Çiğdem HIZKAN / BERLİN
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2021 11:25
Türk Alman İşverenler Derneği (TDU), bu yıl 25’inci kuruluş yıl dönümü ve Türk işçi göçünün 60’ıncı yılı vesilesiyle kapsamlı bir organizasyon yapmak üzere çalışmalara başladıklarını açıkladı. TDU medya sorumlusu Mümtaz Ergün, “Gündemimizde göçü konu alan bir fotoğraf sergisine yer vermeyi planlıyoruz. TDU bünyesinde özel bir yayın çıkarmak ve büyük bir balo ile de tüm bu etkinlikleri kutlama planlarımız var” dedi.
ALMANYA’nın başkenti Berlin’de 280 işveren üyesiyle 29 binden fazla insanı istihdam eden Türk-Alman İşverenler Derneği (TDU), Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde 9 binden fazla küçük ve orta ölçekli işletmeyi temsil ediyor. Berlin’deki şirketler arasında köprü görevinin yanı sıra, her iki toplumun genç nesil işletmecileri için yol gösteren proje çalışmaları, Türk toplumunun sorunlarıyla yakından ilgilenen yapısıyla TDU, 1996’dan bu yana çalışmalarını aktif olarak sürdürüyor. Almanya’ya iş gücü göçünün 60’ıncı yılı etkinliklerini konu alan bir yayın hazırlıklarını belirten TDU medya sorumlusu Mümtaz Ergün, göç tarihinde yaşanan önemli gelişmelere değindi. Alman şirket temsilcilerinin 1961’de ‘İş Gücü Anlaşması’ çağrılarıyla gelen Türk işçilerin birkaç sene çalışıp ardından dönmeyi planladıklarını kaydeden Ergün, şunları söyledi:
YERLİ OLMANIN TEMELLERİ ATILDI“Türkiye’den gelen insanlarımızın aslında Almanya’da uzun süre kalmak veya yerleşmek gibi bir düşünceleri yoktu. Almanlar da Türk işçilerin ülkelerinde geçici olduklarını düşündüklerinden Türk işçileri ‘misafir’ gibi gördüler. Bu nedenle de göçün insani boyutuyla çok fazla ilgilenilmedi. Almanya’daki çalışma sistemine hızla uyum sağlayan ve üretimde büyük başarı gösteren Türkleri geri göndermek pek çok açıdan zorlu ve maliyetli bir yük olacaktı. Bu gerçeği gören Alman şirketlerinin temsilcileri, 3 yılın sonunda var olan bu gücü yeni işçilerle değiştirme planlarından vazgeçerek Türk işçilerinin kalmalarını istedi. Böylece firmalar işi çok iyi kavramış Türk iş gücüyle çalışmaya devam ederken, ekonomik kayıpların da önüne geçmiş olacaklardı. Türk işçiler de Almanya’da çalışmaktan ve para kazanmaktan memnundular. Tek sorun ise ailelerinden uzakta olmalarıydı. 1964’te Alman hükümeti, firma temsilcilerinin bu kararına uyum sağladı ve işçi ailelerinin de gelebileceği yasal bir düzenleme sundu. O güne kadar yurtlarda yaşayan Türk işçiler, aileleri gelince evlere çıktılar. Böylelikle Almanya’da ‘yerli’ olmanın ilk temelleri de atılmaya başlandı.”
DÖNENE 10 BİN MARK İKRAMİYE“Hükümet, 1983’te hazırladığı bir teşvik programıyla yabancı iş gücünü geri göndermek istedi. Hatta o dönemde işçilere emeklilik primlerinin bir kısmıyla birlikte, 10 bin mark ikramiye ve yol parası teklif etti. Bu durumda yaklaşık 350-360 bin kişi aileleriyle birlikte geri döndü. Almanya’da kalmaya devam eden işçilerimiz için yeni bir dönem başlıyordu. 1961’den 2005’e kadar ‘misafir işçi’ ya da ‘yabancı’ kavramlarıyla tanımlandı. 2005’te ‘yabancı İşçi’ kavramının ‘göçmen’ olarak kabul edilmesiyle birlikte Türkiye’den gelen iş gücü kolu belirli bir statüye kavuşmuş oldu. İş gücü göçü ile başlayan, aile birleşimi ile devam eden Türk toplumunun 60 yıllık göç serüveninde çok farklı aşamalardan geçtik. Bugün bakıldığında Almanya’da dördüncü, hatta beşinci kuşağı yaşıyoruz. Dolayısıyla bizler artık göçmen değil, buranın yerlisiyiz. Toplumsal hayatın bütün alanlarında farklı kuşaklarıyla Almanya’da ortak bir gelecekte var olan Türk toplumu, bundan sonra da genç kuşaklar üzerinden başarılarını devam ettirecektir.”
‘BÜYÜK BİR BALO PLANIMIZ VAR’Göçü konu alan bir fotoğraf sergisi planladıklarını belirten Ergün, “TDU bünyesinde özel bir yayın çıkarmak ve büyük bir balo ile de tüm bu etkinlikleri kutlama planlarımız var. Ne yazık ki pandemiden ötürü bu programın hangi tarihlerde gerçekleşeceğini şu an için bilemiyoruz. İçinden geçtiğimiz bu süreç planlarımızı ertelememize neden olsa da çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
1961’den bu yana Almanya’da yaşayan Türk toplumu, Alman ekonomisine fabrikalarda çalışarak sunduğu katkıyı, 1970’li yıllarda küçük esnaf olarak ticari hayatın içine geçerek sürdürdü. 1980’lerin sonuna gelindiğinde hedef büyüten ve girişimci kimliğiyle ön plana çıkan ilk kuşak Türk işçiler, 60 yıllık göç tarihi süresince Alman toplumu içinde kendini sıfırdan var ederek, bugün Türk-Alman işverenler olarak pek çok konuda ortak başarıya imza atıyor.
25 yıllık TDU çatısı altında hukuk, ekonomi ve ticari konularda eğitim alan Türk-Alman genç girişimcilere bu eğitimlerin ardından sertifikaları verildi.