Güncelleme Tarihi:
AMA Almanya Federal Cumhuriyeti’nin yönetiminden Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ve Federal Meclis sorumludur.
Anayasaya göre cumhurbaşkanı devletin başıdır.
Ama asıl görevi ülkeyi uluslararası düzeyde temsil etmek, kanunları onaylamaktır.
Yürütme erki geniş çaplı yetkilerle donatılan başbakandadır.
Tabii Federal Meclis ile eyaletlerin oluşturduğu Federal Konsey’de de.
PUTİN’E TEHDİTLER YAĞDIRDI
İşte 13 Şubat’ta Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, 5 yıllık ikinci dönem için görevde kalma onayı aldı.
Seçildikten sonra kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Steinmeier, son günlerde savaşa dönüşen Rusya-Ukrayna krizine de değindi.
Hem de kimsenin beklemediği bir biçimde.
“Başkan Putin’e sesleniyorum: Demokrasinin gücünü hafife alma. Biz barışçı bir komşuluk istiyoruz, karşılıklı saygı istiyoruz” dedi.
“Ukrayna’nın boynundan ipi çıkarın. Avrupa’da barışın korunması için bizimle ortak bir yol arayın” dedi.
“Doğu Avrupa’da bir askeri çatışmanın, bir savaşın ortasındayız ve bundan Rusya sorumludur” dedi.
“Rusya’nın asker konuşlandırmasını yanlış anlamak mümkün değil. Bu Ukrayna için bir tehdit. Ancak Ukrayna halkının korku ve tehdit olmadan yaşama, kendi kaderini tayin etme ve egemenlik hakkı var. Bunu yok etmeye çalışan herkese kararlılıkla cevap vereceğiz” dedi.
Yani Cumhurbaşkanı Steinmeier, çok açık bir biçimde Putin’e tehditler yağdırdı.
Aslında çok sakin bir yapıya sahip olan Steinmeier’den kimse böyle bir tepki beklemiyordu.
Ama belli ki, asıl tepki göstermesi gereken Başbakan Olaf Scholz, haftalardır sessiz kaldığı için Steinmeier daha fazla sabredememişti.
Ve bir şeyler söylemeden önce kırk kere ölçüp biçen Almanya Cumhurbaşkanı ezber bozmuştu.
Rus askerlerin Ukrayna’ya saldırması üzerine Steinmeier, barıştan yana bir devlet adamı olarak yine duramadı.
Putin’in daha düne kadar ‘kardeş halk’ olarak nitelediği Ukrayna’da kan ettiğine dikkati çekerken, “Başkan Putin’e çağrıda bulunuyorum: Şu savaş çılgınlığını durdurun, şimdi-hemen” dedi.
“Biz Rus halkıyla düşmanlık istemiyoruz, aksine. Ama bu haksızlık yanıtsız kalamaz. Bunun için federal hükümet kararlı bir şekilde NATO ve Avrupa Birliği’ndeki (AB) partnerlerimizle birlikte çalışmaktadır. Buna güvenebilirsiniz. Putin’i partnerlerimize haksızlık etmekten vazgeçirmek ve durdurmak için Almanya üzerine düşeni yapacaktır” dedi.
Yani Sovyet lideri Putin’e tehditlerini yineledi.
SCHOLZ’U ELEŞTİRDİLER
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in bu çıkışları halk tarafından alkışlandı.
Partiler üstü olan Steinmeier’in bu söylemlerine ve kesin bir tavır sergilemesine, farklı partilerden politikacılar da tam destek verdi.
Alman medyasındaki köşe yazarı bazı meslektaşlar, Başbakan Scholz’un suskunluğunu, “Başbakan’ın söylemesi gerekeni Cumhurbaşkanımız söyledi” diyerek ve yazarak eleştirdi.
Almanya’da yaşayan Türkler ve Türkiye kökenliler de “Bizim de Cumhurbaşkanımız” dedikleri Steinmeier’e övgüler yağdırdı.
Hürriyet’in Berlin bürosunu arayan okuyucularımız, “Biz Almanya’da da, Türkiye’de de, Avrupa’da da barış içinde yaşamak istiyoruz” dediler.
“Savaşsız bir dünyada yaşamak istiyoruz” dediler.
Yıllardır tanıdığım ve şu anda silahların konuştuğu, roketlerin yağdırıldığı Ukrayna’nın başkenti Kiev’de yaşayan kadın gazeteci dostum Diana, “21’inci yüzyılda bunu da mı görecektik? Bunları da mı yaşayacaktık?” diyordu telefonda.
Görüntülü yaptığımız telefon görüşmemizde gözyaşları döküyordu.
“Ben ölmek istemiyorum. İnsanlarımızın ölmesini istemiyorum. Kimsenin ölmesini, öldürülmesini istemiyorum” diyordu.
Benim de gözlerimden yaşlar süzüldü.
Barıştan yana, savaşlara karşı olan ve “Ben insanım” diyen kim duyarsız kalabilir buna?