Güncelleme Tarihi:
SUNA Pekuysalın cenazesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Fatih Reşat Nuri Sahnesinde düzenlenen veda töreninin ardından Ataköydeki 5. Kısım Camisine getirildi. Sanatçının oğlu Ali Köknar, burada taziyeleri kabul etti.
Pekuysalı son yolculuğuna aralarında Zihni Göktay, Jeyan Tözüm, Arif Erkin, Altan Erkekli, Göksel Arsoy, Erdal Tosun, Kerem Kupacı, Cihat Tamer, Üstün Asutay ve Enis Fosforoğlunun da bulunduğu çok sayıda sanatçı arkadaşı ve seveni uğurladı. Cenaze töreninde, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de hazır bulundu. Pekuysalın naşı, öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası alkışlar eşliğinde cenaze arabasına konuldu. Pekuysal, Mevlanakapıdaki Merkez Efendi Mezarlığında toprağa verildi.
DUYGUSAL VEDA TÖRENİ
Suna Pekuysal için Fatih Reşat Nuri Sahnesinde veda töreni yapıldı. Sanatçı dostlarının ve sevenlerinin tüm salonu doldurduğu veda töreninde, Pekuysalıın yıllarca inmediği tiyatro sahnesinde bu kez naşı vardı.
Tiyatro sanatçısı Aliye Uzunatağnın, Pekuysalın özgeçmişini ve sanat yaşamını anlatmasıyla başlayan törende duygusal anlar yaşandı. Pekuysala 14 yıl boyunca 'Lüküs Hayat"ta rol arkadaşlığı yapmış Zihni Göktayın gözyaşları içinde, sanatçının tabutunu öperek selamlaması salondakilerin de gözyaşlarını tutamamasına neden oldu.
Törende ilk konuşmayı yapan Şehir Tiyatroları Genel Yayın Yönetmeni Orhan Alkaya, Pekuysalın iki senedir tiyatrodan uzak kalmasının verdiği üzüntü nedeniyle hayata veda ettiğini belirterek, şu an çok büyük acı duyduğunu ifade etti. Ölüm haberini aldığında inanamadığını söyleyen Alkaya, Pekuysalın 'Sıkıldım, çıkarın beni bu sandukadan" demesini beklediğini söyledi. Aklaya, "Suna ablacığım biz geç kaldık, sen niye acele ettin. Sizin bize değil, bizim sana ihtiyacımız var, Suna Abladan sonra işimiz biraz zor" diye konuştu.
'BEN BİR KİŞİ DEÐİLİM"
Pekuysalın oğlu Ali Köknar ise annesinin oynadığı sahneleri unutmadığını söyleyerek, 'Onlar benim parçam" dedi. Köknar göz yaşlarını tutamadığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Annem beni huzurlu ve düzenli bir şekilde büyüttü. Şu anda Suna Pekuysalın tek oğlunu görüyorsunuz, ben bir kişi değilim. Ben seyrettiğim her oyunla çoğaldım özgürleştim. Tiyatro ile hayatın, yaşamanın ne olduğunu anladım, özgürleştim. Annem bana bir insan olarak neler yapabileceğimi, sınırlarımı ve ufkumu anlattı, tanıttı. Tiyatro, roman, edebiyat, kültür, sinema, bu yüzden bir çeşni değil bir mecburiyettir. Bu sıkışık dünyada özgürleşebilmemizin bir yoludur. Bana oyunlarıyla özgürlüğümü verdi. Suna Pekuysal ve Köknarın oğlu olarak değil kültür ve edebiyatla büyümüş biri olarak karşınızdayım. Bana bir değil birçok can verdi, sadece bana değil herkese, vermeye de devam edecek. Yaşaşın tiyatro, yaşasın Suna Pekuysal."