Güncelleme Tarihi:
Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre Almanya'nın nüfusu 82 milyon civarındadır.
Nüfusun 42 milyon 880 bini kadındır.
Kadınların eğitim düzeyi erkeklerden daha yüksektir.
Böyle olduğu halde kurumların, kuruluşların ve işletmelerin yönetimindeki kadın oranı hala çok düşüktür.
Birleşmiş Milletler'in 1980 yılında imzaladığı “Kadınlara karşı her türlü dışlamanın engellenmesi sözleşmesi”ne, Anayasa'daki eşitlik ilkesine rağmen, Almanya gibi demokratik bir hukuk devletinde sorumluluk taşıyan kadınların oranı arzu edilen düzeyin çok çok altındadır.
Hatta büyük işletmelerin çoğunun Denetleme Kurulları ile Yönetim Kurulları'nda kadın yönetici oranı yüzde 3'ü bile bulmamaktadır.
İşte bu yüzden “kadın kotası” uygulanması talep edilmektedir.
Çünkü yasal olarak bir kota belirlemeden bu alanda önemli ve olumlu bir gelişme beklenmemektedir.
Bunu politika da yaşadık...
1980'li yıllara kadar Almanya'daki köklü partilerde ağırlıklı olarak hep erkekler sözsahibiydi.
Federal meclis olarak nitelenen Alman Parlamentosu'nda da, Eyalet Parlamentolarında da kadın parlamenter sayısı iki elin parmağıyla sayılabilecek kadardı.
İşte buna ilk kez Yeşiller Partisi son verdi.
Yeşiller Partisi'nin tüzüğüne 1979 yılında hem parti yöneticilerinin hem de milletvekili adaylarının yarısının kadın
olması girdi.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) 1988 yılında yüzde 40 “kadın kotası” hedefini ilan etti.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) 1994 yılında parti yönetiminde de milletvekili adaylığında da 3 kişidenbirinin kadın olmasını karara bağladı.
Sol Parti 2000'li yılların başında kadın kotasını yüzde 50 olarak belirledi.
Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) de 2010 yılında yüzde 40 kadın kadın kotası kararı aldı.
Şu anda köklü partiler arasında yalnız Hür Demokrat Parti'nin (FDP) tüzüğünde kadın kotası yer almamaktadır.
Şu anda Federal Meclis'teki Yeşiller Partili kadın milletvekili oranı yüzde 56.8'dir.
Yani Yeşiller Partili milletvekillerin yarından fazlası kadındır.
Bu oran Sol Parti'de yüzde 49.1, SPD'de yüzde 35.6, FDP'de yüzde 24.6, CDU'da yüzde 21.5 ve CSU'da yüzde 19.6'dır.
Evet, bazı partilerde hedefe hala ulaşılamamıştır.
Almanya'daki köklü partilerdeki göçmen kökenli parlamenter sayısı da yok denecek kadar azdır.
Oysa ki, Almanya'da göçmen kökenli 15 milyonun üzerinde insan yaşamaktadır.
İşte bu durumu gözönünde bulunduran SPD, Almanya'da ilk köklü parti olarak “göçmen kotası”nı gündeme getirmiştir.
SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, 500 bine yakın parti üyesinin yüzde 14'e yakınını göçmen kökenlilerin oluşturduğuna dikkat çekerek, bu oranın yönetime de milletvekili aday listesine de yansıtılmasını önerdi.
Almanya'da devrim niteliğindeki bu öneri bugünlerde önce SPD Merkez Karar Yürütme Kurulu'nda görüşülecek.
Kasım ayında da kurultayda delegelerin onayına sunulacak.
Umarız SPD'nin bu devrim atağı gerçekleşir ve diğer partiler de bunu örnek alır.