak uçuşları durduran iklim aktivistlerine ateş püskürüyorlar.
Başkalarının yaşamlarını tehlikeye sokan iklim aktivistlerinin cezaya çaptırılmasını istiyorlar.
Hatta Hıristiyan Sosyal Birlik Parti (CSU) Federal Meclis Grup Başkanı Alexander Dobrindt, yeni bir ‘İklim RAF’i’ doğacağı tehlikesine işaret ederek, kendilerini caddelere, otoyollara yapıştıran iklim aktivistlerine dönük cezaların derhal artırılmasını bile istiyor.
Yani bir yerde iklim aktivistlerini, Almanya’da 1970 ve 80’li yıllarda terör eylemlerinde bulunan ve 34 kişiyi öldüren RAF kısa adıyla tanınan Kızıl Ordu Fraksiyonu teröristleriyle aynı kefeye koyuyor.
Kimdir bu iklim aktivistleri?
Başkalarının hayatını tehlikeye atan, hiçe sayan teröristler mi, yoksa eylemleriyle dünyanın geleceğini değiştirerek milyonların hayatını kurtaracak kahramanlar mı?