Güncelleme Tarihi:
BİRİNCİSİ; Almanya’nın geçmişinden kaynaklanan insanlık suçu ve bunun getirdiği suçluluk duygusu. İkincisi ise işçi göçüyle başlayan süreçte ve sonrasında mülteci olarak çok sayıda Müslüman’ın Almanya’ya yerleşmiş olması.
‘Filistin’le Dayanışma’ gösterileri nedeniyle başlayan tartışmaların boyutu çok farklı yerlere gitmeye başladı. Bir de bu tartışmalar, federal hükümetin, özellikle mülteci ve göç konularında köşeye sıkıştığı bir döneme denk geldi. Böyle olunca da tartışmalar raydan çıktı. Özellikle sosyal medyada aşırı sağcılara gün doğdu. Aşırı sağ derken, sadece dazlakları aklınıza getirmeyin. Medyada, siyasette, sporda aktif olan hatta ünlü isimlerin yer aldığı aşırı sağa yakın bir kitleden bahsediyoruz. Artık ‘yeni Almanya’ böyle. Bir zamanlar aşırı sağ olarak damgalanacağı için konuşulmayan sözler gündelik yaşamın bir parçası haline geldi.
KASABA POLİTİKACILIĞI
Evet...
Müslümanlar arasında da Yahudi karşıtı, hatta düşmanlık besleyenler vardır. Bununla da kesinlikle mücadele edilmelidir.
Aslında Yahudilere yönelik İkinci Dünya Savaşı öncesinde başlatılan ve Yahudi yaşam hakkını kısıtlayan devlet terörü ve Yahudi soykırımı ne yazık ki çok bilinmiyor. Gelecekte bu yönde bilgilendirici kampanyalar yürütülmelidir. Ama Almanya’daki Yahudi karşıtlığını Müslüman göçmenlerin üzerine yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalışmak kasaba politikacılığıdır.