Tayyip Okiç anıldı

Güncelleme Tarihi:

Tayyip Okiç anıldı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2011 16:39

Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinin kurucusu olan ve Türkiye’de ilahiyat alanında ”hocaların hocası” olarak bilinen merhum Prof. Dr. Muhammed Tayyib Okiç, doğum yeri olan Bosna-Hersek’in Graçanitsa kentinde anıldı.

Haberin Devamı

Grçanitsa’da ”Muhammed Tayyib Okiç Günleri” adı altında düzenlenen etkinlik kapsamında, kent merkezindeki camide merhum Tayyib Okiç için mevlid okutuldu, daha sonra ismi verilen kent merkezindeki caddenin açılışı nedeniyle tören düzenlendi. Buradaki törene, Graçanitsa Belediye Başkanı Nusret Heliç, Bursa’nın Mustafakemalpaşa İlçe Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, Tuzla Müftüsü Hüseyin Kavazoviç, merhum Okiç’in talebesinin talebesi olan İstanbul İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Graçanitsa Belediye Başkanı Nusret Heliç, merhum Okiç’in adının verildiği caddenin açılışında yaptığı konuşmada, kentin yetiştirdiği bu değerli alimin unutulmaması ve onunu hatırasının yaşatılması için belediye olarak çalışma yaptıklarını söyledi. Bu kapsamda geçen yıl Saraybosna’da düzenlenen ”Uluslararası Tayyib Okiç Sempozyumu”na katkı verdiklerini ifade eden Heliç, bu yıl da anma etkinliklerini merhum Okiç’in doğum yeri olan Graçanitsa’da yaptıklarını ve bunu geleneksel hale getireceklerini kaydetti.

Nusret Heliç, merhum Tayyib Okiç adı verilen bu caddenin şu anda bir ilk olduğunu ve onun hatırası için bu kentte birçok şey yapacaklarını anlatarak, şunları dile getirdi: ”Tayyib Okiç’in emek ve hizmet verdiği, çalıştığı ve iz bıraktığı Türkiye’deki şehirlerle de dost ve kardeşlik ilişkilerini geliştireceğiz. Bu anlamda, bugün burada Bursa’nın Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı’nı ve Tayyib Okiç Hocanın öğrencilerini aramızda görmek bizim için mutluluk vericidir.”

Tuzla Müftüsü Hüseyin Kavazoviç de Tayyib Okiç hakkında bilgileri Türkiye’den öğrendiklerini, son yüzyılın önemli alimi olan bu şahsiyetin kendi doğduğu topraklarda da tanınmasını istediklerini söyledi.Merhum Tayyib Okiç’in Bosna’dan Türkiye’ye gittikten sonra önemli çalışmalara imza attığını anlatan Kavazoviç, şunları kaydetti:

"Tayyip Okiç bir zamanlar buradan gitti, fakat şimdi yeniden buralara döndü. Türk kardeşlerimize bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum. Biz merhum Okiç’e karşı büyük aşk ve sevgi besliyoruz. Biz tek ümmetiz ve bizim alimlerimiz bütün Müslümanlara aittir. Türkiye, Bosna veya Arap dünyasındaki bütün Müslümanlar’a aittir. Bizi bağlayan İslam’dır ve hepimiz İslam’ın bu küresel değerlerini insanlara yakınlaştırmak için çabalıyoruz."

KARDEŞ BELEDİYE PROTOKOLÜ
”Muhammed Tayyip Okiç” günleri kapsamında Bursa’nın Mustafakemalpaşa İlçe Belediye Başkanı Sadi Kurtulan ile Graçanitsa Belediye Başkanı Nusret Heliç, arasında ”kardeş belediye” protokolü imzalandı. Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Kurtulan yaptığı açıklamada, kendisinin üniversiteyi Erzurum’da okuduğunu ve buranın İlahiyat Fakültesi kurucusu olan merhum Tayyib Okiç’in talebesi olan, hadis alanında Türkiye’de tanınan merhum Prof. Dr. İbrahim Canan’ın kendi üzerinde büyük emeği geçtiğini kaydetti.

Graçanitsa’nın bu nedenle kendisinde önemli bir hatırayı canlı tuttuğunu belirten Kurtulan, ”Biz Aliya İzzetbegoviç’i tanımadan önce Tayyip Okiç’i tanımıştık. Bizler bu büyüğümüzün kendisini göremedik, ama öğrencilerinin bizim eğitimimizde çok büyük emeği oldu” dedi. Rumeli diyarının merhum Tayyib Okiç gibi güzel insanları yetiştirmekle kalmadığını ve bu insanların Türkiye’de uzun yıllar silinmez izler bıraktıklarını vurgulayan Kurtulan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Tayyib Okiç’i biz büyüklerimizden ’hallali müşkilat’ olarak tanıdık. Yani bütün zor işleri çözen, efendiliğiyle, sabrıyla ilme verdiği önemle ve azimle, yetiştirdiği öğrencilerinin Türkiye’de ne kadar güzel hizmetler yaptığının hepimiz tanığıyız. Bu ilim ve irfan insanının hatırasını canlı tutmak bizler için bir vefa borcudur. Graçanitsa ile bizim imzaladığımız ’kardeşlik protokolü’ sadece kağıt üzerinde değildir. Bizler, üzerimize düşen her işi yapmak mecburiyetindeyiz. Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı olarak, Mustafa Kemal’in dilinden buraları anlatmak isterim. Çünkü Mustafa Kemal, Rumeli topraklarını ’kaybedilmiş milli hatıralar’ olarak anlatır bize. Rumeli’den gelen insanların ise ’Evladı Fatihan’ olduğunu ısrarla vurgular. Cumhuriyetimizin kurucusunun emanetine sahip çıkmak sadece benim değil hepimizin görevidir.”

Kurtulan, Bosna’nın geçmişte yaşadığı savaşın yaralarını kurdukları bu ”kardeşlik” ilişkileriyle saracaklarını ve ekonomik olarak bu bölgelerin kalkınmasına katkıda bulunacaklarını da sözlerine ekledi.

”HOCASININ HOCASINI” ANLATTI
Graçanitsa’daki etkinliklere katılan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez de, Türkiye’deki İlahiyat fakültelerinin kuruluşunda büyük emeği geçen merhum Okiç’in doğum yerinde yıllar sonra anılmasının çok önemli olduğunu söyledi. Merhum Tayyib Okiç’le birlikte birçok ilahiyat fakültesinin ve hadis, fıkıh, tefsir kürsülerinin kurulduğunu anlatan Prof. Dr. Söylemez, Türkiye’deki İlahiyat fakültelerinin kuruluşuyla ilgili süreci şöyle anlattı:

”1880’lerden itibaren Osmanlı’da eğitimle ilgili reformlar başlıyor. 1900’lü yıllarda sonra bu daha gelişiyor. Darul Fünun bünyesinde İlahiyat fakültesi diyebileceğimiz ’Şeri İlimler’ bölümü kuruluyor’. 1919 yılında bu fakülte kapatılıyor. 1919’dan sonra adı değişiyor. 1924 yılında İlahiyat fakültesi kuruluyor, 1936 yılına kadar varlığını devam ettiriyor. 1936’da İlahiyat fakültesi kapatılıyor. 1936’dan sonra 1949’a kadar Türkiye’de din eğitimi veren hiç bir müessese yoktu. İmam hatipler ve ilahiyatlar yoktu. Tayyib Okiç Hoca, 1950’lerde Türkiye’ye geliyor. Ülkemize geldiği dönemde dini ilimler veren bir müessese yok. Hoca İstanbul’a yerleşiyor ve burada ilmi çalışmalarına başlıyor. Türkiye’de ise 1949 yılında İlahiyat fakültesi kurulmasına karar veriliyor, ancak bu fakültede ders verecek hiç kimse bulunamıyor. Çünkü Osmanlı geleneği kesilmiş, alanın dışından hocalar çağrılıyor ve dersler onlara verdirtiliyor. Tam bu dönemde Tayyib Hoca ile irtibat kuruluyor ve 1950 yılında Tayyib Okiç, Ankara İlahiyat Fakültesi’ne geliyor. Burada hadis, fıkıh ve tefsir ana bilim dalını kuruyor. 1973 yılına kadar Ankara İlahiyat’ta bu görevi sürdürüyor. Daha sonra Erzurum’a geçiyor ve Erzurum İlahiyat’ın kuruluşunda ciddi çalışmalar yürütüyor. Buradan Konya’ya geçiyor orayı kuruyor. Ankara, Erzurum, Konya Türkiye’de İlahiyat fakültelerinde çok önemli yerde duruyor. Dolayısıyla hoca bu fakültelerin kurucusu ve yönlendiricisi olmakla önemli bir çığır açtı. Hoca, yazılarıyla, eserleriyle yetiştirdiği talebelerle hala Türkiye’de hocalık yapmaya devam ediyor. Tayyib Hoca her ne kadar tarihte duruyorsa da o bugüne de hitap ediyor.”

Bu arada, Türkiye’de İlahiyat alanında görev yapan hocaların tamamının merhum Tayyib Okiç’in ya talebesi ya da talebelerinin talebesi olduğu ifade edildi. Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş, merhum Tayyib Okiç’in birebir yetiştirdiği talebesiyken, şu anki Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de merhum Okiç’in talebesinin talebesi olarak biliniyor. Prof. Dr. Görmez, Bosna-Hersek’e 2003 yılında gelişinde merhum Tayyib Okiç’in mezarının yerini Bosnalı talebeleriyle uzun uğraşlar sonucu bulabilmişti.

MERHUM PROF. DR. TAYYİB OKİÇ
Bosna-Hersek Reis-ul Ulema Yardımcısı Mehmet Tevfik Efendi’nin oğlu olan Muhammed Tayyib Okiç, 1902 tarihinde Saraybosna’nın Tuzla sancağına bağlı Graçanica kasabasında doğdu. 1. Dünya Savaşı’nda Saraybosna’nın işgal edilmesi üzerine Fransa’ya, oradan da Tunus’a gitti.

Türkiye’ye 1950’li yıllarda gelen Prof. Dr. Muhammed Tayyip Okiç, Türkiye’nin ilk ilahiyat fakültesi olan Ankara İlahiyatın yanı sıra İstanbul, Erzurum ve Konya ilahiyat fakültelerinin kuruluşunda görev aldı. Prof. Dr. Okiç, Temel İslami Bilimler ile Hadis alanında önemli çalışmalara imza attı. Türkiye’deki şu anda 27 ilahiyat fakültesinde görev alan hocaların önemli kısmını yetiştiren Prof. Dr. Okiç, 1978 yılında Ankara’da vefat etti.

Varislerinin talebi doğrultusunda Prof. Dr. Okiç’in cenazesi, özel izinle Saraybosna’ya getirildi ve buradaki Bare Mezarlığı’nda defnedildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!