TBMM Başkanı Şentop, Köln’de düğüne katıldı

DAVETLİLERE kısa bir selamlama konuşması yapan Mustafa Şentop, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hem evlenen gençlere hem de Avrupa’daki kardeşlerine selamı var” dedi. Şentop, Almanya ile Batı Avrupa ülkelerine gelen iş göçüyle ilgili İsviçreli yazar Max Fisch’in, “Biz iş gücü istemiştik insanlar geldiler” sözüne atıfta bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Evet, inançları var, kültürleri var, örf ve adetleri var. Buraya büyük bir medeniyetin çocuklarının geldiğini başlarda farkına varamadılar. Şimdi de ‘Burada ne işiniz var, size niye ihtiyacımız var ki’ diyen yeni jenerasyonlar ortaya çıktı. Tarihi geçmişi bilmek, bunun farkında olmak lazım. Bizler de resmi görüşmelerimizde bunu anlatıyoruz. ‘Burada bizim insanımızın varlığı, sizin davetiniz talebiniz üzerine oldu. İki ülke arasında yapılan anlaşma uyarınca bizim insanlarımız burada’ diye konuşuyoruz.”

‘AVRUPA ELLİ YILDIR TANIŞIYOR’
“Esas mesele şu. Türkiye, bizim coğrafyamız, o büyük devletimizin coğrafyası çok kültürlülüğün yüzyıllardır hâkim olduğu bir coğrafya. Hem inancımız hem medeniyetimiz hem de milletimizin insana bakışıyla ilgili bir husus. Yüzyıllarca farklı dinlerden insanlarla bir arada yaşamışız, komşu olarak yaşamışız, aynı mahallede yaşamışız, bitişik evlerde yaşamışız ve bu yüzyıllarca devam etmiş bir hukuk. Avrupa ise aslında yeni yeni çok kültürlülükle gerçek manada tanışıyor. Aslında Avrupa’nın tarihine, geriye baktığımızda, hep böyle aynı meslekten aynı kültürden insanların bir arada bulunduğu kasabalarda, şehirlerde yaşamışlar. Farklı olanlar da kaleler içerisine hapsedilmiş, oralarda gettolarda yaşamışlar. Avrupa son elli yıldır yavaş yavaş artan, bir şekilde farklı kültürlerle farklı inançtan insanlarla karşılaşmaya başlıyor.”
TBMM Başkanı Şentop, Türkiye’de doktorluk yapan damat Hasan Basri Ergün’e düğün hediyesini verdikten sonra, “Eşler, Allah’ın birbirlerine emanetleridir” diyerek üç tavsiyede bulundu: “Cenab-ı Hak, yeni evlenenlere üç hediye veriyor. Zenginlik, sevgi muhabbet, üçüncüsü de rahmet. İki şey öbür dünyada da devam edecek. Birisi iman, ikincisi nikâhtır. Eşler arasındaki münasebet bir mülkiyet anlayışı değil bir emanet yaklaşımıdır.”