Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2022 10:24
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bundan yaklaşık 3 ay önce, 8 Aralık 2021 tarihinde göreve başladı. Dünyanın Kovid-19 belasıyla boğuştuğu bir dönemde. Scholz, SPD’nin Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) ile hükümet kurma pazarlığı döneminde de hükümet kurulduktan sonra da sürekli aşı zorunluluğunu savundu. Ama bir türlü somut adım atmaya yanaşmadı. Topu hep Federal Meclis’teki tüm partilere attı.
ORTAK bir önerge sunulmasında ve buna milletvekillerinin karar vermelerinde ısrar etti.
Tabii hükümet partileriyle muhalefet ortak önergeye yanaşmadığı için aşı zorunluluğu haftalarca havada kaldı.
Hâlâ da öyle.
Rusya, Ukrayna sınırına 130 binden fazla askerini, tanklarını, toplarını, roketlerini konuşlandırırken de Scholz, somut bir tutum sergilemedi.
ABD, Fransa, İngiltere başta olmak üzere birçok ülke zaman kaybetmeden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ‘yola getirmek’ için yaptırımlar uygulanmasını gündeme getirirken, Avrupa Birliği’nin (AB) lokomotifi konumundaki Almanya hep yan çizdi.
Rusya ile Almanya arasındaki Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattı projesinin hayata geçirilmeyip Putin’in ‘cezalandırılması’ önerisine hiç de sıcak bakmadı.
Scholz, “Bu politik değil, ticari bir projedir” dedi.
Rusya’nın tehditlerini artırması üzerine, Ukrayna kendisini savunmak için Almanya’dan silah yardımında bulunmasını talep etti.
SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan Alman hükümeti, “Bizim yasal düzenlemelerimize göre kriz ve savaş bölgelerine silah verilmesi yasak” diyerek bu talebi geri çevirdi.
Bunu Başbakan Scholz da savundu.
Hem de CDU/CSU ile birlikte yıllarca iktidarda kaldıkları ‘büyük koalisyon hükümeti’, geçen yıl Yemen ve Libya’daki savaşlara askeri destek veren Mısır’a 4.5 milyar euroluk silah ihracına izin verdiği halde.
O dönemde Angela Merkel Başbakan, Olaf Scholz da Başbakan Yardımcısı ve Federal Maliye Bakanı’ydı.
Ama Rus askerleri Ukrayna’ya girip savaş başlatınca durum değişti.
Haftalardır susan ve bu yüzden ağır eleştirilere hedef olan Başbakan Scholz da.
TARİHİ BİR KONUŞMA YAPTI
Federal Meclis’in tarihinde ilk kez bir pazar günü düzenlenen ‘tarihi olağanüstü’ oturumda suskun Scholz, ‘tarihi bir konuşma’ yaptı.
Daha birkaç hafta önce Ukrayna’ya 5 bin adet ‘askeri miğfer’ yardımında bulunarak ‘gülünç duruma düşen’ Almanya Başbakanı, ‘tarihi bir çıkış’ yaptı.
“Ukraynalılar özgürlük ve bizimle paylaştıkları değerler için savaşıyor. Biz Almanlar ve Avrupalılar olarak onların yanındayız” dedi.
Ve Almanya’nın Ukrayna’ya silah yardımında bulunacağını ilan etti.
Tabii Kuzey Akım 2 projesinin askıya alındığını da.
Baştan sıcak bakmadığı halde, Rusya’ya ‘en katı yaptırımlar’ uygulanacağını da.
“Savaş Ukrayna için bir felakettir. Ama savaşın Rusya için de bir felaket olduğu kanıtlanacaktır” dedi.
Yani kısa bir süre önce Ukrayna’da Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşerek, Avrupa’nın göbeğinde bir savaş yaşanmasını engellemek için gösterdiği çabanın boşa çıktığını gören Olaf Scholz, bir yerde Putin’e “Yeter artık, çok ileri gittin” dedi.
‘SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ’
Başbakan Scholz, “Avrupa’da barış güvence altına alınmadan Almanya durmayacaktır. Biz özgür, dünyaya açık, adil bir Avrupa’yı sonuna kadar savunacağız” diyerek Putin’e ’ayağını denk al’ uyarısında bulundu.
Scholz kimsenin beklemediği bir açıklamada da bulundu.
“Ülkemizin güvenliği için daha fazla yatırım yapmalıyız. Ancak bu sayede özgürlüğümüzü ve demokrasimizi koruyabiliriz” dedi.
Ve Alman Ordusu’nun (Bundeswehr) donanımı için 100 milyar euro ‘özel varlık fonu’ desteği vereceklerini ilan etti.
Alman Ordusu’nu en modern teknikle, uçaklarla, gemilerle, silahlarla donatacaklarını söyledi.
Ve “Bizim büyüklüğümüzde, Avrupa’da bizim gibi önemli bir ülke için bu mümkün” dedi.
Evet...
Suskun Scholz, Federal Meclis’in olağanüstü oturumunda, olağanüstü bir konuşma yaptı.
Haftalardır suskunluğunu eleştiren Alman medyası da, Scholz’a bu konuşmasından dolayı övgüler yağdırdı.