Güncelleme Tarihi:
Eminönü Belediyesi tarafından Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, Vahdettin Engin ve Erhan Afyoncu'ya hazırlattığı "Payitaht-ı Zemin Eminönü: Bir Dünya Başkenti" adlı kitaptan derlenen bilgilere göre, Fatih Sultan Mehmed zamanında bir?ok sanat?ının Osmanlı Devleti'nde faaliyet göstermesi, oğlu 2. Bayezid'ın da batıyla ilgilenmesinden dolayı bazı Avrupalı sanatkarlar, araştırmalarına maddi destek sağlamak i?in sultanla temas kurmaya ?alıştı. Bunlardan ilki Rönesans döneminin en önemli isimlerinden ressam ve bilim adamı Leonardo da Vinci oldu.
Tarih?i Semavi Eyice, Leonardo da Vinci'nin Osmanlı Devleti'nde görev yapmak istediğine dair ilgin? bir makale yayınlamıştı.
Buna göre, İstanbul, köprü ile 1800'lü yılların sonunda tanışırken, Leonardo da Vinci 500 yıl önce Hali?'e ve Boğazi?i'ne köprü yapmayı önerdi, ancak kabul görmedi. Makaleye göre, da Vinci, 1500'lü yılların başında yapmayı düşündüğü bazı işleri bir mektupla 2. Bayezid'e bildirdi. Leonardo da Vinci'nin mektubu Türk?e'ye ?evrilerek "Ceneviz'den Leonardo isimli kafirin gönderdiği mektubun suretidir" başlığıyla sultana sunuldu.
Mektubunda ger?ekleştirmeyi düşündüğü bir ka? projesinden bahseden Leonardo da Vinci, gemilerdeki suyu ?ekmek i?in bir pompa, sadece rüzgarla ?alışan yeni bir değirmen önerdi. Leonardo da Vinci'nin Osmanlılar i?in asıl önemli teklifi ise Hali? üzerinden Galata'ya ulaşımı sağlayacak bir köprü yapmaktı.
Vinci mektubunda, 2. Bayezid'in Galata ile Eminönü arasında bir köprü yaptırmak istediğini, ancak bu düşüncesini ger?ekleştirecek bir mimar bulamadığını duyduğunu, istenirse köprüyü kendisinin yapacağını ifade etti. Vinci'nin yapmayı tasarladığı köprü, tek gözlü ve ?ok yüksek olacaktı, köprü yüksek olduğu i?in de altından ge?ecek gemiler, yelkenleri problem olmadan Hali?'e girebilecekti.
Mektubunda, talep edildiği takdirde İstanbul Boğazı'nın iki yakası arasında ulaşımı sağlayabilecek bir köprü yapabileceğini de belirten Vinci'nin teklifleri karşısında 2. Bayezid'in ne düşündüğüne ait bir bilgi bulunmuyor.
MICHELANGELO DA İSTANBUL'A GELMEK İSTEDİ
Rönenans döneminin bir diğer ünlü ressamı Michelangelo da 2. Beyazid'in hükümdarlığı zamanında İstanbul'a gelmeyi düşündü.
Michelangelo, 1505 yılında Papa ile arası a?ılınca Roma'dan ka?arak Kuzey İtalya'ya sığındı. Floransa'da yaşayan Michelangelo, Papa'nın Roma'ya geri getirilmesi i?in harekete ge?tiğini öğrenince, hayatının tehlikede olduğunu ve Papa'nın ulaşamayacağı tek yer olan Osmanlı Devleti'ne sığınmayı düşündü.
Michelangelo da Leonardo da Vinci gibi Osmanlı padişahının Galata ile Eminönü arasında bir köprü yaptırmak istediğini duydu. Bu projeyi ger?ekleştirmek ve hayatını kurtarmak i?in Osmanlı Devleti'ne gitmeyi tasarlayan Michelangelo, İtalya'da kalmasını arzu eden bazı dostlarının Papa ile arasını bulması üzerine İstanbul'a gelmekten vazge?ti.
MOLTKE'NİN ?NERİLERİ
Alman Helmuth Von Moltke ise Padişah 2. Mahmud tarafından, İstanbul'un ayrıntılı bir haritasını yapmak ve İstanbul'un şehir sokaklarını düzenleyecek bir plan hazırlamak üzere görevlendirildi.
İstanbul haritasını ?izen Moltke'nin hazırladığı planın ayrıntılarının da ?oğu biliniyor. Moltke, planında şehrin kapıları ile Topkapı Sarayı arasında kesintisiz bir ulaşım ger?ekleştirmeyi önerdi. Moltke ayrıca, yangınları önlemek i?in binaların kagirden yapılmasını sağlamanın, ?ıkmaz sokakları tamamen ortadan kaldırmanın ve meydanlar oluşturmanın önemini vurguladı. Sirkeci-Unkapanı Köprüsü arası ile Tophane-Unkapanı Köprüsü arasındaki ahşap rıhtımlar yerine taş rıhtımlar yapılmasını da öneren Moltke'nin projesi hayata ge?irilemedi.
ARNODIN'İN DEMİRYOLU PROJESİ
Fransız mühendis Arnodin'in 1900'de iki köprü yardımıyla kenti ?epe?evre kuşatan demiryolu projesi hayata ge?irilebilseydi, belki bugün hala İstanbul'un ?özüm aranan trafik sorunu o yıllarda halledilmiş olacaktı.
Arnodin'in projesine göre, Bostancı'dan başlayan demiryolu Kandilli'ye ulaşacak, buradan "Hamidiye" adı verilen boğaz köprüsü ile Rumeli Hisarı'na ge?ilecekti. Demiryolu, Rumeli Hisarı'ndan bir ?evre yolu oluşturacak şekilde Bakırköy'e uzanacak. Bakırköy'den de mevcut demiryolu ile Sirkeci'ye ulaşılacaktı. Sirkeci'den Anadolu tarafına ge?işi sağlamak üzere ikinci bir boğaz köprüsü yapılacaktı. Aktarma köprü olarak nitelenen bu proje ile demiryolu, Sirkeci'den ?sküdar'a ulaşacaktı. ?sküdar ile Haydarpaşa arasına da kısa bir demiryolu hattı döşenecekti. Haydarpaşa'dan itibaren demiryolu mevcut olduğu i?in buradan da kolaylıkla Bostancı'ya gelinecekti. Böylece İstanbul'u ?epe?evre saran iki boğaz köprüsünün yapılmasını öngören entegre demiryolu projesi tamamlanacaktı. Bu proje ağır bir mali portreye sahip bulunduğu i?in yapılamadı.
PADİŞAHIN PARİS B?Y?KELÇİSİNDEN RİCASI
2. Abdülhamid döneminde İstanbul ile ilgili proje hazırlayanlardan biri de meşhur Fransız mimar Joseph Antoine Bouvard'dı.
2. Abdülhamid, sarayı ziyaret ettiği bir gün, Paris Büyükel?isi Salih Münir Paşa'ya Avrupalı bir seyyahın İstanbul'a dair bir gazetede yazdığı makalenin tercümesini verdi.
Padişah Abdülhamid, "Bu beyanatların bazıları yanlış ve haksız. Eminönü ve Karaköy Meydanı ile Galata Köprüsü gibi seyyahların en önce gözlerine ?arpan yerlerin, Sarayburnu'ndan Yedikule'ye kadar sahildeki mahallelerin ve memleket dahilindeki sokakların temizlenmeyip, tamir, tanzim ve imar edilmemesinden dolayı bizi şiddetle muahaza ediyor, mesul tutuyor, bu doğru sözlere karşı ne diyebiliriz? Ya kabahatleri yüklenip susmalı ve herkesin tarizine baş eğmeli veyahut payitahtımızı layıkı üzere temizlemeli, süslemeli, mamur bir hale koymalıyız. Bu işi ancak sen kusursuz görebilirsin" diyerek Salih Münir Paşa'yı görevlendirdi.
Bunun üzerine Salih Münir Paşa hemen Fransız mimar Joseph Antoine Bouvard ile irtibat kurdu ve İstanbul i?in nazım planı hazırlamasını istedi.
Bouvard, yoğun mesaisine rağmen Paşa'nın teklifini kabul etti ve İstanbul fotoğraflarından hareketle bir plan hazırladı. Projeyi, Osmanlı Devleti sipariş etmesine rağmen tüm masrafları Fransa hükümeti karşıladı ve projeyi de Osmanlı Devleti'ne hediye etti.
Fransız mimar Bouvard'ın hayata ge?irilemeyen projesine göre, Atmeydanı orijinal seviyesine indirilecekti, iki tarafından yükseltilmiş bir kaldırım boyunca ağa?lar dikilecekti. Sultanahmet Külliyesi'nin medresesi yıkılarak kuzeyde kalan bah?esi ve bah?e duvarları kaldırılacak, caminin avlusunda bir kü?ük Fransız bah?esi oluşturulacak, avlunun ortasındaki kubbeli ?eşme, üstü a?ık heykel şeklindeki bir yapı ile değiştirilecekti. İbrahim Paşa Sarayı yıkılarak yerine polis müdürlüğü yapılacak, bu polis müdürlüğü Atmeydanı'nı boydan boya kaplayacak, E harfi bi?iminde yaklaşık 480 metre uzunluğunda olacaktı. Meydanın batısındaki Sultan Bayezid Medresesi ve Sultan Bayezid'in türbesi yıkılacak, yerine avlulu ve kubbeli ikiz binalar inşa edilecekti. Bu iki bina, sanayi, ziraat ve devlet kütüphanesi olacaktı.